~Damla pow~
"DUYGU TELEFONUMU VER" diye bağırdım karşımda korkuyla bana bakan Duyguya.
"Bak yeni bir güne girdik Duygu. O NAPTI KUTLAMADI"
"O NASILDI DUYGU? MUTLUYDU"
"Niye bana bunu yapıyor? Niye aramadı Duygu nolur konuşun. Efecan bir şey söyle niye kutlamadı"
"YA SUSMAYIN!"diye bağırdım karşımda durup ne yapacağını bilmeyerek bana bakan Duygu ve Efecan'a.
"Damla ona yazamazsın" dedi Duygu endişeyle,
"Buna karışmayın verin telefonumu yeter" diye çığlık attım nefes almaya çalışırken.
"YA VERSENİZE" diye bağırıp Duygunun elinden telefonu çekip aldım. Parmaklarım titriyordu her gün saatlerce baktığım o adı bulup zar zor ekranı açtım. Hiç bir şey düşünemediğim için ne yazacağımı da bilmiyordum.
"Bir mesaj atamayacak kadar aciz bir insanmıydın?" Gönderdikten sonra bir süre ekranı izledim, canım çok yanıyordu anlatamayacağım kadar.
~Hilmicem pow~
(1 hafta sonra)
Damla'nın mesajına cevap vermemiştim, neden mi? Cevap verecek yüzüm yok çünkü ne diyebilirdim ki. Nasıl diyebilirdim ki senin doğum gününü ilk ben kutladım diye. Diyemezdim.
Şimdi ise Sahranın doğum günü partisine gidiyorum. Neden gittiğimi bilmiyorum sadece biraz değişiklik olsun istedim belki kafamı dağıtabilirim diye. Sanırım parti çoktan başladı ama ben ağır ağır hazırlandığım için her zamanki gibi geç kaldım. Sahranın dediği yer olduğunu düşündüğüm mekana gelince arabayı park edip yavaş yavaş içeriye girdim. Acaba buraya gelmek yerine bara gidip içkinin dibine vursam nolurdu?
Kapıdan girince etrafa kısaca göz gezdirdim, Adem burdaydı gerçi olmasa şaşırırdım, Anıl vardı tabii ki Merve'de burdaydı Sahra ile birşeyler konuşuyorlardı. Sahranın eşi de kenarda oturmuş etrafı izliyordu. Ne alakaysa Elifde gelmişti ve de Ümit abi. Şu anda tek başına oturan Ümit abinin yanına gitmek en mantıklısıydı bana göre. O tarafa doğru hareket etmemle Sahra yanıma geldi,
"Aa Hilmi hoşgeldin kusura bakma görmedim"
"Yo sorun değil, doğum günün kutlu olsun nice yaşlara" dedim ve kısaca sarıldık. Sahrayla sarılıp napıyım ki aq. Ümit abinin yanına gidince öylesine bir sarıldık.
"Hilmi hiç göremiyorduk seni"
"Biraz öyle oldu" dedim gülerek. Şimdi bu mahabbetlerin sırasımıydı Allah aşkına,
"İyi misin?" Diye sordu. Kötüyüm desem anlayacakmıydı ki?
"Saolasın iyiyim abi, sen nasılsın?"
Ümit abinin olduğu tarafa kafamı çevirmemle delirdiğimi sanmam bir oldu. Sanırım halüsinasyon görecek kadar kafayı yiyorum. Nedense tuvaletten gülüşerek gelen Sema'yı ve yanımda ise Damlayı görüyorum. O da kafasını bana çevirdiğinde gerçek olduğunu anladım, yüzündeki gülümseme yavaşça soldu, soğuk bir ifadeyle bana bakıyordu artık. Kafamı hareket ettiremiyordum sanki başka bir tarafa bakarsam yanlış bir şey olacak gibi geliyor.
Suratımı ateş basıyor şu anda hiç bir yerimi hissetmiyorum yerinden çıkmak üzere olan kalbim dışında. Karşımda canlı canlı duruyor ve bana bakıyor, ne de çok özlemişim onu.
Damla olduğu yere sabitlenip kalmıştı, bende bir yıldır canlı olarak görmediğim o yüzüne, yeşil gözlerine bakıyordum. Sema'nın Damla'yı dürtmesiyle sallanır gibi oldu, dolan gözlerini silerek dışarıya doğru koştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Yıldızlarda Tut /Hildam
Fanfic"Yıldızlar hep bizim için parlayacak" ✨2020✨ •Tekrar Hildam'la buradayım. Hildam'ı unutmadık, unutmayız da.