Ƹ̴Ӂ̴Ʒ -34 Hayat-

3.1K 116 24
                                    

Lost but not forgotten ( Very Sad Piano solo )

Kapak için Calanthe'ye Teşekkürler :)

Geçen Bölümden

“Aşkım ben ev için aradım da kira konusunu hallettim ben. Cüzi bir miktara hem de. Mira’nın haberi olmayacak merak etme-“  telefonu kulağımdan çektiğimde dona kalmıştım. Söyledikleri aklıma geldiğinde beynimden kaynar sular dökülüyordu sanki.

“Alo ece?” Ece'nin sesini duyduğumda telefonu kapattım ve  Masa’nın üzerine koydum.Hiç bir şey olmamış gibi yerime geçtim.

Yatağımın kenarına oturduğumda elime telefonumu aldım ve ekranla oyalanmaya başladım. Ece bornozla içeri girince gözlerini bana çevirdi.

“Telefonum mu çaldı?” dediğinde eline telefonunu aldı.

“Galiba fark etmedim.” Dedim umursamaz ifademi takınarak. Başını salladığında kulağına telefonu götürdü ve dışarı çıktı. Ben ise maskemi takmış yarını bekliyordum.

 

Okul kapısından içeri girdiğimde herkes panonun etrafında toplanmıştı kalabalığın içerisine girip izin isteyerek en başa geldim. Kendi ismimi bulduğumda notuma baktım. Ve işte istediğim not! Yetmiş de güzeldi. İdare edebilirdim, sonuçta daha kötü bekliyordum. Mert’inkine bakmazsam içimde kalırdı. O kadar çalış demiştim ama o umursamamıştı. Yazık olacaktı… Mert Sancak notu ise, seksen. Seksen mi? Şaka mı bu? Hayır, ama gerçekten de bu çok adaletsizce. Gıcık, yalancı, inek!

 

Bahçeye çıktığımda derin nefesler aldım. Hem mutluluktan uçuyordum hem de kalbime bir sancı giriyordu. Bu iki duyguyu bana yaşattığınız için teşekkür ederim sevgili arkadaşlarım (!) Mertti ise bu konudan ayrı tutuyordum çünkü o bir adım daha hatalıydı. Bana yalan söylemişti yüzüme gülüp arkamdan oyun oynamıştı. Kendini affettiremeyecekti. Evet, bu sefer kolay kolay pes etmeyecektim. Bir ağacın altına oturduğumda gözüme gelen güneşi elimle engellemeye çalıştım.

“Bayan yetmiş ha nasılsın bakalım?”  Merttin sesini duyduğumda başımı ona doğru çevirmiştim. Yanıma oturduğunda bağdaş kurmuştu. Keyfi yerinde gözüküyordu. Kafamı tekrar önüme çevirdiğimde çantamdan kitabımı çıkarmıştım. Onun yüzüne bakmak istemiyordum eğer baksaydım farklı şeyler çıkabilirdi ağzımdan.

“Çalışmalısın mert bak bana ben çok çalışıyorum…”  Bir hışımla ona döndüğümde lafını tamamlayamamıştı.

“Mert yeter. “ Bana bakan gözleri bir anda değişmişti. Gülen yüzü ciddi bir ifade almıştı. Bir şey söylememişti, bende ağzımı açmamıştım bir süre sonra sessizliği ben bozmuştum.

“Bana söylemek istediğin bir konu var mı?”  dedim ona dönmeden. Gözlerimi karşıya sabitlemiştim. Tekrardan mertte döndüğümde yüzü farklılaşmıştı. Gözlerini benden kaçırıyordu.  Tam konuşacağı sırada bir grup sözünü bölmüştü. Sesin sahibine baktığımızda bu bizim gruptu. Yalancılar sürüsüydü. Ayağa kalktığımızda çantama kitabı koymuştum. Yürümeye başladığımızda Mertte doğru yaklaşıp sorumu tekrarladım.

“Hiçbir şey yok mu?”  Dedim tek kaşımı kaldırırken.

“Hayır, yok.” Dedi soğukkanlılıkla. Hiçbir şey yoktu…

Bir Çift Göze AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin