Selam!
☆ vermeyi unutmayın lütfen!
*💛*
Remus şaşkınlıkla karşısındaki adama baktı. Pis kokusu burnuna dolunca yüzünü buruşturdu. Ona olan nefreti sanki gün yüzüne çıkmış gibi bakışları sertleşti.
"Ne işin var burada?" Dedi sert bir şekilde.
"Seni, kızımı, Harry'i görmeye geldim Remus. Ne oldu? Beni gördüğüne sevinmedin mi?" Dedi ve gülümsedi Sirius.
"Sevinmek mi? James ve Lily'nin ölümüne neden oldun seni aptal! Ne hakla Harry'i görmeye gelirsin?"
Elindeki asayı daha da kavradı Remus.
"Hadi James ve Lily'e acımadın, ya Annabella? Zaten annesiz kalan bir çocuğu, yakalanacağını bile bile nasıl tehlikeye atarsın? " diye devam etti sinirle.
Sirius kirli yüzünü arkadaşına çevirdi. Yüzünde büyük bir pişmanlık vardı.
"Ben yapmadım Remus. Bana inan. Sana herşeyi anlatacağım. " dedi kısık sesle.
"Sadece 10 dakikan var Sirius. O da geçen yılların hatrına." Dedi Remus. Bir sandalye çekip karşısındaki adamı dinlemeye koyuldu.
***
Birdy elindeki kazanı daha sert bir şekilde sürttü. O aptal Potter yüzünden yine cezaya kalmıştı. Ve işin kötü tarafı Potter da ona eşlik etmek zorundaydı.
"Birdy, sana birşey soracağım. " dedi Harry. Üstü başı kömür karası olmuştu.
"Sor. " diye kestirip attı genç kız.
"Sirius Black. Yani baban. Nerede biliyor musun?" Dedi ve şüpheyle kıza baktı.
Ondan korkması bir yana, ondan nefret ediyordu Harry. Ailesinin ölümüne sebebiyet veren adamdı Sirius. Ve kızı hemen yanıbaşında kazan temizliyordu."Bak Potter. Sana karşı bir nefretim yok. Babamı en son o olaylar olmadan önce gördüm. Yani onun yüzünü bile doğru düzgün hatırlayamıyorum. Değil nerede olduğu, yaşıyor mu onu bile bilmiyorum." Dedi ve elindeki kazanı bir kenara bıraktı genç kız. Pislenen ellerine baktı ve yüzünü buruşturdu.
"Yani onu hiç görmedin? Çocukluğunda bile mi?" Dedi Harry. Dağınık saçlarını düzeltti.
"Küçük bir çocukken büyükannem'e verilmişim. Onunla yaklaşık 5 sene yaşadım. Sonra da babamın kuzeni olan Andromeda beni evlat edindi. Şuanda da onlarla kalıyorum. Yani onu tanıma fırsatım hiç olmadı Harry." Dedi genç kız. Babasının resimlerini bile kırk yılda bir görürdü.
"Büyükannen sana baban hakkında birşeyler anlatmıştır elbette. Lütfen Birdy. Hayatım tehlikede." Dedi Harry. Yüzünden ciddi olduğu belliydi.
"Büyükannem babamı sevmezdi Harry. Onun annem gibi bir melezle birlikte olması ailemiz için yüz karasıydı. Evden kaçması, ailesine sırt çevirmesi de ondan nefret etmek için iyi bir sebebti. "
Eline başka bir kazan aldı ve onu da temizlemeye koyuldu Birdy.
"Üzgünüm Birdy. Sanırım 'O' sadece benim hayatımı mahvetmemiş. "
Harry üzüntüyle Birdy'nin omuzuna elini koydu.
"Üzülme Potter. Bu senin suçun değil. Ve eğer sana zarar vermeye kalkarsa seni koruyacağımı bil. "
İki arkadaş birbirine gülümsedi ve ellerindeki son kazanları da temizlediler.
Cezaları sonunda bitince ikisi de birbirlerine veda edip binalarına yol aldılar.Birdy merdivenleri tırmanırken Cedric bir kenarda oturmuş onu bekliyordu. Ceza alması artık onun için alışılmış birşeydi. Ve Cedric herşeye rağmen onu beklemeye devam ediyordu. Gördüğü ilgi onu mutlu ediyordu elbette. Ama arkadaşlarından uzak kalmak onu üzmüyor değildi. Oturduğu yerden kalktı. Gözleri Gryffindor öğrencisi Hermione ile birleşince zarifce selam verdi.
