17

744 50 23
                                    

Gelin başı tamam.

Makyaj tamam.

Çiçek tamam.

Gelinlik tamam.

Damat traşı yapıldı.

Damatlık giyildi.

Yaka çiçeği takıldı.

Düğün salonu hazır.

Misafirler geldi.

Bu liste böyle uzar giderdi. Her şey hazır olduğuna göre hazırlıklar tamamdı. O gün gelip çattı. Bugüne dair hiç hayal kurmamıştım aslında. Her evlilik bahsi açıldığında nasip deyip geçiştirenlerdendim. Daha doğrusu pek hayalperest biri olmadım hiç. En güzeli değil miydi böylesi zaten. Her şeyi akışına bırakmak en güzeliydi benim için. Öyle de olmuştu. Akışına bıraktığım bir hayatta birazdan düğünüm olacaktı. Evlenecektim. Bu geçen bir hafta çok yoğun geçti. Hep bir telaş içinde bu güne gelebildik sonunda. İki gün önce de resmi nikâhımız kıyıldı. Hayalimde böyle bir nikah yoktu ama her şey nasipti.

Aynadan son kez kendime baktığımda artık hazırdım. Annemin az önce gelip hatırlattığı gibi gitme vakti gelmişti gelin odasına.
Odadan çıkıp gelin odasının önünde durdum. Biraz tereddüt etsem de kapıyı tıklayıp gel sesini duyunca içeri geçtim.

Karşımda eşim vardı. Bembeyaz gelinlik ne de güzel yakışmıştı tenine. Yüzüne bakıp burukça gülümsedim. Bazen onun günahını aldığını düşünüyordum. Kendini hiçbir zaman tam anlamıyla sevmeyecek adama Seninle evlenirim. Benim sevgim ikimize de yeter demişti. Annemle babamın da desteğiyle bugün evleniyordum onunla.

"Şuan neler düşündüğünü hayal edebiliyorum Sa'd. Benimle evlenmeye mecbur degildin bunu sen de biliyorsun. Ama iki gün önce evlendik. Ve şimdi de düğünümüz var. Lütfen... Yalvarırım sana iyi ol. Yanımda ol."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Haklıydı. Çok haklıydı. Gülümsedim. İki adım atıp tam karşısında durdum.

"Sana böyle düşündürdüğüm için özür dilerim. Ama artık gitme vaktimiz gelmedi mi gelin hanım?"

Koluma girmesi için kolumu uzattığımda gülümseyip koluma girdi.

"Ben hep senin yanında olacağım Sa'd. Söz veriyorum."

Cümlesiyle yüzüne bakıp durdum.

"Bu konuda söz vermeni istemiyorum. Çünkü biri söz verince inanıyorum. Anla beni. Ama aynı zamanda da biliyorum sen her ânımda yanımda olacaksın. Bunu hissediyorum."

"Ömrüm yettiğince hep yanında olacağım. Hep dayanağın olacağım. İnan bana olur mu?"

"Sana inanmasam benden bir evet alamazdınız gelin hanım. Neyse. Hadi gir koluma da daha fazla bekletmeyelim misafirleri."

Kol kola içeri girdiğimizde bir alkış tufanı koptu. Herkesin gözü bizdeydi. En sonunda geçip yerimize oturabildik. Normal düğünler gibi giriş dansı vesaire olmadı. İkimiz de ilahiyatçı olunca oyun felan istemedik. Onun yerine İslami çerçevede bir düğün organize ettik.

"Evet baylar bayanlar hepiniz genç çiftin düğününe hoşgeldiniz."

Alkış.

"Şimdi programa başlamadan önce buraya giriş konuşmasını yapması için damat beyin babasını ve annesini çağırıyorum."

Alkış.

Mikrofonu alan babam gözlerimin içine bakıp gülümsedi. Her şey yolunda der gibiydi.

"Öncelikle hepinize bu günümüzde yanımızda olduğunuz için teşekkür ederim. Aslında nasıl bir konuşma yapacağımı halen bilmiyorum. Ama oğluma birkaç şey söylemek istiyorum. Benim oğlum bu günlere gelene kadar bir çok sıkıntı çekti. Allah'a çok şükür ki sıkıntılı günler geride kaldı. Artık mutlu bir yuva kuruyor.
Bildiğiniz gibi benim 3 oğlum var. Ama Sa'd benim ilk göz ağrım. Allah'tan dilerim ki güzel bir evliliği, salih saliha evlatları olsun.
Hepiniz tekrardan hoş geldiniz."

Züheyra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin