5.Bölüm

327 44 115
                                    


🥀Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor.
Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben.
Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz,
Kimseye sezdirmeden...

Özdemir Asaf🥀

Fulya hanıma, geçtiğimiz yarım saat boyunca detaylı bir hesap vermek zorunda kaldım. Kimdi o yanımdaki delikanlı, nereden tanışıyorduk, sevgili miydik, madem sevgili değildik ben niye elim kalbimde kapıların ardında gülümsüyordum...
Bu minvalde onlarca soruyu bertaraf edip, nihayet duş alma bahanesiyle odama girebildim. Şükür hava kararmamıştı, yoksa odamın kapısını açması için birini bulmam gerekecekti.

Üstüme yapışan kıyafetlerimi atarcasına çıkarıp hızlı bir duşa girdim. Günün yorgunluğunu üzerimden akan sularla beraber banyoda bırakınca da bornozumu çıkarmadan yatağa uzandım. Buluşma saatimize kadar bu pozisyonda tavanı izleyerek hayatı sorgulamak istiyordum. Fulya hanımın sorduğu soruları bu kez kendim sormalı ve çok daha dürüst cevaplar vermeliydim.

Madem sevgili değilsiniz, ne bu kapıların ardında eli göğsünde kalmalar?

Önce Oğuz'u üç günlük arkadaşım olmasına rağmen, diğerlerinden daha farklı bir kefeye koyduğumu farkettim. Semih gibi değildi mesela. Bir kere onunla daha az gülüyordum, laf arasına sıkıştırılmış iltifatlar almıyordum, yanında yürürken heyecanlanmıyordum. Ağzımdan çıkan her kelimede yüzünün alacağı şekli merak ederek konuşmuyordum. Kolundaki kadın tokasını her gördüğümde yüreğim ezilmiyordu.

Oğuz'a ilgi duymaya başladığımı itiraftan kaçamazdım. Yıldızlı geceleri gittikçe daha çok sevdiğimi, benden başka kimseye prenses diye hitap etmemesinin verdiği saçma gururu ya da provaya giderken içime dolan gereksiz hevesi inkar edemezdim.

Oğuz'dan hoşlanıyordum. Sadece üç gün önce tanışmamıza rağmen. Hem de fena halde.

Bir yandan da, hislerimin karşılıksız olmasına tuhaf şekilde seviniyordum. Ben platonik takılmaya alışkındım, her zaman yaşardım bunu, zerre kadar da gocunmazdım üstelik. Kendi kendime birlikte yapmak üzere yüzlerce iş icat eder, her gün onunla beraber yollarda yürür, geceleri göz kapaklarıma çizdiği hayali yıldızlarla uyurdum. Birlikteyken sevgilisi olduğunu unutur, yanımdan ayrıldığında kendime bunu hatırlatırdım. Durmam gereken sınırın tam dibinde dururdum. Sonunda herkesin üzüleceğini bildiğim gerçek hamlelere yeltenmezdim.

Ama eğer karşılık bulsaydım, Oğuz'un da bana bir şeyler beslediğini bilseydim yani; tüm yolları kapatır, ondan uzaklaşırdım. Belki Eleonora'yı uydurduğum birkaç gerekçeyle Buse'ye bırakır sahnenin arkasına geçerdim. Yaratabildiğim en büyük mesafeyi aramıza koyar, önüme görünmez duvarlar örerdim.

Benimkine benzeyen düşünceleriniz varsa, kimsenin sizi incitmediği hayali ilişkileri gerçek olanlara tercih ederdiniz. Platonik aşkınız istemediğiniz sürece sizi üzemez yahut başkasıyla aldatamazdı. Ona duyduğunuz hislerle dalga geçemezdi ya da işi bittiğinde sizi kenara atıp hayatına devam edemezdi. Adımları kafanızda planlayıp kendi kendinize mutlu olur, sıkıldığınızda her şeyi başladığı yerde, içinizde bitirirdiniz. Sonunda hiç kimse zarar da görmezdi üstelik.

Oğuz'un bir sevgiliye sahip oluşu, her şeye rağmen, aslında içimi rahatlatıyordu. Bu şekilde ona yakın olmaya rahatça devam edebilirdim. Arkadaşlarıyla sohbet edip dedikodu yapardım, replikleri çalışır beraber oyun sergilerdim. Ondan hoşlandığımı belli etmeden her şeyi içimde yaşayarak bu yazı gürültüsüz bitirir ve en sonunda sessiz sakin evime dönerdim. Böylesi herkes için keyifli bir yaz olurdu.

Avuç içi büyüklüğündeki çalar saatim alarm verip beni uyarınca, düşüncelerimi de yatağa bırakıp yattığım yerden doğruldum. Bornozumdan kurtulup üzerime siyah mat bir tişört, altıma da kıpkırmızı şortumu geçirdim. Fazla özenmiş gibi görünmek istemiyordum zira o gruptan biri bunu illa farkederdi. Aynanın karşısında kendimi izlerken, özgüvenimi tazelemek için kombinime ekleyecek bir şey aradım. Hava sıcak olduğundan makyaj yapmak istemedim. Üzerimdekilere uygun bandanam da yoktu, babamdan hızlıca uzaklaşmak için İstanbul'da alışveriş yapmaya vakit ayırmamıştım.
Son anda farkettiğim halka küpeler de olmasa saatlerce aynayla bakışmaya devam edecektim muhtemelen. Onları kulağıma geçirip anahtar ve telefonumu da alarak çıktım odadan.

Yine Yaz GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin