1

2.8K 121 21
                                    

Saat 03.20

Bugün ne zamandır heyecanla bekledigim YKS yerleştirme sonuçları açıklanmış ve açıklanmasının üstünden tam 3 saat geçmesine rağmen ben hala sayfayı açıp da bakmamıştım.
Ya istediğim yer gelmemişse kaygısı vardı içimde. İstanbul üniversitesi psikoloji bölümünü çok istiyordum. 24 tercihten 24 tercihte bulunarak işimi riske atmak istemedim. İstanbul olmazsa Ankara kesin olurdu. Veya İzmir.

Tüm nefesimi tutup derin bir nefes aldıktan sonra sayfaya girdim. Biraz beklemeden sonra açılan sayfada kimlik bilgilerimi girmiş ve gözümü kapatıp giriş yazan tuşa basmıştım. Sayfada İstanbul Psikoloji yazısını görmeme saniyeler kalmıştı.

Tekrar derin bir nefes alıp gözümü açtığımda ekranda "yerleşemediniz." yazısını görmemle büyük bir şok yaşadım. Nasıl olur da o kadar puan almama rağmen istediğim bölüme yerleşemezdim. Oysaki ilk tercihim geçen yılın taban puanından bile fazlaydı. Ve en önemlisi ben 24 tercihte bulunmuştum.

Sanırım bu bir şakaydı. Sayfayı kapatıp tekrar girdim. Yine ekranda beliren "yerleşemediniz." yazısı.
Kafamdan kaynar sular boşalmış gibiydi o an. Kalbimin üzerinde koca bir ağırlık. Ve, boğazımda oluşan koca bir düğüm...

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Nasıl olmazdı? Bu an hiç yaşanmış olmamalıydı. Ben o fakülteyi kazanmış olmalıydım.

Bir süre sonra hıçkırık sesime uyanmış olacak ki babam girdi odaya. Anlamış olacak ki yatağıma oturup ellerini boynuma doladı.

"Üzülme kızım. Güzel Rabbim geciktiriyorsa güzelleştiriyordur. Sıkma sakın o güzel canını. Her şer görünende elbette bir hayır vardır."

Bende ellerimi babamın beline doladım. Ve hiçbir şey söylemeden sıkıca sarıldım. Bir müddet öyle kaldıktan sonra geri çekilip babamın dizlerine uzandım.

"Nasıl olur da yerleşemem baba? Puanım tüm tercih listeme yetiyordu oysaki. Neden bunlar bizim başımıza geliyor? Bizim de mutlu olmaya halkımız yok mu?"

"Öyle düşünme benim güzel kızım. Belki de böylesi senin için daha hayırlı sonuçlara vesile olacak. Bilemezsin ki. Allah var, Allah yâr. Sen gerisini dert etme. Allah'a olan inancını eksiltme sakın. Vardır bunda da Allah'ın bir bildiği. İçini ferah tut."

Babam ellerini saçlarıma koyup beni teselli etmeye çalışıyor, az da olsa içimi ferahlatmak istiyordu. Ama nafileydi.

Biraz zaman geçmiş artık ağlamaktan bitap düşmüştüm.

"Baba..."

"Hmm..."

"Beni teselli edecek, hayatımızda olan iyi bir şey söyle bana."

Babam derin bir nefes alıp,

"Hayattayım, sen varsın ve yanımdasın.Başımızı sokacak bir evimiz, karnımızı doyuracak yemeğimiz var. Renkler dolusu giyecek giysimiz var. Ve en önemlisi güzeller güzeli Rabbimiz var."

Ve yine her zamanki iyimser babam.

"Evet, doğru. Ama fazla iyimser değil misin baba? Annemin hayatta olmayışı, ikimizden başka sığınacak kimsemizin olmayışı tüm okul arkadaşlarımın hiçbir neden yokken bana tiksintiyle bakıp benle arkadaşlık kurmak istememeleri ve benim yemeden içmeden çalışıp onca çabama rağmen üniversiteyi kazanamamam... Bunlar ne olacak baba?"

Yorulmuştum artık. Hayat beni yeterince yormuştu. Ben ettiğim duaların gerçek olmasını istiyordum artık. Ama olmuyordu işte.

"Bak kızım, hayat senin ne gördüklerinde değil ne görmek istediklerinde saklıdır. Sen yarısı suyla dolu bardağın boş tarafını görüyorsun. Biraz olsun bardağın dolu tarafından bakmayı dene. İnan o zaman daha mutlu olacaksın."

Züheyra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin