14. Bölüm:

394 14 3
                                    

Savaş'tan:

tam banyonun kapısını açacakken durdum ve kendime
"Ben ne yapıyorum" diye sordum..
onunla herşeyi konuşmak istiyordum ama düzgün bir şekilde.
Ne yapsam diye düşünürken aklıma odanın kapısını kilitleme fikri geldi ama yok bu da olmazdı. Odadan çıktım ve onun giyinmesini bekledim.
Yaklaşık bi 10 dakika sonra içerde fön makinesi sesleri geldi ve bende içeri girdim. Kapıyı kapattım ve kilitledim.

Sera: ne işin var senin burda savaş? Beni rahat bırak artık ve aç kapıyı çıkıcam.
Savaş: hiçbir yere gidemezsin küçük hanım seninle konuşacaklarım var.
Sera: benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok ve olamaz da.
Savaş: emin misin?
Sera: eminim. Ver şu anahtarı deyip.

Sera'dan:

Of çocuk gibi Anahtarları aldı ve benden kaçmaya başladı.
En sonunda duvarın köşesine gitti.
Sera: şimdi nereye gideceksin? Ver şunları.
Savaş: bir öpücük verirsen tabii neden olmasın.
Sera: sapıksın sen ver şu anahtarları.
Savaş: o zaman al deyip yukarı uzatmıştı kolunu.
Sera: zaten deve gibisin bide kolunu yukarı mı uzattın?
Derken bir yandan da almak için zıplıyordum.

Azra'dan:

Aryayla birlikte üzerimizi değişip saçımızı kurulayıp aşağı erkeklerin yanına gittik.
Ben normal bi şort ve askılı giymiştim.
Arya da büstiyer gibi birşey..
Aşağı indiğimizde esra ve Berat birlikte diğer köşede oturmuş dondurma yiyerek konuşuyorlardı.

Esra'dan:

Berat tatlı ve samimi bir çocuktu onunla arkadaş olmak ve yakından tanımak istedim. Onunla birlikte diğer köşeye oturup sohbet etmeye başladık.
Muhabbeti baya sarıyordu sevmiştim bu çocuğu.
Resmen bro falan diyorduk baya iyi arkadaş olmuştuk.

Ateş'ten:

Masada duran milkshake in birini aldım ve içmeye başladım tam o sırada Azra ve Arya geldi. Savaş ve sera hâlâ ortalıkta yoktu acaba ne yapıyorlardı:D

Bende fırsattan istifade Azra yı biraz süzdüm ve tam benlik bi kızdı. Hele gözleri çok güzeldi.
Yanıma geldi ve;
Azra: kalk yerimden.
Ateş: kucağıma otur.
Azra: sen çok pislik ve iğrençsin deyip içeri girdi.
Bende peşinden gittim.
Azra: neden peşimden geliyorsun?
Ateş: bilmem canım istedi otur otur sıkıldım.
Azra mutfağa gitti ve bende onu takip ettim.
Gidip içki dolabını açtı ve bir tane bira aldı.
Azra: içer misin?
Ateş: olur.
Bana da bir bira verdikten sonra biz temasa çıktık ve onunla biraz konuşma fırsatım oldu.
Ateş: burası kimin evi?
Azra: arya nın ölen dedesinin.
Atel: demek o ölen kişi arya nın dedesiymiş.
Azra: neden bunu bu şekilde söyledin ki?
Ateş: ha hiç. Berat bahsetmişti ondan.
Azra gidip hamağa uzandı ve bende onu biraz salladım. Onu biraz süzdüm ve içimde bir şeyler kıpırdandı.
Bu şey daha da artıyordu sanırım azmaya başladım. Acilen bir yer bulmam lazım. Terastaki depoya girdim ve Azra yı çağırdım.
O da merak etmiş olacak ki hemen geldi.
O gelir gelmez onu tutup duvara yapıştırdım ve dudaklarına yapıştım. Beni deli gibi itiyordu ama bu Bana işlemiyordu. En sonunda biletlerinden tutup onları da duvara yapıştırdım ve onu daha da sert öpmeye başladım. Ama o bana karşılık vermiyordu
Dudağını ısırdım ve minik bir ah sesi çıkardı ve bende daha sert öpmeye başladım. Nefessiz kaldığımda geri çekildim ve Azra sadece bana bakıyordu Dudağı morarmış ve minik bir yeri patlamıştı.
Kız şoka uğramış gibiydi.

Azra'dan:

Beklemediğim anda Beklemediğim bir şekilde öptü beni ve ben hiçbir şey yapamadım. Hiçbir erkeğe güven olmaz bunu gayet iyi biliyorum ve birkez daha hatırlamış oldum. Nedendir bilmem onun beni öpmesine sinirlenmedim ama kıpırdayamıyordum bile..
1 2 dakika bakıştık ateşle ve yüzünü incelediğimde kusursuzdu kokusu da çok güzeldi. Kendisi de ismi gibi ateşliydi ama ona hâlâ güvenmiyordum..
Birden ne olduysa bu sefer de ben onun dudağına yapıştım. Artık karşılıklı öpüşüyorduk. Ikimiz de çok hızlıydık ve Ateş beni iyice kendine bastırmıştı ordaki sertliği hissedebiliyordum.

BEKLENMEDİK TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin