3.2

2.7K 153 17
                                    

Şeyma

Sabahın ilk ışıklarında gözlerimi nasıl açmıştım yada ne ara giyinip okula gelmiştim. Buna anlam verememiştim. Arada bir kafamı eğip üzerimdeki giysileri inceliyordum. Pijamayla gelme korkusu sarmıştı. Okula girer girmez ilk olarak kendimi sınıfa attım ve kafamı sıraya yasladım. Gece geç yatmanın iyi bir fikir olmadığını yine fazla pişman olarak anlamıştım. Yanıma birinin oturduğunu hissetmemle doğruldum.

"Günaydın prenses" bu sesin şuan Beyzadan çıkmasını o kadar istemiştim ki. Kısılan gözlerimle , dağılan saçlarımla bir müddet yüzünü inceledim.

Gürkan cebindeki telefonu çıkarıp masaya bıraktı ve oynamaya başladı.

"Günaydın" dedim düşen kafamı zorla tutarak.
Telefonu bırakıp iyice bana sokuldu.

"anlaşılan sana fazla aymamış" dedi sırıtarak.

Kafamı ondan uzaklaştırarak güldüm.
"seni bu saatte buraya getiren kuvvet ne acaba?" dedim uykulu sesimle.
Güldü.
Gülmesi bile benim için yeterli bir cevaptı. Yani şuanlık öyle geliyordu.

"yerçekimi gibi kızsın , çekiyosun beni kendine " der demez gözlerimi devirdim. Senin esprinine sıçayım der gibi yüzümü ekşittim.

"öyle bakma güzelim" dedi ve kahkahayı patlattı.
konuyu değiştirmek için hemen atladım.

"bişey sorucam , Murat senin şimdi öz abin mi?" dedim uykum biranda açılmıştı.

"he öyle malesef"

"ya şaka gibi bi durum. Ben bunu nasıl anlamam" dedim elimi kafama götürüp.

"yani sadece bakmayla anlamak zor. o beynin buna yetmez" dedi sırıtarak.

" ne yapmamı istersin ? ikinizden de örnek alıp test felan mı yaptırmamı?" dedim alaycı bir tonda.

"bak iyi fikirmiş."

Gözlerimi devirip konuştuğumuz konunun önemini düşündüm. Aynı zamanda yüzündeki uyumaktan oluşan çizgileri ve dağılan saçlarını..Çok tatlı duruyordu şerefsiz.

"peki nolucak şimdi?" dedim onun düşüncelerini merak ediyordum.

"bir bok olacağı yok. Gidecek bir haftaya zaten. " dedi ve kaşlarını çattı.

"anlaşılan çok hoşuna gitti bu durum" ekledi, gözlerimi kocaman araladım.

"ne demezsin" dedim ve tekrar gözlerimi devirdim.

O sırada sınıfa Gürkanın arkadaşlarından Tolga ve Serhat daldı. Bizim sıraya doğru ilerleyip öndeki boş sıraya oturdular.

"Günaydın yenge" dedi Tolga sırıtarak. Gözlerimi kocaman açtım. Beklemediğim yerden gelmişti. Ne cevap vereceğimi düşünürken , Gürkan benden önce davrandı.

"boş yapma lan " dedi geriye yaslanmak için hamle yaparken. Tolga bir kahkaha patlatıp konuşmaya yeltendi.

"yalan mı , çıkmıyo musunuz?" dedi Serhata imalı imalı baktı . Utanmıştım sanki. Kalbim hızlı atıyordu. Konuşmam gerekiyordu belkide ama kelimeler boğazımda kalmıştı. Konuşamıyordum. Neredeyse 2 ay kadar önce ona nasıl mesaj atsam diye düşünürken , şimdi geldiğimiz durum hoşuma gidiyordu. Gürkanı kaybetmek istemiyordum. Beni bırakmasını istemiyordum.
kalmasını istiyordum.

***

Yorgun bedenim bana ağırlık yapıyordu. Okul çıkışları benim için bir zulümdü sanki. Eve kadar yürümeye üşeniyordum. Annemin beni aramasıyla elimdeki telefonu kulağıma götürdüm. Bir müddet konuştuktan sonra kapattık. Hala bu kadar yolu nasıl yürüyeceğimi düşünürken arkamdan ismimin seslenildiğini duydum.
Beyza koşar adımlarla yanıma geldi.

"bende seni arıyorum 1 saattir niye beklemiyosun kızım" dedi ve koluma girdi. Kendimi taşımaya halim yokken beyzanın koluma girmesiyle iyice aşağı çöktüm.

" ben kendimi zor taşıyorum sen geliyorsun koluma giriyorsun" dedim çemkirerek. Gözlerini devirip kolumdan çıktı.

"iyi tamam be!"

Bir süre yürüdükten sonra Beyzayla evlerimize ayrıldık. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile değildim. Güneş yavaş yavaş batarken bile gözlerimi alıyordu. Apartmanın kapısından hızlıca ilerleyip merdivenleri ikişerli üçerli çıktım. Biran önce kendimi yatağıma atmak istiyordum. Kapıyı çalıp annemin kapıyı açmasını bekledim.
Kapı aralanır aralanmaz içeriye daldım.
" hoşgeldin , ellerini yıka önce" annemi duymamazlıktan gelip kendimi odama attım ve yatağıma uzandım. Bunun verdiği huzuru hiç birşey vermiyordu. Gözlerimi kapattım ve uykuya bıraktım kendimi.

Telefonun zil sesi kulaklarımı tırmalamıştı. Komedinin üzerindeki telefonu kavrayıp aramayı reddettim. Kim arıyordu bilmiyordum ama açacak durumda değildim. Ardından tekrar yükselen zil sesi küfür etmeme bir sebep uyandırırken doğruldum ve arayana baktım.

Gürkan arıyor...

aramayı cevapladım.

"efendim"

"uyuyo musun bu saatte" gülümsediğini hissetmiştim.

"sen aramadan önce uyuyodum " dedim. Sesim şuan iğrenç ötesiydi. o da farkındaydı belkide.

"aşağı insene iki dakika"

" niye ?"
merakla doğruldum yerimden. Uyku muyku kalmamıştı.

"in diyosam in."

ve kapattı .

Neden Olmasın? | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin