Jungkook
3 gün...
Tam 3 gündür Jimin şirkete gelmiyordu.Tam olarak ne hissediyordum emin değildim.Yoongi pisliğinin dedikleri aklıma geldikçe annem konusunda meraklarım artıyor,bildiklerimin yanlış olması koşulunda çekeceğim vicdan azabı ve pişmanlık duygusu ağır basıyordu.Babama bu konuyu açmak istemiyordum.Çünkü bu muhabbeti en son yıllar önce yapmıştım ve konu açılırsa şüphelenebilirdi.Üstelik onu ayaklandırırsam şirketi kontrol etmek isteyebilirdi.Yani kafam oldukça karışıktı...
Aramak ve şirkete gelmesi gerektiğini söylemek istiyordum ama cesaret edemiyordum.Yanımda sırf anlaşma için durduğu belliydi fakat olanlardan sonra durmak istediğini sanmıyordum.
Oturduğum,rahat olmasına rağmen sinir bozucu gelen koltuktan kalkıp Eunha'yı odama çağırmıştım.Sonuçta sürekli onunla konuşuyordu,evinin yerini bilebilirdi.
"Bana Jimin'in adresini ver."Eunha endişeyle yüzüme bakmıştı.
"Bay Jeon bunu yapamam,o zaten yeterince z-zarar gördü."
Dedikleri ile Jimin'in sesleri kulağımda yankılanmıştı."Onu şirkete getireceğim, ne diyorsam onu yap."
Eunha tereddütle bakmış ve adresi vermişti.Sonuç olarak arabada oturmuş, elimdeki adres yazılı olan kağıda bakıyordum. Herhangi birini gönderip onu çağırtabilirdim. Neden kendim gidip görmek istiyordum bilmiyordum... Ellerim istemsizce direksiyonu kavramış ve gaza basmıştım.
Adresteki evin yanlarındaydım. Yine de inmemiş arabada oturmuştum. Ne söyleyeceğim hakkında bir fikrim yoktu, özür dilemekse... Gerçekler, sadece gerçekleri bilmek istiyordum. Devamı zaten gelirdi.
Dalgın bakışlarım evin yanındaki ara sokakta olan çocukla o tarafa dönmüştü. Dur bir dakika, Jimin ?Elinde küçük bir kap vardı ve yere çömelmiş, bir kediyi besliyordu. Bedeni çömelince daha da küçülmüştü. Kediyi severken gülümsüyordu ve küçük gözleri çizgi şeklini alıyordu. O, fazla savunmasız gözüküyordu. Kendimi toparlayıp arabadan inmiş ve ona doğru yürümeye başlamıştım.O kadar dalmıştı ki beni farketmiyordu bile. Adımlarımı önünde durdurup dikkatini çekmek için hafifçe öksürmüştüm. Minik gözleri önce ayakkabımı incelemiş, başını kaldırdıkça büyümeye başlamıştı. Yavaşça yerinden kalkıp başını eğmişti. Tanrım, pişman olmam için zorluyordu resmen...
"Jimin... Yüzüme bak." Bakışları beni bulduğunda gözlerim istemsizce açıkta kalan boynunda takılı kalmıştı. Yer yer kızarıklıklar ve izler vardı ve bunlar, benim izlerimdi..."K-Kendimi hiç iyi hissetmiyordum, özür dilerim Bay Jeon. İşe geri döneceğim."
Belki kapalı söylemişti ama anlamıştım, kırgındı. Yanlıştı belki ama, içimdeki saf nefret her şeyden ağır basıyordu. Bakışlarımı kaçırmıştım.
"O Min Yoongi nerede ?"
Ağzından huh diyor bir ses çıkmıştı ve bakışları başka tarafa döndüğünde baktığı yöne gözlerimi dikmiştim.
Yoongi alacaklı gibi bakıyordu ve yanımıza doğru yavaş adımlarla gelmeye başlamıştı.Jimin hırkasının kollarını çekiştirip dudağını ısırmıştı.Yoongi yanımıza geldiğinde bana tiksinircesine bakmıştı.
"Ne istiyorsun bilmiyorum ama olmayacak.Ne imzaladıysanız,umrumda dahi değil.Ona..." Jimin'i yanına çekmiş çenesinden tutup gözlerine odaklanmıştı."Bir daha zarar veremeyeceksin.Şimdi Siktir git."
Cins adam...
"O zaman bana şu gerçekleri anlat.Her şeyi bilmek istiyorum anladın mı ? Gerçekleri öğrenmeden özür falan dilemeyeceğim." Yoongi küçümser bir bakış atmış ve gülmüştü.
"Annen Jungkook...O sana ışık tutacak tek kişi.Öğrendiğinde tiksineceğin kişi ise bu çocuk değil,baban."Jimin bakışlarını kaçırıp yere bakmıştı.
"Şifreli konuşmanı s-her neyse..." Jimin'e bakmıştım."İşe gel,ve olay aydınlanmadan yakınımda durma,sana başka bir patron buluruz."
"Bak hala işe g-" Jimin Yoongi'nin sözünü kesmişti.
"T-Tamam geleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt / JIKOOK (Devam Edecek)
FanficVe siz Bay Jeon, acı çığlıklarımı duymanıza rağmen beni üvey kardeşinizin yanına göndermeye devam ettiniz.