confrontation》

60 2 0
                                    

ZAYN

Zayn çadıra tekrar girdiğinde louis' e döndü.
"Her şey hazır mı?" Louis hiç olmadığı kadar keyifle sırıttı.
"Hazır."

Zayn çadırdan çıktığında derin bir nefes aldı. Hesper'i göndermeyi başarmıştı. Aklına Zelene'nin yüzü gelince kendini çaresiz hissetmişti. Zelene'yi alıp ait olduğu yere götürmek istiyordu. Onunla birlikte mutlu olmak...

Baştan beri tek istediği buydu ancak buradaki meleklere ne söyleyecekti? Onun karanlık bir melek olduğunu söylerse mühürlendiği kişiyi soracaklardı. Liam durmayacaktı tüm Darkness'ı kışkırtmaya başlayacaktı. Zayn'e dar edecekti tüm diyarı. Zayn bir süre sonra omzunu silkip Liam Payne'nin yapabileceği şeylerin hiçbirisini düşünmedi. Kalbindeki yanma hiç sönmemişti. Buradakilere içinde vicdanın kırıntısı kalmadığını söylemesi de yalandı. Zayn sadece artık aşktan başka bir şey hissetmiyordu ve burada kaldığı yıllar yüzünden bu fazlasıyla doğal bir durumdu. Sadece kendisini kandırıyordu belki.

Zelene o akşam hiç uyumadı.
Penceresinden baktığında hiçbir şey göremiyordu çünkü o bir Malik değildi. Tüm Malikler ölmüştü. Zayn belkide onun dibindeydi ama o kendini göstermeden asla onu göremezdi.
Zelene dayanamayarak odasından çıktığında kendini  Alim Scott'ın yanında buldu.

"Hala bir haber yok mu?"

"Maalesef Kraliçem, hiçbir şey göremiyorum. Sadece çok yakınlarda olduklarını söyleyebilirim."

Zelene sabrının sınırlarına geliyordu. Tekrar ağlarsa bu sefer kan kusardı o yüzden hiddetle yanıt verdi.

"2 gündür aynı saçmalıkları zırvalayıp duruyorsun! Ani bir baskın sonucunda bütün halkımı kaybedebilirim."

"Efendim işinize karışmak gibi olmasın sadece düşüncemi dile getirmek istiyorum. Neden Tanrı ile iletişime geçmiyorsunuz? O tarih boyunca bizim yanımızda oldu ancak siz tahta geçtiğinizden beri küçük kasabalarımıza ani baskınlar sonucu melekler hayatlarını kaybediyor."

Zelene hiddetle arkasını döndüğünde bunu ona söylemeye cesaret eden kişiye haddini bildirmeyi düşünüyordu ki karşısında abisini gördü.
"H-harry"

Harry Styles başını sağladığında Alim Scott odayı terk etti.
Harry biricik kardeşini kolları arasına aldığında Zelene ona son üç yıldır hiç sarılmadığı gibi sarıldı.
"H-harry ben yapamıyorum." Harry kaşlarını çatıp Zelene'ye baktı.
"Ne demek yapamıyorum?"

Zelene dolan gözlerini ona çevirdiğinde zorla konuştu.

"Tanrı ile iletişime geçemiyorum. Olmuyor! Ben bir Malik değilim ve olmuyor anlıyor musun? Tanrı beni kabul etmiyor! Kabul etmediği gibi sonsuzluğa karışmamı da istemiyor. Beni hala burada bu diyarda Kraliçe olarak tutuyor. Harry ben çok zorlaniyorum tek yapabildiğim halkın aç kalmamasını önlemek onların güvenliklerini sağlayamıyorum. O kadar iyiler ki kimse beni tanrıya şikayet etmeyi aklının ucundan geçirmiyor! Onların sonları olacağım ama hala bana sadakatle bağlılar ve beni seviyorlar!"

Zelene hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında gözlerinden gelen kan damlalarını umursamıyordu. Harry'nin tek istediği odaya kimsenin girmemesiydi.
"Zelene sakin ol! Miden bulanıyor mu?" Dediğinde kafasını zorla aşağı yukarı salladı.

Harry onu lavaboya çekti ve içindeki kanı boşaltmasına izin verdi. Zelene aynadan baktığında göz altlarının mosmor olduğunu görünce kendine zar zor hakim olabiliyordu.
Harry ağlayarak kardeşine bakarken bu sırrı daha ne kadar saklayabileceğini kestiremiyordu.

Zelene Harry'nin kolları arasından sıyrılıp kapıya koştuğunda harry onu durdurmak için hiçbir şey yapmadı.
Zelene sarayın sessiz koridorlarından geçip merdivene geldiğinde orayı da hızlı bir şekilde geçip sarayın arka kapısından kendini attı.
Nefessiz kalana kadar koşunca sarayın artık görünmediğini fark etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sign Of The Times ||ZaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin