Hurt / JIKOOK (Devam Edecek)

Who are you

Jimin

Ertesi gün şirkete geldiğimde stresle dudağını ısırmıştım.Nasıl bir ortam beni bekliyordu ?
Önceki gün kafeyi koşarak terk ettikten sonra Chanyeol Hyung defalarca aramış ve ne olduğu ile ilgili sorular yazan mesajlar atmıştı.
Ne diyebilirdim ki,Jeon Jungkook kafamı karıştırıyor mu ?
İçeri adım attığım an gözler üzerime
dikilmişti.Soğuk terler döküyordum şurada,bakmasalar olmaz mıydı ?
Hızla asansörün yanına gitmiş ve çabuk gelmesi için dua etmeye başlamıştım.Bir yandan da yanımda fısıldaşan,daha doğrusu fısıldaştığını sanan iki kızı dinliyordum.
"Bay Park'ın altına yattığını söyleyenler var Jisoo,sürtük resmen."
"Daha geleli kaç gün oldu,ben 1 yıldır tavlayamadım şansa bak.İyi iş görüyor,baksana.Gerçi ben da-"
"Yeter!" İki kızın gözleri beni bulduğunda altta kalmamak gerektiğini farketmiştim,en azından dışarıdan öyle gözükmeliydim.
"Beni kendinle aynı kefeye koyma...Çünkü ben sürtük değilim,s-senin aksine !"
"Ne oluyor burada ?"
Vücudumu korktuğum titreme alırken yutkundum.Yavaşça arkama dönmüş ve gözlerimi direkten kahvelerine dikmiştim.
Jeon Jungkook,tamamen odaklanmış bir şekilde bana bakıyordu.
Asansörün kapısının açılma sesi ile yutkunmuş ve son bir kez kendimi toplayıp fısıldarcasına konuşmuştum.
"B-Ben sürtük değilim..." Asansöre hızla binmiş ve yukarı çıkmıştım.Odama girdiğimde derin nefes almış ve sakinleşmeye çalışmıştım.Güzel...
.
.
.
Chanyeol Hyung'un içeri nefes nefes girmesi ile refleks olarak ayağa kalkmıştım. Endişe ile solgun yüzüme bakıyor ve elimi sıkıca tutuyordu.
"Tanrım, hiç iyi gözükmüyorsun..."
Yeni yeni sakinleşmişken Chanyeol Hyung bana geçen gün olanları hatırlatmıştı. Hastalığımın tekrar başlamasına sebep olan insanlarla aynı ortamda çalışıyordum lanet olsun...
"Jimin, kime diyorum ben ?" Hafifçe irkilmiş ve ona bakmıştım. "E-Efendim ?" Yine kekelemiştim...
"Jungkook, seni görmek istediğini söyledi.Hadi odasına."
Onaylayıp odamdan çıkmıştım. Sabahki kötü karşılaşmamızın üstüne onu görmek dahi istemiyordum. Kapıyı çalmış ve içerden gelen onaylayıcı sesle odaya girmiştim.Yüzüne bakmak dahi istemiyordum. Bana doğru attığı adımlar gerilmeme sebep olmuştu.

Koltuğu işaret etmiş ve kendi de oraya oturmuştu. "Otur." İtaatkarca karşısına oturmuş ve söyleyeceklerini bekliyordum."Şimdi söyle bana, dün o hale gelmene sebep olan şey neydi ?

Sertçe yutkunmuştum. Ona eskiden sosyofobi hastası olduğumu söyleyemezdim.Gözlerimi kaçırıp konuştum."S-Sadece biraz üşütmüştüm Bay Jeon." Sinirle solumuştu.
"Bana yalan söyleyip duruyorsun !" Elleri ile yakamı sıkıca tutmuştu."Ne kadar endişelendiğimden haberin var mı senin ?" Dolmaya başlayan gözlerimle ona bakmıştım."Bana olan endişeniz, beni ö-öldürmeye çalışırken neredeydi Bay Jeon ? İzninizle." Ellerini üstümden çekmeye çalışmış ama sadece çalışmıştım. (LasveGaslı Cunkuk fldkclfk)
"Ne dedin sen ? Seni öldürmek mi ?" Yavaşça elleri gevşemişti, aklına yeni geliyordu galiba...
"Unut gitsin.Bundan sonra aynı zamanda Taehyung'un da asistanısın, aranızın iyi olmasını sağlayacağım." Duyduğum isim ile çoktan bedenim kaskatı kesilmişti. Eğer atak geçirirsem, (ki bu muhtemeldi.) bu beni mahvederdi. Hasta halime geri dönmeyi düşünmek bile beni korkutuyordu.Ellerim tekrar titremeye başlamış ve korku dolu gözlerimi ona çevirmiştim. "B-Bay Kim olmaz, lütfen...O-Onun asistanı olamam.Gerekirse mesailere kalırım lüt-" Jungkook ayağa kalkmıştı ve elini umursamazca sallamıştı. "Yeterince konuştuk, hakkındaki sırları bana anlatmadığın sürece sana hep kin besleyeceğim."
Bunu yapamayacağımı biliyordu.
Eğer Bay Kim ile çalışırsam...Ben o adam ile asla yakın kalmamalıydım. Yoongi Hyung duysa beni öldürürdü, lanet olsun...

