26

481 33 15
                                    

Etraf ışımaya başladıkça birkez daha gördüğüm manzarayla hamd ettim. Koca ahşap pencereden bakınca yeşilin her tonunu görebileceğimiz bir yerdeydik.

Karadeniz.

Hayallerimi süsleyen o nadide yer.

Hümeyra'yla Karadeniz'i dip bucak gezmiş, nerede çok bilinmeyen yerler varsa oraları bile gezmiştik. Aldığım her nefeste burada olduğuma şükredip buranın kıymetini bilmeye çalıştım. Ama işte her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu günlerin de sonuna gelmiştik. Karadeniz turu bizim için hayatımızda bir yenilenme olmuştu.

Bu güzel şehirleri bırakıp şehrin gürültüsüne dönmemiz gerektiğini bilmek bir miktar üzse de elden bir şey gelmiyor maalesef.

" Gitme günü geldi çattı demek."

" Evet. Öğleye yolcuyuz inşaAllah. Onun için bir an önce hazırlan da son kahvaltımızı yapıp öyle çıkalım."

Hümeyra hazırlanırken ben de son kalan eşyalarımızı valize koyup valizi kapattım. Yine bir güzel anıyı daha kalbimize yerleştirmiş olduk. Gönül isterdi ki hep burda kalalım ama işte yolcu yolunda gerek demişler.

Son kahvaltımızı da yapıp yola çıktık. Zaten gezinin son durağında olduğumuz için eve çok da uzak değildik. Birkaç saate eve gelip oturmuştuk bile.

" Ben eşyaları kaldırıp yiyecek bir şeyler hazırlarken sen biraz dinlen istersen. Hem araba kullandın hem de gece de uyuyamadım dedin."

"Zaten çok yorgun hissediyorum. Biraz dinlensem iyi olacak galiba."

Nedensiz bir şekilde bugün kendimi iyi hissetmiyorum. Bu yorgunluk vs. değildi. İçimde öyle bir sıkkınlık var ki hayr olsun.

Odaya geçip üstümü değiştirdikten sonra abdestimi aldım. Uyumak istemiyordum. Namaz kıldım bir süre. Sonrasında kaç dakika orda seccadeyi seyredip oturdum bilmiyorum. Gözümden akan yaşları bile çok sonra farkettim.

Genel anlamıyla yorgun hissediyorum. Ama yoruldum demeye korkuyorum. Çünkü ne zaman yoruldum desem bambaşka bir şey yaşıyorum. Zaten bu hayat döngüsü hep böyle. Onun için iyiyi düşünmeli ve iyiye odaklamalıyım.

"Allahım.
Dünden beri dilimde sebepsiz yere inşirah suresi var. Ders çalışırken başka bir şey yaparken bir bakıyorum ki çoktan surenin sonuna gelmişim. Hatta ilk başta kavrayamadım. Okuduğum surenin ne olduğu beşinci okuyuşumdan sonra geldi aklıma.

Değişik bir ruh haline sahibim. Ve bu halden sana sığınıyorum. Nasıl ki Peygamber efendimize bu sureyle bir ferahlık vermişsen bana da bizlere de bir ferahlık ver. Daralan göğsümü genişlet. Kalbimi ferahlat.
Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır biliyorum. Sen bizleri zorluklardan kolaylığa erdir.

Allah'ım...
Ben acizim. Fazlasıyla acizim...
Ne yapacağımı, nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum. Bazı zamanlar oluyor ki gerçekten kalbimin daraldığını kalbime bir kasvetin bastığını hissedebiliyorum.

Burası imtihan dünyası. İmtihanın her türlüsünün yaşanma ihtimali olan bir dünya. Başımıza ne zaman ne geleceğini bilmiyoruz. Tıpkı başımıza gelen bir şeyin sonunun hayra çıkacağını bilmediğimiz gibi.

Biz ne çok şey bilmiyoruz Allah'ım. Hamdolsun ki bilmiyoruz. Eğer ki bir şeylerin sonunu bilebilseydik böyle sabırlı, hamd eden kimseler olamazdık.
Bizi sensiz bırakma Allah'ım.
Bizi dua etmekten mahrum bırakma.
Amin..."

Züheyra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin