Luis , ona kim olduğunu sordu . Ama ben onu tanımış gibiydim sanki . Evet ! Bu adamı geçen sefer ki kabusumda görmüştüm . O , adının " Flowis Jaute " olduğunu ve başka bir evrenden geldiğini söyledi . Bana dikkatli bir şekilde baktı ve bana 1 gün önce arkadaşını neden bağladığımı sordu . Ben " Bu söylediklerin benim 1 gün önceki kabusumda geçti " dedim . O , " Lanet olası Red Thunder beni yine kandırmış " dedi . Tartışmaya başladık . Bize bir yarı tanrı olduğunu söyledi . Çok şaşırdık ve nasıl anladığını sorduk . O da yeni öğrenmişti . Saat çok geç olmuştu ve uyumaya karar verdik . Uykuya daldım ve yine Red Thunder'ın mekanındaydım . Ama bu sefer yanımda Luis ve Flowis'de vardı . Flowis , Red Thunder'ı görür görmez ona saldırdı . Ancak , Red Thunder onu elinin tersiyle kenardaki kayaya savurdu ve üzerine kızıl bir yıldırım attı . Luis , ona birkaç el silah sıktı ama hiçbir işe yaramadı . Ben ise aklımı kullandım ve onunla konuşmaya başladım . Ondan , dünyamızı terk etmesini söyledim . O " Benim amacım sizin gibi aptallara üstünlük sağlamak değil . Hiç " Brilanshion " diye birşey duydunuz mu ? " dedi . Ona dediği şeyin ne olduğunu sordum . O ise " Sizin gibi cahillerin bilmemesine şaşırmadım . Brilanshion , evrende sadece 56 tane bulunur ama 1 tanesi sizin dünyanızda saklı . Evrenin en güçlü cisimlerinden biridir . Ve ben o lanet olası şeyi , gerekirse sizin dünyanızı alt üst edecek ama yine de bulacağım ! " dedi ve birden uyandık . Brilanshion'ın ne olduğunu Flowis'e sorduk . Flowis , " Birşey yapmam lazım " dedi ve hançeriyle bir portal açıp gitti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tommy
FantasyKüçüklükten beri dövüşçü olmak isteyen bir çocuğun , erken yaşta yetim kalması ve kahramanlığa başlama sürecini konu alan fantastik bir roman .