Elime tutuşturduğu bir ton dosya ile Bay Kim'in odasının önündeydim. Nefes alışverişlerim düzensizdi.Aklıma söyledikleri geldikçe daha da stres oluyordum.
"İçeri gel." Kapıyı dahi çalmamıştım, beni izlediği gerçeği aklıma gelince ürkmüştüm. Derince nefes alıp yavaşça içeri girdim. Sadece yere bakıyordum, istediklerini aklıma not edecek ve gidecektim, hepsi bu. Bayılmak yok, atak geçirmek yok.
"Buraya gel Park."
Seslice yutkunup adımlamıştım.
"Son bir haftalık kayıtlar e-efendim. Bay Jeon incelemeniz gerektiği için bana verdi. Taehyung kısaca gülmüş ve dosyaları elimden alıp yere fırlatmıştı. "Mesai yapar incelersin artık. Şimdi yüzüme bak ve sorularımı cevapla." Çenemden tutmuş ve gözlerine bakmamı sağlamıştı.Bu kadar güzel ve masum bir yüz, bu hale nasıl gelmişti, tanrım... İçimden bana zarar vermeyeceğini tekrarlarken konuşmaya başlamıştı. "Dün Jeon tuvaletten çıktığında deli gibi etrafta dolaştı ve benim yüzümden iyi olmadığını söyledi.Hmm.(Aha sıçtın)"
Hah, Jungkook sanki beni umursuyordu. Elimde olsa öldürürdü be.Saçlarımı geriye doğru taramış ve arkasını dönüp cama ilerlemişti. "Gözünde bir deli gibi gözüküyorum değil mi ? Hiçbir şansı olmayan aptal bir platonik, değil mi ?"
Bu aptal soruları sorarak neyi amaçlıyordu ki ? "Söylesene Jimin, sende olup da bende olmayan şey ne, lanet olasıca yüzüm seninkinden daha güzel, neyim eksik ha ?!" Üstüme yürümüş ve parmaklarını yüzümde gezdirmeye başlamıştı, başlamıştı işte. Kapıya doğru hızlıca dönmüş koşacakken kolumdan sıkıca tutmuş ve beni duvarla arasına almıştı. Görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı, lanet olsun iyi değildim. Son çarem buymuş gibi çığlık atmaya başlamıştım, ağzımı elleri ile kapatsa da, belki beni duyan olmuştur diye umutla bekliyordum."Sana dokundu mu lanet olası ? O tuvalette sana dokundu değil mi, böyle mi ?" Elleri üstümde arsızca gezerken istemsizce titreyen bedenim ve ellerim ile onu üstümden itmeye çalışıyordum. "B-Bırakın yalvarırım, yardım edin..." Tek eli ile boynumdan tutarak beni duvara sabitlemiş ve yakınındaki çekmeceden bir jilet çıkarmıştı, sona mı gelmiştim ?..

YAZAR HAZRETLERİNDEN

Jimin boynuna değen metalle kusma isteğinin arttığını farketmişti. Jilet tamamen derisine battığında bedeni kendisini taşıyamamış ve yere yığılmıştı. Taehyung bu kadar çabuk bayılan çocuğa bakıp sadistçe gülmüş boynuna çeşitli desenler çizmeye başlamıştı.

Jeon Jungkook, 10 dakika kadar önce duyduğu ama gerçek olup olmadığına emin olamadığı ses ile (yn:cümlenin mallığı flejflfj) düşünceli halinden kurtulalı çok olmuştu sesi birkaç defa daha duymuştu fakat her ne görecekse buna hazır hissetmiyordu. Lanet hırsları ona bunu yapmasına engel oluyordu. Tüm ses kesilmiş ve şirket sessizliğe bürünmüştü.'Hepsi duydu ve sadece bekledi mi yani...' Aniden yerinden fırlamış ve sesli bir küfür dudaklarından çıkmıştı. Lanet olsun düşmanının oğlu dahi olsa (ki bu kişi onun için diğer ölenlerden farklıydı.) ona zarar verilmesini engellemeliydi. Hızla Taehyung'un odasına gitmiş ve kapıyı aniden açmıştı. Gördüğü görüntü Jungkook'u feci sarsmıştı. Kim Taehyung kan kaplı elleri ve jileti ile Jimin'in boynunu tam anlamıyla mahvetmişti. Jimin...Kafası Taehyung'un dizinde ve bedeni boylu boyunca yerdeydi. Baygın bakışları Jungkook'u bulduğunda titreyen elini ona doğru uzatmıştı.

Reisül Jungkook

Gözlerim bana ihanet etmiş ve çoktan dolmuştu. Küçük beden yerde yatarken buna sebep olan kişi olduğum için nefret etmiştim kendimden. Tae'nin yüzüne dahi bakmadan küçük bedeni kucaklamış ve hızla çıkış kapısına ilerlemiştim. Chanyeol Hyung tam çıkacakken Jimin'i görmüş ve dehşet saçan gözleri benimle buluştuğunda bağırmıştı "Mutlu musun piç ?" Hışımla Jimin'i benden almış ve gitmişti.

Ben, ne yapmıştım öyle ?

Arkadaşlarım,
Galiba bölüm saçmalar ötesi oldu, lütfen bana nasıl bulduğunuzu yorum yaparak belirtin.

NEYSE
BEN
GELDİM
HALAY
ÇEKELİM
Mİİİ

Her bölüm sonu açıklamasında hızlı bölüm atacağım diyip atmıyorum öldürseniz yeridir yaa

Üstümde bir sınav baskısı var ki, sormayın ölüyorum fldjvldjgk

Oy verin bolcaa, bakın oylar başlayalı kaç gün oldu şurada çoktan 2349 oy atmışım, aynı çabayı bekliyorum kdjglefklf

Bu sadizm bilmem neleri sevdiniz mi bu arada ?
Ona göre devam edeceğim ya da duracağım çünkü...
Bir sonraki bölüm sizin yorumlarınıza bağlı olarak erken veya geç gelir. Eksik yanlarımı söylerseniz birlikte bu kitabı güzelleştirebiliriz bence...

HEPİNİZİ AY LAV YU GAYS

Emojimiz,
d(=^･ω･^=)b