Hermione ise elindeki şişeyi düşürmemek için kafasıyla selam verdi. Kitapları taşımak yeterince zor değilmiş gibi bir de Profesör Snape'in hazırladığı iksiri Profesör Mcgonagall 'a yetiştirmeye çalışıyordu.
Arkasından gelen tıkırtılara aldırış etmedi ve yürümeye devam etti Herm. Birden hemen arkasında beliren sarışın oğlanı görünce irkildi. Elindeki şişe yere düşüp parçalanırken ağzından küçük bir çığlık kaçtı.
"Dikkat etsene Granger! Her tarafım bu saçma şeyden oldu! " dedi Draco. Karşısındaki kızı süzerken yorgun olduğunu da gözünden kaçırmadı.
"Malfoy! Ne demeye arkamdan sinsice yaklaşıyorsun ki!" Dedi Herm onu görünce öfke ile yerdeki cam parçalarına baktı.
"Ah hayır! Senin yüzünden Profesör Snape'ten azar işiteceğim!"
Draco gözlerini devirdi ve asasıyla bir büyü yaptı. Şişe eski haline gelirken saçılmış sıvı da geri yerleşti.
"Bu büyü bu seneye ait değil. Sen nasıl bu büyüyü bilebilirsin ki?" Dedi Herm şaşkınlıkla.
"Önemli değil Granger. Ve birdaha parfümünü böyle saçma şişelerde taşıma." Dedi Draco. Yüzündeki bilmiş ifade ile genç kızın yanından geçti ve merdivenleri tırmandı.
Hermione ise şişeyi sıkıca kavrayıp ilerleyen gencin arkasından seslendi.
"O benim parfümüm değil, Malfoy. O bir aşk iksiri. "
***
Remus arkadaşını sıkıca sardı. Pis kokusu ve yıllardır yıkanmamış olması onu zerre rahatsız etmemişti.
"Bana inanacağını biliyordum dostum." Dedi Sirius. Seneler sonra ilk defa mutlu olduğunu hissetti.
"Keşke Sirius. Keşke seni daha önce dinleseydim. "
Remus eline bir kalem alıp önünde duran kağıda birşeyler karaladı.
"Bu adrese git Sirius. Hogsmade'de bir arkadaşıma ait eski bir ev. Orada bir süre konaklayabilirsin. Sana yiyecek ve yeni kıyafetler bulurum. Ve bu arada Dumbledore ile konuşup sana yardım etmenin bir yolunu buluruz. " dedi ve kağıdı arkadaşının eline sıkıştırdı.
"Ya Harry? O ne olacak? Benden nefret ediyor olmalı. Annabella nasıl? Beni merak ediyor mu acaba? Herkesi çok özledim Remus. Lütfen yardım et." Dedi titrek çıkan sesiyle.
"Harry iyi. Hatta çok iyi. Ve Annabella yani Birdy. O da hala papatya gibi kokuyor. " dedi Remus.
Yüzündeki sevinç yıllar sonra kavuştuğu arkadaşının verdiği mutluluk muydu yoksa hayatının en güzel senelerinin geçtiği okulda olmaktan mıydı bilmiyordu. Sadece mutluydu.
Sirius siyah köpeğe dönüştü ve okuldan çıkmak için Remus'tan yardım aldı. Hogsmade'e geldiklerinde kendisini Remus'un tarif ettiği eve attı. Sıcak duşun altına girince yılların yorgunluğunun bedeninden kayıp gittiğini hissetti.
*🖤*
Merhaba!
Asıl olayların başlaması için böyle ara bölümlere ihtiyacımız var. O yüzden sabredin.
Ayrıca artık kahraman bakış açısıyla yazacağım. O yüzden karakterlerin iç dünyasına biraz daha gireceğiz.
☆ vermeyi unutmayın lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐢𝐫𝐝𝐲 | Harry Potter Fanfic
Teen FictionLumos /* Yeni başladık, seni de aramızda görmekten mutluluk duyarız ♡ ~ Tamamlanmıştır!