"Aaa! Çok ayıp ama Damla"

332 12 171
                                    

"Yok yani, ben bu çocuğa inanamıyorum artık. Şu ortamda bile nasıl uyuyabiliyor?" dedi Anıl telefonu doğrulttuğu Hilmicem'i kastederek. Dönüş yolundaydık ve Hilmicem sırf uyumak için Anıl'la gitmeyi tercih edip Murat ve beni Murat'ın arabasına atmıştı.

Arkada çalan son ses 'karabiberim' şarkısına rağmen uyanmayan Hilmicem ve oldukça riskli bir şekilde araba kullanan Anıl durum komedisi gibiydi.

"Anıl kaza yapacaksın kanka, kapatın hadi mola verince konuşuruz."  Murat'ın sesini duyan Anıl telefondan neşeyle bağırdı,

"Murat'ım ister de ben kapatmam mı. Tamam sevgilim molada görüşürü, kapat sende yelloz." dedi bana yüzünü büzerek ve telefonu suratıma kapattı.

"Damla ben taşınacağım ya, ev işini düşünüyorum kaç gündür." dedi Murat birden. "Yanıma Anıl'ı da alıcam bir aydır kanka masraf çıkmasın bende seninle yaşayayım diye yalvarıyor bana."

"Eh biz nolacağız pardon Murat'cım? Siz beraber yaşayın Hilmi ve ben İstanbul'un iki farklı tarafında yaşayalım, oh."

"Sizde taşının yakın bir yerlere, çok uzak kalıyoruz kızım zaten o yüzden konuyu açtım."

"Birden bire taşınılır mı ya Murat. Hem Duygular falan da var biliyorsun onlarla kalıyorum ben."

"Tamam, bizde o yakadan ev bakarız işte" dedi Murat, mantıklıydı aslında ama Hilmicem karşıda oturuyordu.

"Civcivim ev baktınız mı peki?" "Yok daha değil ya, bir işler otursun istedim Anıl'la bir bahçeli ev almak istiyoruz..ne bileyim rahat olur. Sizde sık sık gelirsiniz diyorduk da pek imkanlı değil sanırım."

"Ya Damla, sende sonuna kadar Duygularda mı kalacaksın? Sizde gelsenize işte." dedi heyecanlı bir sesle. İlk başta nasıl olacak o? diye düşünsem de aslında aklıma yattı.

"Ya bana uyar zaten de, Hilmicem nolacak?"

"Boşver o kolay, ona Damla desek gelir taşınır."

"Bir saniye, bir saniye. Aynı evde dördümüzden mi bahsediyorsun?"

"Niye kızım Acun saolsun bok gibi paramız var bitmiyor da. Alırız işte bie villa." dedi kahkaha atarken, doğru söylüyordu Acun'un 5 ayda her hafta verdiği paralar hala bitmemişti, birde panorama saçmalığı vardı tabii.

"İstanbul'a gidince ne yapacaksın şimdi sen?"

"Duygulara bırakırsın kanka beni, yarım falan konuşuruz. Cidden annemlerle de konuşurum ev işi okeyse ev bakmaya başlarız işte." dedim omuz silkerken. Anneme Hilmi, Anıl ve Murat'la aynı evde yaşayacağım desem kadıncağız yazık kafayı yediğimi düşünürdü.

"Of Murat, ne kadar kaldı ya. Gidiyoruz saatlerdir bir gelemedik."

"Bir saate Duygulardayız, İstanbul'a gireriz birazdan, şehir içi trafik falan derken. Şunlara da mesaj at mola falan vermeyelim."

"Eh Hilmicem uyuyor göremez, Anıl'da araba kullanıyor."

"İyi atma o zaman, takip etsin Anıl salağı bizim arabayı?" Onaylayan sesler çıkartıp yolu izlemeye devam ettim, dünyanın en sıkıcı şeylerinden biri olabilirdi.

Ben tam sıkıntıdan patlayacakken Murat kahkaha atarak radyonun sesini yükseltti. Ne çaldığını dinlemek için durduğumda gülümsedim ve Murat'la birbirimize bakarak şarkıya eşlik ettik.

"
Orda her kiminleysen belki sevgilinleysen
Söyle kumralım için sızlamaz mı?
Bilmem hatırlar mısın gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?"

Gözlerini Yıldızlarda Tut /HildamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin