Sezen Aksu- Hoşgeldin
Sınavdan çıktından sonra bir derin nefes aldım. Sınav berbat geçmişti ve iyi bir sonuç beklemiyordum. Yaz okuluna da kalmak istemiyordum. Koridorda yürürken arkamdan benim adımı cıyaklayan eceye döndüm. Yanıma nefes nefese gelmişti. “Nasıl geçti?” dediğimde yüzünden her şey anlaşılıyordu aslında. “Berbat” dedi yürümeye devam ederken. Bahçeye çıktığımızda gözüm mertti aramıştı ama görememiştim. Dün gece yeni odamda uyumuştum yatak gerçekten de rahattı. Eceyle aynı odada kalıyorduk ve bu tam da bir saatli bombaydı. Ama dayanabilirdim, saatli bomba olmasının sebebi ise ben ne sevmiyorsam ece seviyordu.
Boş bir çardağa oturduğumuzda etrafa göz gezdirdim, bazıları çimenlere oturmuş kitap okuyor bazıları ise arkadaşlarıyla sohbet ediyorlardı. Ama sınava çalışan bir Allah’ın kulu yoktu. Aslı yanımıza gelip karşıma oturduğunda yüzünde güller açıyordu. “Sınav süperdi, mükemmeldi.” Dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım. “Neden geldin şimdi sen? Moralimi bozuyorsun.” Ece Aslı’ya ters ters baktığında Aslı omuz silkmişti. Telefonum ’un titrediğini hissettiğimde cebimden çıkarttım. Ekranda yazan isim gülümsememe neden olmuştu.
“Mert?” sesim küçük bir çocuğun şeker bulması kadar neşeliydi. Aslında bu aralar tek istediğim şey oydu. “Okulun arkasına gel bekliyorum.” Dediğinde sesinde en ufak bir duygu kırıntısı yoktu. “Peki” bir anlık durgunluktan sonra kızların sesiyle kendime gelmiştim. “Ne oldu?” Ece meraklı gözlerini bana dikmişti. Çantamı alıp ayağa kalktığımda kızlara baktım. “Biraz işim var.” Dediğimde kızlar gülmeye başlamıştı. “Tamam, selam söyle enişteye.” Munzur’ca sırıttıklarında onlara aldırmadan yürümeye başladım. Okul ’un arka tarafına geldiğimde etrafa bakındım ama kimse yoktu. İç çektikten sonra arkamı dönecektim ki yüzüme çarpan şeyle durdum. Mert ve elinde ki iki biletle bana bakıyordu.
“Sinemaya fazladan biletim var gelmek ister misiniz bayan?” dediğinde yüzünde ki o masum ifadeyi gördüğümde gülmemek için kendimi sıktım. “Tanımadığım bir adamla neden sinemaya gideyim ki?” dedim yüzüme ciddi bir ifade takınmıştım. Yanıma gelip koluma girdiğinde gözlerimin içine bakmaya başladı. “Giderken tanışırız o vakit.” Der demez kolumdan tutup hızla yürümeye başladık. Arabasının önüne geldiğimizde ön koltuğa oturdum. Mertte sürücü koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı.
Büyük bir alışveriş merkezine geldiğimizde arabayı otoparka park etti ve arabadan indik. Elimi tutup yürüyen merdivenlere geldiğimizde ellerimize baktım. Neden ilk defa tutuyor gibi hissediyordum ki? Aslında bu bizim ilk randevumuz da denebilirdi, belki de bu yüzden bu kadar heyecanlıyımdır. Sinema bölümüne geldiğimizde Mert Büfe’nin önünde durmuştu. “Mısır ister misin?” diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. “Sinemada mısır yemekten hoşlanmam.” Dediğimde bana gözlerini dikmiş bir şekilde bakıyordu. “İçecek ister misin? “ başımı tekrardan iki yana sallamıştım. “Peki.” Dediğinde büfeye gitti ve büyük boy mısır ve iki kola aldı. Bence inadına yapıyordu, kesinlikle böyle yapıyordu. İçeriye salona girdiğimizde etrafta kimse yoktu. Ortalarda ki iki koltuğa oturduğumuzda mertte dönerek sordum. “Neden kimse yok?” kolunu omzuma attığında bacaklarını karşı koltuğa yasladı.
