Don't Go

2.5K 206 104
                                    

Yazmayı unutan yazar bozuntusundan saygılarla

Jimin, üstündeki sweatin ipleri ile oynuyor arada yere bakıyordu. Kendisine ithafen konuşulduğunu bilmesine rağmen konuşulanlar dikkatini çekmiyordu. Taa ki o ismi duyana kadar.
"Jungkook da böyle olmasını istememiştir. Kendisi gelip bana sürekli durumunu soruyor."

Gözleri parlamıştı. Sahi kendi de bu hızlı kalp atışları ve ani enerjinin sebebini çözemiyordu. Jungkook için ne anlama geliyordu ? Onu seviyor ya da koruyor muydu yoksa sadece kardeşinin yaptıkları yüzünden vicdan azabı mı çekiyordu ? Kafasına üşüşen binlerce soruyu birden aşıp uzun süredir onunla iletişim kurmaya çalışan psikoloğuna baktı. Karşısındaki genç adamı seviyordu fakat adını dahi hatırlamıyordu.

"Sonunda dikkatini çekebildim Minnie." Derin bir iç çekiş sesi...
"Jimin, onu seviyorsun değil mi ? Bak, inan bana Jungkook senin tekrar konuşmanı ve eski haline dönmeden düzelmeni çok isterdi. Tanrım... Deneyebilirsin Min."

Jimin sıkıntılı bir nefes verdi. Konuşmakta sorun yoktu ki. Ama ağzını açmak için bir sebebi de yoktu. Yoongi ve Baek onu anlıyordu ki başka birine ihtiyaç duymuyordu. Jihyun istese de konuşamazdı ki. Onun konuşmaya ne hakkı vardı ki ?
Seokjin düşüncelere dalan Jimin'e doğru elini salladı. "Hiçbir şey senin suçun değildi Min. Jihyun seni böyle görmek istemezdi." Jin bıkkınlıkla onlarca defa kurduğu cümleyi kurmuş ve Jimin'in yüzüne hüzünle bakmıştı. Kardeşi gibi gördüğü çocuğun bu halleri onu üzüyordu. Aklında bir fikir vardı ama dile getirmeye çekiniyordu.
Ayağa kalkıp kapıyı açtı ve Yoongi'ye dönerek konuşmaya başladı.

"Yoongi, bak çılgınca gelebilir ya da bana kızabilirsin fakat... Jimin'de 1 haftadır hiçbir değişiklik yok. Sadece Jungkook'tan bahsederken beni dinliyor. Ben diyorum ki bir defa da olsa görü-"
"Saçmalama Jin. Onu daha da yıksın diye mi görüştüreceğim ? Bu imkansız."
"Denemekten bir şey olmaz. Zaten konuşmuyor Yoongi, Jungkook'a karşı nefret değil sevgi beklediğine eminim."
Yoongi histerik bir gülüş attı ortaya. Bunun farkındaydı ama her daim olduğu gibi görmezden gelecekti.
"Bu saçmalık... Kim kendisini mahveden birinin kardeşini sevebilir, kim babasının katilinin oğluna sevgi besler söylesene ?!"
"Jimin! Tanrım bu kadar kör olamazsın. Yoongi görmezden gelmeyi bırak. Söz konusu kişi senin sevdiğin, değer verdiğin ve yaşayan tek insan."  Yoongi sözlerin haklılığı karşısında sinirlenmişti. Göz devirdi.
"Tahmin ettiğin kadar duygusuz değilim Seokjin, merak etme. Ne yapıyorsan yap. Eğer düzelmezse bozuşuruz."
Seokjin başarmanın verdiği mutlulukla içeri girip Jimin'e randevunun bittiğini söylemiş ve Jimin dışarı çıktığında Jungkook'u aramak için telefonu eline almıştı.

Taehyung'un artık Jungkook ile uzun hatta çok uzun bir süre konuşamayacağını  ve iletişim kuramayacağından emindi. Derin bir nefes alıp numaranın üstüne bastı.

"Dinliyorum."
"Tek bir şansın var Jeon. Onu görüp yaptıklarını unutturman imkansız olsa da en azından hafifletmek için tek bir şans. Yarın atacağım konuma gel. Sizi görüştüreceğim."

"Jin sen... Tanrım ciddisin. Geleceğim."
Jin sıkıntıyla oflayıp telefonu kapattı. Bunun Jimin'e iyi geleceğinden emindi fakat içinde ufak da olsa endişe vardı. Baekhyun'u arayıp haber verdikten sonra eve doğru yola çıktı.
.
.
.
.
Jimin Baekhyun ona yarın için dışarı çıkma teklifi sunduğunda anında reddetmişti. Fakat Baekhyun tüm akşam Yoongi'nin olmayacağını ve güzel vakit geçireceklerini söyleyip durunca mecburen kabul etmişti.

Boşuna yaşadığı hissi Jimin'i yıpratıyor ve kafasını asla terk etmiyordu. Yatağına uzanıp gözünü kapattığı her an ve nefes aldığı her saniye Jihyun'un yüzü önünde beliriyordu. Sağlığının iyi gitmediğini biliyordu. İyi olmadığını biliyordu. Her şeyin sebebi olan kişinin ta kendisi olduğunu düşünüyordu. Sıkıntıyla etrafına bakındı, geniş salonda koltukta uzanarak telefonu ile ilgilenen Yoongi'yi izledi bir süre. 'Sahi, ona ne kadar yük oluyorum' diye geçirdi içinden.
İnsanlara her zaman yük olduğunu düşündü o an. Yoongi ona bakmaya mecbur değildi.
Baekhyun da ona tıpkı bir bebeğe bakar gibi bakmak zorunda değildi. Yoongi onu düzenli olarak psikoloğa götürüyordu. Düşündü bir süre. 'Acaba ne kadar harcıyordu her seferinde ?' Ödeyemezdi ki. Büyük umutlarla gittiği şirketten para alacaktı sözde. 'Her şeyimi kaybedeceğimi bilsem açlıktan sokakta ölürdüm daha iyiydi' diye geçirdi içinden.

Hurt / JIKOOK (Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin