Gözlerini Yıldızlarda Tut /Hildam

Beni mi Damlayı mı?

  ~Damla pow~

Gayet güzel bir sabaha daha doğrusu gayet güzel olmasını umduğum bir sabaha gözlerimi açtım. Barakaya baktığımda herkes uyuyordu etraf sessizdi ve kameramanlarda yoktu, güneş ise daha yeni yeni kendini belli ediyordu. Sabahın erken saatleri olduğunu anladım çünkü çok zekiyim. Yatakta dorulduktan sonra bozulan saçlarımı açarak ber zamanki topuzumu yaptım.

Rüzgar hafif hafif esiyordu ve bu yüzden yanıma hırkamı alarak barakadan çıktı. Etrafa bakındığımda herkes uyuyor gibi gözüküyordu. Sahilde ise birisi vardı gerçi kim olduğunu anlamam pek de uzun sürmedi. Hafiften silikleşmeye başlayan fosforlu yeşil ile sarı arasında bir renk olan tişörtü her zaman tanıyabilirdim. Bunlara ters düşen tek şey ise bu saatte sahilde neden spor yaptığıydı. Daha doğrusu bu saatte neden uyanık olduğu daha da garipti.

Ses çıkartmamaya özen göstererek sahile doğru ilerledim arkası dönük olduğu için beni görmüyordu.

"Günaydın"

"Nasıl yani hiç ses çıkartmadım ve sen benim geldiğimi anladın mı? Nasıl"

Omuz silkti ve esneme hareketleri yapmaya devam etti ben ise yere oturup etrafı izlemeye başladım.

"Neden uyanıksın bu saatte?"

Gülümsedim ve sorusuna cevap verdim,

"Onu benim sana sormam gerekmiyor mu?"

"Uyku tutmadı diyelim"

Kafamı olumlu anlamda salladım ve arkamda  duyduğum sesle irkildim.

"Hilmicem beyin düşünmekten uyuyamadığı kişi kim. Biraz sonra"

Haber spikeri sesiyle konuşan Murat'a göz devirdim ve denizi izlemeye devam etti.

"Sabah sabah nasıl bu kadar enerjiksiniz?"

"Her zamanki halimiz Damla hanım"

"Daha dün yürüyen ruh gibiydin Muratcım"

Dil çıkarttı ve Hilmicem'i sorulara boğmaya devam etti.

"Evet Hilmicem bey sizi dinliyoruz kim bu şanssız kız?"

"Kız olduğunu nerden çıkarttın?"

"Ne yani kanka beni düşünmekten mi uyuyamadın?"

"He Murat seni düşünmekten uykularım kaçtı, gözüme bir gram uyku girmedi"

"Ne mutlu Damla'ya o zaman Hilmicem'i uykularından ettiyse"

"Konuyu nasıl bana getiriyorsun Murat hayret ediyorum"

"Ne yani arkadaşlarAllah'ın bildiğini kuldan mı saklayalım"

"Murat Nagihan gibi konuşmaya başladın kes sesini"

Yüzümü buruşturdum ve dediğime gülen Murat'a baktım.

"Kıskanıyorsun kızım"

Söylediği şeyle kahkaha attım. Hilmicem de ilham verici sporunu bitirip yanımıza oturdu.

"Ben ortanızda araya girmiş gibi oldum yer değişelim isterseniz"

"Saçmalama" diyerek ayağa kalkan Murat'ı tutup yere oturtturdum.

"Niye be sevenleri ayırmak günahtır"

"Murat tamam abarttın artık yeter bugün ki vıcıklık sınırını aştın"