*17*

2K 164 49
                                    

Merhabalar!

Bölümleri genelde akşam 12 gibi atsam da bugün bir farklılık olsun istedim ^-^

(Belkide sabah bildirim çubuğunda gördüğüm güzel yorumların etkisi olabilir ~_~ )

Yani demek istediğim ☆ verip yorum yaparsanız ben de size kıyamayıp bölüm yazıyorum. Hemde yemek bile yememişken -_-

Neyse bolca yorum yapın da ben de azcık mutlu olayım. Yazar burada saçmalayabilirsiniz diyor ;)

☆ vermeyi unutmayın lütfen!

*💛*

Cedric, Rolf, Birdy ve Cormac müdürün odasında gergince beklerken Harry, Hermione ve Ron da odada onlara eşlik ediyorlardı. Okul açılalı iki gün bile olmamıştı ama okulun altın çocukları yine bu odadaydı.

Dumbledore derin bir nefes aldı ve çocuklara baktı.

"Sizi okuldan atmayacağım, hatta yaptıklarınızı bir kereliğine gözardı da edeceğim ama birdaha böyle birşey olursa yakarım çıranızı haberiniz olsun!"

Kendini masaya bırakan Dumbledore çıkmaları için işaret verdi. Okuldaki misafirler nedeniyle daha yumuşak bir görüntü vermeye çalışıyordu.

Herkes dışarı çıkarken Cedric öfkeyle kızarmış bir haldeydi. Harry bunu farketmişti. Arkadaşının yanına gidip konuşmak konusunda ısrar edince ikisi gruptan ayrılmıştı.

Rolf kütüphaneye ilerlerken, muhtemelen Lunayı arıyordu, Cormac da revire geri dönüyordu.

Birdy sıkıntıyla öfledi ve Herm'e baktı.

"Bu çocuğun nesi var anlamadım. Normalde hiç böyle değildi."

Herm elindeki kitabı açtı ve birkaç sayfaya baktı.

"Belkide üstünde bir lanet veya bir şey vardır. Cedric bu okuldaki en nazik çocuklardan birisi. Neden durduk yere Mclaggen'a saldırsın ki?"

Durduk yere. Dedi içinden Birdy. Durduk yere değildi. Mclaggen ona Cho ve Cedric 'i sorduktan sonra Cedric ona saldırmıştı. Ve tabi Birdy'i öptükten hemen sonra.

Bird buna alışkındı. Çoğu zamanlar insanlar ona durduk yere sarılır ve teşekkür amacıyla öperdi. Kendisi de böyleydi. Bir keresinde Profesör Snape'e bile sarılmıştı. Çünkü Profesör Snape kendinden beklenmeyen bir şekilde Birdy'i ceza almaktan kurtarmıştı. Daha sonra ona uzunca bir süre ek ödev vermişti ama okuldan atılmaya kadar gidebilecek cezayı almamıştı. Bunun için minnettardı.

"Bilmiyorum Mione. Belki de haklısın. Trende de oldukça garipti. Peronda birşey mi oldu acaba?" Dedi ve düşünmeye başladı.

Trene binmeden önce Black ailesinin tüm misafirleri aileleriyle vedalaşmak için ayrılmış ve sonra trene binmişlerdi.
Belki o arada bir şey olmuştu.

Birdy ve Hermione düşünürken Ron ise dalgın dalgın duvara bakıyordu. Bir süre sonra iki kızı da bırakıp kendini bahçeye attı. Trende başına gelen olayla yüzünü buruşturdu. Harry ve Hermione'yi ararken bir kompartımana dalmıştı. Kompartımanda Draco ve Pansy vardı. Ve Pansy Draconun kucağında çırpınıyordu. Ron içinden trende de yapılmaz diye geçirirken nedenini bilmediği bir şekilde rahatsız olmuştu.

