Mutfaktaki masanın etrafında oturmuş Yağız, Efe ve ben birbirimize bakıyorduk. Kimse hiçbir şey söylemiyor, herkes susuyordu. Açıkçası ne söyleyebileceğimi de bilemiyordum.
Efe'nin şu an öğreneceğini hiç düşünmemiştim. Yağız kıyafet getirmesi için çağırmış, o sırada da ben gelip söylemiştim.
"Ne yazmış?"
Yağız konuştuğunda Efe'ye döndüm. Neden bilmiyorum ama yanaklarım hafiften kızarmıştı.
"Onunla konuşup konuşmayacağımı sormuş."
"Niye konuşmayasın ki?"
Soru Efe'den geldiğinde sesim kısık bir şekilde cevap verdim.
"Dün gece bana, beni o anlamda görmediğini söyledi?"
İkisi de birbirine döndü. Arada benim anlayamadığım ama olumsuz anlamda olduğunu fark edebileceğim bir bakışma geçtikten sonra Yağız bana döndü.
"Sen ne diyeceksin?"
"Beni arkadaş olarak gördüğünü söyledi ama ben onu arkadaş olarak görmüyorum. Böyle bir şeyin üzerine nasıl yazayım bir daha?"
"Yazsana, bana onca şeyi söylememiş pezevenk. Belki fikirlerini değiştirebiliriz, sonra da sen naz yaparsın da çeker cezasını."
Efe'nin söylediklerine içten olmayan bir şekilde gülümsedim.
"Ne diyeceğim Allah aşkına."
"Tamam, arakadaş kalalım de."
Başımı onaylar anlamda salladığımda ayağa kalkıp dışarıya doğru adımladım. Ama her ne olduysa ilerleyemeden duvarın dibinde durdum.
Yağız'ın sesi kısık bir şekilde kulaklarıma ulaştığında keşke duymasaydım diyordum.
"Rüya'nın yazmaya devam etmesi gerek. Yoksa Yiğit'i başkasına kaptırırız. Rüya'nın içine düştüğümüz bok çukuru yüzünden üzülmesine katlanamam."
"Yiğit'in de..."
Efe'nin sözlerini bitirmesini beklemeden sessiz ama hızlı adımlarla merdivenlere yönelip odama çıktım.
Yiğit'i başkasına kaptırmak mı?
Düşünmeye gerek görmeden telefonumu alıp Yiğit'e bilinmeyen olarak arkadaş kalabileceğimize dair mesaj attım. Böyle yaptığımda belki ileride fikrini değiştirebilirdim.
Ama yazmasaydım, onu hepten kaybedebilirdim. Bildirim sesi geldiğinde WhatsApp'a girip gelen mesaja baktım.
Yiğit: Açıkçası böyle düşünmene sevindim.
uA: Sana karşı açık olacağım, böyle düşünmem için bazı sebeplerim var.
Yiğit: Ne gibi?
uA: Yiğit ben seni seviyorum. Kendini benim yerime koy ve birini canından çok sevdiğini düşün. Öyle kolay kolay vazgeçebilir misin? Şahsen ben vazgeçemem, vazgeçemiyorum.
uA: N'olur anla artık beni. Sohbetimi, arkadaşlığımı sevmem hoşuma gitti. Benim sana mesaj atmamın bir diğer sebebi de buydu zaten, seni her anlamda tanımak istiyordum. Yoksa hiçbir zaman tam anlamıyla sevdiğime ikna olamazdım. Çünkü birini sadece fiziksel olarak sevemezsin. Yüzü güzel diye, boyu posu yerinde diye, eli ayağı düzgün diye sevemezsin. Tabii ki bunların da etkisi var, kabul ediyorum fakat o kişinin karakteri düzgün değilse hiçbir şey ilerlemez.
uA: Sen benim sohbetimi, arkadaşlığımı sevdin. Benim şimdi arkadaş kalmamızı onaylamamın sebebi daha ilerisi.
uA: Belki bi ihtimal fikrini değiştirirsin diye...
Yiğit: Ben seni arakadaş olarak görüyorum ama gerçekten üzgünüm, fikrimin değişeceğini zannetmiyorum.
uA: Bir şey soracağım, en basitinden
uA: Bana alışacağını, arkadaş olarak benimseyeceğini düşünmüş müydün hiç?
Yiğit: Doğrusunu istersen hayır, düşünmemiştim.
uA: Ümitlenmeyeyim mi?
Yiğit: Sana bir şey söyleyeyim mi?
uA: Söyle
Yiğit: Kalbin kırılabilir ama
uA: Olsun, ben de buna alıştım
Yiğit: Ben birini sevdim
Yiğit: Şimdi, sanki bir daha kimseyi sevemeyecekmişim gibi...
Yiğit: Seni üzmek istemem, ümitlenme
Eveet, bir şeyleri öğrendik :(
Fikirlerinizi alalım.❤️
Ayrıca uygulamada bir sıkıntı var, bildirim gitmiyor çoğu kişiye. Bölümü yayınladığımda profilimden paylaşıyorum, takip ederseniz oradan öğrenebilirsiniz.
Ayrıca; oy sınırı koymayacağım ama ne kadar fazla olursa yeni bölüm o kadar hızlı gelir ;) ❤️
Instagram: Hyersya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galatasaray Gibi || Yarı Texting [TAMAMLANDI]
General Fiction0531*******: Aklın yok, keyf ediyorsun. Yiğit: Allah Allah, sen nereden biliyorsun?! 0531*******: Ha yani aklının olmadığını kabul ediyorsun? ••• 0531*******: Sana, beni Galatasaray'dan daha çok sev demiyorum. 0531*******: Beni Galatasaray gibi se...