“Çünkü bu seansı satın aldım.” Şaşkınlıkla ona bakarken şaka yaptığını düşündüm ama yüzündeki ifade hiç de öyle durmuyordu. “Peki, ama neden?” dediğimde gözlerini bana devirdi. “ Çünkü bu ilk sinemaya gelişimiz özel olsun istedim. Hem sınavlar başladı kafan boşalır diye düşündüm.” Anlaşılan bugün merttin kafasına bir şey düşmüştü ya da gerçekten de değişiyordu. “Anlıyorum ama buna gerek yoktu sinemaya geldiğimiz için değil Biz olduğumuz için özel olacaktı.” Yeşilçam da ki fakir ama gururlu karakterlere bürünmüş gibi hissetmiştim. “Ben böyle olmasını istedim ama bal göz.” Sinema ışıkları söndüğünde film başlamıştı.
Kafamı onun omzuna koymuştum. Hangi film olduğuna bakmamıştım ama Karışık Kasetmiş. Konusunu bilmiyordum ama güzele benziyordu. Filmin ilerleyen dakikalarında terlemeye başlamıştım. Neden hep öpüşme sahneleri vardı ki? Her o sahnede yanaklarım kızarıyordu. Merttin aniden elimi tutuşuyla iyice yerin dibine girmiştim. Elim titremeye başlamıştı. Mert bunu fark etmiş olacak ki yüzüme bakıp sırıtmaya başlamıştı. Kafasını bana doğru çevirdikten sonra yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum kalbim hızla çarpıyordu. Filmin geçiş sahnesinde Sezen Aksu’nun hoş geldin şarkısı çalmaya başlamıştı. Gözlerimi kapattığımda dudaklarımda dudaklarını hissetmiştim. Bir anlık öylece durduğunda öpmeye başlamıştı. Şarkının da verdiği etkiyle bir anda öpüşmemiz alevlenmişti. Işıklar açıldığında ayrılmıştık.
Salondan çıktığımızda bir şeyler yemek için yemek katına inmiştik. Bir şeyler yedikten sonra arabaya binip evin yolunu tutmuştuk. Yeni evin önüne geldiğimizde mertte döndüm.
“Teşekkür ederim her şey çok güzeldi.” Dediğimde çarpık bir gülümseme eklemişti yüzüne.
“Benimle geldiğiniz için ben teşekkür ederim hanım efendi.” Dediğinde gülmüştüm. Yanına yaklaşıp yanağından öptüğümde sırıtmıştı. Kapıyı açıp aşağı inip evin içine girmiştim. Eve girdikten sonra kendimi koltuğa atıp elimi kalbimin üzerine koydum, hızlı çarpıyordu ki dışarıdan bile sesini duyabiliyordum. Liseli âşıklar gibi olmuştum iyice. Odama gidip üzerimi değiştirdiğimde kendimi test kitaplarına vermiştim. Neredeyse yarım saattir çalışıyordum ama ne anladın derseniz hiç bir şey diyebilirdim. Kapı açıldığında aslı ve ece de gelmişti. Salona geçtiğimde ellerinde yemek poşetleri vardı.
“Selam. Bugün dışarıdan yiyelim dedik.” Aslı elindekileri mutfağa koyduğunda bende ona karşılık gülümsemiştim. Karnımda acıkmıştı zaten. Yemeğimizi yedikten sonra etrafı toplamıştım.
“Ben duşa giriyorum.” Ece banyoya geçtiğinde bende odama geçmiştim. Elime ne zamandır okumadığım kitabımı aldıktan sonra okumaya başlamıştım. Telefon sesi duyduğumda yanımda duran telefonuma baktım ama benim zil sesim değildi. Masa’nın üzerinde duran ecenin telefonunu elime aldığımda Burak’ın aradığını gördüm. Açmak ve açmamak arasında kalmıştım, sonradan dayanamadım ve açtım.
“Aşkım ben ev için aradım da kira konusunu hallettim ben. Cüzi bir miktara hem de. Miranın haberi olmayacak merak etme-“ telefonu kulağımdan çektiğimde dona kalmıştım. Söyledikleri aklıma geldiğinde beynimden kaynar sular dökülüyordu sanki.
“Alo ece?” Ece'nin sesini duyduğumda telefonu kapattım ve Masa’nın üzerine koydum. Hiç bir şey olmamış gibi yerime geçtim.
Finale son 10 bölüm kaldı diyebilirim.Final yapıp 4tane yayıneviyle konuştum kitap olabilir.İnşallah olur yani.Olursa alırmısınız merak ettim? :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çift Göze Aşık
Romance26.11.2013 Ƹ̴Ӂ̴Ʒ © Her hakkı saklıdır Kapak; Özgür Demirkan https://my.w.tt/RYy5EOA9XL Yeni hikayem Tutsak Yayında👈🏻