Draco ve Pansy de rahatsızdı. Pansy kurbağalardan çok korkardı. Ve Birdy'nin olduğu kompartımana girince içeride kocaman bir kurbağa görmüştü. Sesi çıkmıyordu çünkü şaka şekerlerinin arasında sesini kısacak bir tanesine denk gelmişti. Kendini koltuğun üstüne atınca haliyle Bird de şaşırmıştı. Draco o anda içeri girmişti. Pansy'nin kurbağa korkusunu bildiği için onu aşağı indirip kompartımandan çıkarmak istemişti ama Pansy daha da panik olup çırpınmaya başlamıştı. Draco da şeker maduru olunca birşey anlatamamıştı ve Birdy çıktıktan sonra Ron odaya dalıp onları basmıştı.

Pan oturduğu ağacın altında utançla saçlarını çekiştirdi. Kimse yalnış anlasın istemiyordu. Draco da oldukça rahatsızdı. Eğer gidip arkadaşlarına söylerse Herm de bu olayı kesin duyardı. Ve Draco tatilde bile onu aklından çıkaramamıştı. Kendine bile itiraf etmese de ondan hoşlanıyordu.
Küçücük bir şansı olduğunu düşünmese bile Hermione'in bunu duymasını istemiyordu.

Pansy bahçeye çıkan Ron'u gördüğünde aniden kalktı ve peşinden ilerlemeye başladı. Ron daha sakin biryer arıyor gibi daha da uzaklaşıyordu. En sonunda okulun arka tarafında durmuş ve bir ağaca yaslanmıştı.

Pansy yavaşca yanına yaklaştı.

"Weasley?" Dedi sakince.

Ron şaşkın bir şekilde ona baktıktan sonra tekrar önüne döndü.

"Ne oldu Parkinson?"

Pansy kendini Ron'un hemen yanına bıraktı.

"Ben ufak bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum. Şey ile alakalı... Trenle."

Pansy hafiften kızarırken Ron onu dikkatle dinliyordu.

"Merak etme kimseye söylemem. Sen ve Malfoyu yani."

Pan saçını kulağının arkasına sıkıltırdı ve gülümsedi.

"Ben ve Draco sevgili değiliz Ronald. O benim arkadaşım. Ve ayrıca onun bir sevdiği var. "

Ron şaşırsa da içine bir rahatlama gelmişti.

"Senin de var mı?" Dedi aniden.
Bunu neden sorduğunu bile bilmiyordu. Pansy'nin yanlış anlamasından korkarak toparlamaya çalışırken Pansy gülmeye başladı.

"Sanırım yok Weasley. Ama olursa sana da söylerim."

Gülmesi durulduğunda Ron'a baktı. Ron şaşkınca ve yüzündeki şapşal sırıtışla onu izliyordu.

Aklına gelen şeyle gülümsedi. Bugün bu olay yüzünden bir kavga çıkmış olsa da yapmak eğlenceli olacaktı.

Yavaşca gülümsedi ve Ron'a yaklaştı. Kafasını ona doğru uzatıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Teşekkür ederim Ron. " dedi ve ayağa kalktı. Yaptığı şeyin Ron'u nasıl şaşırttığını düşünüp gülerken Ron da hala transta gibi bekliyordu.

Eli yanağına gitti ve gülümsedi. İlk defa birisinin öpücüğü onu bu kadar mutlu etmişti. Ayağa kalkıp ders'e girmek için acele etti.

Harry ve Cedric ile karşılaşınca ders'e girmemeye karar verip Hagrid'in kulübesine yakın bir yerde oturdular.

Cedric yaptığı şeyden utanmadığını, birdaha olsa yine yapacağını söylerken Harry de o çocuğu sevmediği için buna sadece gülüyordu.

O anda Cedric'in aklına neden Dumpledore'un ofisinde olduklarını sormak geldi. Aldığı cevap ise çok kısa ve netti.

"Snape."

Snape Harry'i cezalandırmak için fırsat kolluyordu. Ve eline geçen her fırsatta onları Dumpledore'un ofisine gönderiyordu.
Herkes buna alışmıştı. Ama Harry bu sefer yalan söylüyordu. Gidişindeki sebep Snape değildi.

*🖤*

Evet!

Umarım beğenmişsinizdir *-*

☆ vermeyi unutmayın lütfen!

𝐁𝐢𝐫𝐝𝐲 | Harry Potter Fanfic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin