18. Bölüm:

318 10 8
                                    

Araf'tan:

Gece ne olur ne olmaz dışarı çıktım ve evin karşısındaki bir banka oturdum. Umarım çıkar da gösteririm ona yavşaklığı.

Savaş'tan:

Yatakta bir oraya dön bir buraya dön uyuyamadım. Kalkıp camdan sera nın odasına baktım ışıklar kapalıydı büyük ihtimal uyuyordu.

Tekrar yatağıma uzandım ama bir türlü uyuyamıyordum.
Sanki birisi beni uyumamam için zorluyordu ve dışarı çıkmamı söylüyordu. Buna kulak asmayıp su içmeye indim ve camdan dışarı baktığımda bankta kapüşonlu birisi oturuyordu. Bir kaç dakika onu izledim ve telefona bakmak için kafasını kaldırdığında bunun o piç olduğunu gördüm.
Elim iyice kaşınmaya başlamıştı. Özellikle sera ya dokunduğu an gözümün önünden gitmiyordu ve bende dışarı çıkıp yanına gittim.

Araf: oo savaş bey gelmiş..
Savaş: seni koduğumun piçi
Araf: sen kime piç diyorsun lan
Gel şuraya seninle görülecek bir hesabım var.
Savaş: burda gelsene lan
Araf: çok isterdim ama sera nın bunu bilmesini istemiyorum.
deyip onu bir köşeye çektim.

Savaş: ahh bir daha sakın onun adını ağzını alma.
Deyip yakasına yapıştım.

Araf: bir daha seni sera nın yanında görmeyeceğim.
Deyip kafa attım ve o şekilde başladı kavgamız.

Araf'tan:

Bir o beni bir ben onu altıma alıyordum. Fena dövüşüyorduk.
Sera bunu duysa yüzüme bakmazdı ama onun üzülmesine dayanamıyorum.

Savaşın kaşı patlamıştı ve baya kanıyordu. Benim de vurmaktan ellerim kanamıştı.
En son ikimiz de pes edip yere yığılmıştık.

Araf: iyi benzettim ama seni deyip güldüm.
Savaş: dön bir kendine bak.

Burnum kanamaya başlamıştı..
Araf: allah kahretsin.
Savaş: ah noldu burnunun kanamasından korkuyor musun yoksa
Araf: sera.. herşeyi anlayacak allah kahretsin.
Savaş: neyi anlayacak ne oluyor?
Araf: ben sadece başımdan darbe aldığım zaman Burnum Kanar ve bu 1 2 gün boyunca tekrarlar.
Seninle kavga ettiğimi anlayacak. Savaş: sera seni neden bu kadar yakından tanıyor? kimsin sen?

Savaşla birlikte sahile doğru yürümeye başladık ve ona sigara uzattım. Aldı ve ikimiz de içerek yürüyorduk.

Savaş: evet hâlâ cevap bekliyorum sen kimsin?
Araf: sera benim çocukluk arkadaşım. Biz kardeş gibi büyüdük her zaman birbirimizin yanında olduk.
Bugün beni ağlayarak aradı ve bende buraya geldim sonra bana olan herşeyi anlattı. Öyle savaş bey şimdi sen bana hesap vermek zorundasın.
Savaş: sana hesap vermiyorum ama ucunda sera var anlatıcam sana herşeyi.
Araf: ucunda sera varmış.. lan bunları yaparken aklın neredeydi senin beynini siktiğim kıza bıçak çekmek ne lan?
Savaş: sakin ol.
Dedi ve biraz sustu.
-serayı gördüğüm ilk andan beri çok hoşuma gitti. Onu herşeyden çok istedim. Ona yakınlaşmak ve tanışmak istemiştim ama herşey çok ters gitti yani yüzüme gözüme bulaştırdım. Kendime söz geçiremedim ve onu öptüm o da yetmedi yine öptüm yine öptüm o da yetmedi kolunu morattım hatta o da yetmedi ona bıçak bile doğrulttum..
Sadece ona yakın olmak isterken herşeyi elime yüzüme bulaştırdım. O beni asla affetmez. Çünkü bana olmayan güvenini de her seferinde kırdım.
Araf: onu seviyorsun. Ama sevgin ona zarar veriyor savaş.
Savaş: Hayır. Onu sevmiyorum.
Araf: o zaman sera seni ilgilendirmiyor. Ondan uzak duyacaksın duydun mu beni?
Savaş: sikerim seni de uzağını da sera benim olacak.
Dedim ve eve doğru gittim.
Arafta arkamdan bağırdı.
Araf: senin için hiç iyi şeyler olmaz savaş beni tanımıyorsun.

BEKLENMEDİK TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin