▪Bölüm 9||Arın Beyaz'ın acısı▪

645 30 0
                                    


Evde yasin sesleri duyulurken etrafı saran acı sis tum Çukur'u kaplıyordu.

Canımızdan can koparan adamlar kimdi bizde bilmiyorduk delirmiş vaziyetteydik.

Sahada olanlar bir yandan acısıyla baş ederken bir yandan da intikam ateşini harlıyorlardı.

Bunların en başındada ben vardım amcama bunu yapanlar bedelini fena ödeyeceklerdi.

Canları çok yanacaktı öyle bir yanacaktı ki katillerinin ben değil başka bir Koçovalı olması için yalvaracaklardı.

Evden ayrılıp arabama bindiğimde günlerdir içimde tuttuğum gözyaşlarımı bıraktım.

Bir yandan amcam ve yengemin acısı bir yandan ise Saadet ablanın yokluğu yakıyordu canımı.

Çok yara almıştık çok acı çekiyorduk ama toplanacaktık biz bunun da üstesinden gelirdik.

Saçlarımı gelişi güzel toplayıp bir uçurumun kenarında durdum.

Canım hiç bu kadar yanmamıştı ben hiç bir zaman sevdiklerimi toprağa koymamıştım ki.

Gözlerimden akan yaşlara hakim olmadan yere çöktüm.

Anlıma bir damla yağmur damlası düştüğünde acıyla bir tebessüm bıraktım bulutlara.

Onlarda benimle ağlıyordu,bize ağlıyordu.

Cebimden çıkardığım fotoğrafla burukca gülümsedim İdris Koçovalı tüm heybetiyle karşımdaydı sanki.

"Çok canımız yandı be dede." Delirmiş olmalıydım bir fotoğraftan medet umuyordum. "Oğlunu gelinini yanına yolladık biz bugün."

Kafam yavaşca toprağa değdiğinde hıçkırıklarımın şiddeti artırmıştı.

"Senin adın çok temiz biliyor musun?" Başımı hızla kaldırdım aylardır haber alamadığım Arık Böke karşımdaydı. "Arın Beyaz Koçovalı."

"İsmimden konuşmanın sırası mı Böke?" Benim dediklerimi duymuyormuş gibi devam etti.

"Sen haketmiyorsun bu yaşadıklarını Beyaz'ım." Kollarımdan tutup ayağa kaldırdı elleri kollarımdan yukarı çıkarak boynumu bulduğunda huzurla gözlerimi yumdum.

Dudaklarımda hissettiğim kadifemsi baskıyla ellerimi yüzüne taşıdım.

Bu onun beni ilk öpüşüydü.

Yavaşça geri çekilirken konuşmaya devam etti. "Özür dilerim sana yaşatacaklarım için."

Elleri bu sefer saçlarıma gittiğinde beni kendisine çekerek göğsüne bastırdı.

"Sen benim en büyük düşmanımsın." Titreyen sesim tüm acı duygulara ev sahipliği yapıyordu.

"Biz kendimize yapılan en büyük yanlış değil miyiz zaten?"

Biz öyleydik.

Hiç bir zaman huzur aramamıştık birbirimizde.

Derman bulmamıştık biz sadece birbirimizin kırık kalplerini baştan sağma sarıp içine kendimizi koymuştuk.

Biz birbirimize dert olmuştuk.

Acıydık yaraydık ama candık.

Derdinde olmayan derman arayanlardık.

"Yapma Böke." Canımı birde sen yakma ne olur. "Ailemi benden alma."

Başımı göğsünden çektim onunda gözleri yaşlıydı.

Ellerimi yüzüne getirip akan yaşlarını temizledim acısı ellerimdeydi.

"Abim gitti Arın abimi öldürdüler yapmak zorundayım." Belimi ellerinden kurtarıp gidebildiğim kadar geriye gittim.

"Selim amcamı sen öldürdün Saadet abla senin elinde değil mi?" Gözlerini kapattı haklıydım o yapmıştı nasıl akıl edemezdim. "Bana bunu nasıl yaparsın Böke?"

"Ab-." Sözünü kestim ve konuşmaya devam ettim.

"Başlatma abine benim başka kimsem yok ki oğlum sen onları benden alırsan ruhumdan geriye ne kalır?" Tamam canı yanmıştı abisi ölmüştü.

Ama ben ona evde olurdum yuvada.

"Senin var ya bir halttan haberin yok." Nasıl bir şeyden haberim yoktu? Abisi benim kardeşimin canına kıymıştı nasıl haberim olmazdı?

"Bu savaşı biz başlamadık senin abin yüzünden benim doğmamış kardeşim öldü." Gözleri şaşkınlıkla açıldığında alayla bir kahkaha attım. "Kimin yokmuş haberi?"

"Bilmiyordum." Bu saatten sonra bilmesi bir şey değistirmeyecekti olan olmuş giden gitmişti.

"Bu saatten sonra yanımda değilsin Arık Böke Erdenet." Neredeyse belimden hiç ayırmadığım silahı çıkarıp tetiği çektim. "10"

"9"

Ölüm burada

"8"

Bizimle

"7"

Bizi istiyor

"6"

Ruhun burada

"5"

Kalmak istiyor.

"4"

Kuş kafesten kaçtı.

Geçmişim GeleceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin