--
1.Bölüm
Kimseye söylemeden, görmelerine izin vermeden akıttığı gözyaşlarını hızlıca elinin tersi ile sildi ve telefonun ekranında gördüğü yazılara minnet dolu bir gülümseme sundu.
Duygularını kelimelere dökemiyordu. Hislerini ifade etmenin bir yolunu bulamıyordu. Birkaç an önceki hissettiği karmaşık duygulardan kurtulmuş, ferahlayarak derin bir nefes almıştı.
Jisu öyle güzel teselli edip sakinleştirmişti ki kendisini, deminki halinden eser bile kalmamıştı.
Sevgilisiydi.
Uzak mesafe ilişkileri vardı. İnternetten tanışmışlardı.
Mesafeler önemli değildi. Jisu kendine o kadar uzak olmasına rağmen etrafında olan çoğu insandan daha çok dokunabiliyordu Yoongi'ye. Yoongi o küçük ekranda yazışırken Jisu'nun kendisine olan sevgisini, desteğini, duygularını hissedebiliyordu.
Onca mesafe ötesinden birkaç cümlesiyle silip atıyordu Jisu Yoongi'nin üzüntülerini ve de öfkelerini. Birkaç cümlesiyle neşelendiriyordu gününü, içini yaşama isteğiyle dolduruyordu.
Bu, asla kaybetmek istemediği bir şeydi.
Zor günler geçiriyordu ve kendine destek olan tek kişi Jisu idi. Saat kaç olursa olsun, Yoongi'nin ona yazdığı her an, anında cevaplıyordu. Bazen Jisu'nun normal taşkalalı hayatında kendisine nasıl bu kadar kontrollü bir şekilde vakit ayırdığına hayret ediyordu.
Çünkü o hep oradaydı.
Yoongi onun kendisine yazdığı her an, saniyeler içerisinde ilgisini Yoongi'ye çeviriyordu.
Jisu, her zaman yanındaydı.
Kötülüklerini bile anlattığında o oradaydı. Her yönüyle kabul etmişti Yoongi'yi.
Ve bu aynı şekilde Yoongi için söylenebilirdi.
Jisu Yoongi için, vazgeçilmezdi.
İlk kez birisi kendisinin ağladığını duymuştu ve o Jisu'ydu. İlk kez birinin önüne tüm acılarını döküp güçlüymüş rolü yapmamıştı. Her şeyini anlatmıştı ona. Çekinmeden, utanmadan..
Yaklaşık 6 aydır görüşüyorlardı ve Yoongi öncesinde nasıl yaşadığını merak ediyordu. Jisu olmadan.. Günlerini nasıl geçiriyordu ki? Kendine hayret ediyordu. Nasıl yaşayabilmişti?
7 ay önce annesini kaybetmişti. Gerek kendisi, gerek ailesi.. Çok sarsılmışlardı. Çok ağır gelmişti. Atlatamamıştı olan olayları.
Fakat sonradan.. Jisu gelmiş ve kendine elini uzatıp, sıkı sıkı tutmuştu telefonun ucundan. Annesinin yokluğunu hissetmesine izin vermemişti. Hızlıca annesinin yerini doldurmuş ve Yoongi'yi hayata bağlamıştı.
Uzak mesafe ilişkisi olması ilk başta onu germişti fakat sonradan bunu atlatmıştı...
Kısmen.
"Kiminle konuşuyorsun?" Yanına oturan babasına gülümseyerek telefonu cebine koydu. "Hiç.."
Gülümseyerek elini oğlunun omzuna attı. "Her kimse seni oldukça mutlu ediyor olmalı." Utanarak başını yere eğdi. Onun hakkında konuşmaya çekiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake | Min Yoongi
Fanfiction"Anlamıyor musun? Yoongi, şu an.. Bir yol ayrımında.. Hangi yola giderse, diğer yol hep bir merak olarak kalacak kafasında.. Ve o beni seçti."