7

6.2K 545 216
                                    

Tanıtımda Lisa'nın saçlarının siyah olduğunu söylemişim. Kafanızı karıştırdıysam özür dilerim. Bu kitaptaki Lisa'nın saçları kumral.

...

Jennie

Zile tüm gücümle basarken, gecenin karanlığı umrumda bile değildi. 

Sadece onu görmek, ona sarılarak ağlamak veya her şey için özür dilemek istiyordum. Zile basmaya devam ederken, göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. 

Buraya kadar koşarak gelmiştim ve yağmurda koştuğum ilk gece değildi. 

Kapı sonunda açıldığında Rosé'nin uykulu suratı, beni görünce şok olduğunu belli eden bir ifade takınmıştı. "Bu saatte burda ne işin var senin?"

Endişe ile dışarıya göz gezdirdi. Birini aradı fakat yanımda kimse yoktu. Kolumdan çekip beni içeri aldı ve ıslak bedenimi kollarıyla sımsıkı sardı. 

Ağlamam şiddetlenirken, sarılmasına karşılık verdim. 

Beni kolumdan sürükleyerek salona götürdü ve koltuğa oturmamı sağladı. Yanıma oturup elimi tuttu ve konuştu. "Yine kavga mı ettiniz?"

Olumsuz anlamda başımı salladım. Etmemiştik, sadece uzaklaştırma kararının üstünden iki gün geçmesine rağmen kendimi yalnız hissediyordum. 

Rosalie dışında kimsem yoktu. Ailemden hayatta kalan tanıdıklarım yoktu, konuşabileceğim biri bile yoktu. 

Hayatımda sahip olduğum tek arkadaşı, iki gün önce benden çalmışlardı. Ve benimle kalmasını sağlayabilecek olmama rağmen yapmadığım için, deli gibi suçlu hissediyordum. 

O gün, karakoldan döndüğümüzden beri Rosalie ile tek bir kelime konuşmamıştık. 

İşe gidiyor, eve geliyor ve uyuyordu. Hiç bir sebebi olmayan sessizliğimizden, pek de şikayetçi sayılmazdım. 

İki gün, koskoca kırk sekiz saattir; tek ailem ile hiç konuşmamış olmamdan mutluydum. Ve yine iki gündür, tamamen kimsesizdim. Acınası dış görünüşüm, kibirli eşim ve bizim mükemmel evimiz. 

Rosé'ye döndüm. Hıçkırıklarımın arasından "Buraya geldiğimi bilmiyor, uyuyor." 

Rosé elimi daha da sıkı tutarken konuştu. "Eşyalarını kurutucuya atıyorum, kuruyana kadar bekliyorsun ve sonra Jisoo seni eve bırakıyor."

Ona, beni bırakmaması için yalvarmak istedim. Onun da gitmemesi için yalvarmak, ondan uzak kalmamak istedim. Bakışlarımdan bunu anlamış olucak ki itiraz etti. "Seni benim yanımda görürse, karakola gider ve şu an yasal olarak haklı." Haklı olmasını sağladığım için bana öfkeli olduğunu biliyordum, bunu gizlemeye çalışarak kendini perdelese de gözlerinde bunu görebiliyordum. 

Gözyaşlarım kururken, kendimi mantıklı düşünmeye zorladım. Başımı olumlu anlamda salladım ve beni odaya götürmesine izin verdim. 

Yeni kıyafetler verip, eskilerini kurutucuya atarken konuştu. "Mahkemede de mi susacaksın?"

Gözyaşlarımı elimin tersi ile sildim. "Bunun hakkında sonra konuşuruz."

İç çekti "Peki, ara beni."

Yutkundum ve söyleyeceğim şeyi yumuşatarak söylemenin hiç bir yolu olmadığında, derin bir nefes alıp beklemeden söyledim. "Rosalie numaranı sildi." 

Gözlerini devirdi ve bana döndü "Notlarına kaydet, ezberinde dursun."

Olumlu anlamda başını salladım ve telefonumu açıp, başka bir notun olduğu kısımın sonuna numarasını not aldım. 

umbrella || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin