-1-

2.3K 205 161
                                    

Merhaba arkadaşlar, bu benim yıllar sonra yazdığım ilk Harry Potter hikayem. En son 2015 yılında falan yazmıştım ardından da yoğunluk yüzünden ara vermek zorunda kalmıştım. Bu yüzden kopuklukları olursa lütfen haber verin.

Hikayemiz tabi ki küçüklükleri üzerinden gitmeyecek, hızlandırılmış bir şekilde zaman atlaya atlaya ana çizelge olan 5. veya 6. senelerine geçeceğiz. Hermione, Tom'dan bir yaş küçük.

İyi okumalar :) Yorum yapmayı unutmayın.

-----------------------

12 Aralık 1932 // Wool's Yetimhanesi

Kabarık saçlı küçük kız tek başına yetimhanenin kilidini açmış; bulabildiği en korunaklı köşeye sinmiş, minik elleriyle kulaklarını sımsıkı bastırıyordu. Gök gürlemesi uyanmasına yetmişti, bu korkunç doğa sesi geçen sene yetimhanenin üstüne düşen bombalardan birinin sesini anımsatıyordu. Bu tür seslerde hala uykusundan irkilerek uyanıyordu, minik parmaklarının arasına boynunda asılı yüzüğü sıkıştırıp dua etmeye başlıyordu.

Aralık ayının buz havası teninin üzerinde geziyordu, beyaz kabarık elbisesi bedenini koruyamıyordu. Etek uçları rüzgara eşlik ederken yine yapması gerekeni yapıyordu; hafta sonu İncil'de öğrendiği tüm duaları sıralıyordu.

"Hermione burada ne yapıyorsun?" 

Yetimhanedeki en sevecen bakıcı Bayan Smith gece vardiyasında yetimhane kapısının açık olduğunu neyse ki erken fark etmişti. Kollarını açarak karanlıkta nasıl korkusuzca durduğunu anlamadığı kızı kucağına aldı. Kabarık saçları çiseleyen yağmurun etkisiyle daha da kabarmıştı, soğuktan kızarmış yanakları şirin duruyordu.  Üzerinde ise kabarık geceliğinden başka bir şey yoktu.

"Yüksek sesten korunmaya çalışıyorum Bayan Smith, cennetteki anneme ve yüce babamıza dua ediyorum." dedi kız cılız sesiyle, büyük ihtimal geçen sene yapılan hava saldırıları küçüğü derinden etkilemişti. Bakıcı kadın gözlerini üzüntüyle kırpıştırdı, savaş zamanında doğmaları bu yavrucakların en büyük şanssızlığıydı.  

"Ama soğukta saklanamazsın, hasta olursun canım." dedi kadın gülümseyerek, üzerindeki kalın hırkayı çıkarıp kızın cılız bedenine sardı, koşar adımlarla içeri girip kapıyı kapattırdı ve yukarı çıkmadan önce kapıyı kilitlemeyen bekçiyi azarlamayı unutmadı. "Bu kapıyı kilitlemeniz gerekiyordu Bay Evans." 

"Kapıyı kilitlediğime eminim." dedi Bay Evans kesin bir sesle. Kapıya anahtarı sokup birkaç kere çevirdikten sonra kapının üstündeki güvenlik zincirini taktı. "Küçük kız anahtarı çalmış olamaz mı?"

"Lütfen saçmalamayın, o henüz 6 yaşında. Sihir yapacak hali yok ya?"

"O zaman bu kapı nasıl açıldı?" Evans'ın soru işareti dolu yüzüne karşı göz deviren Bayan Jo saçmaladığını düşündüğü adama cevap dahi vermedi. Bu yetimhanede bir sürü çocuk vardı, yeterince eğitilmemiş çocuklar bazen hırsızlık yapabiliyordu ama Hermione onlardan biri değildi. Küçük olmasının yanı sıra akıllıydı, neyin yanlış neyin doğru olduğunu biliyordu. 

Hermione'nin odasına geldiklerinde kız aniden yüzünü kadının boynundan çıkarıp fısıldadı. "Bayan Smith, bu akşam sizinle yatabilir miyim?"

"Benimle yatman imkansız canım, korkuyor musun yoksa?" 

Bayan Smith koridorun iyi aydınlanan tarafına yürüdü, siyah gözleri kızın suratını buldu. Dikkatle minik yüzü incelemeye başladı, korkup korkmadığını anlamaya çalışıyordu. Hermione gözlerini kırpıştırdı, başını iki yana salladıktan sonra mırıldandı. "O yatağın üstüne şıp şıp su damlıyor."

Falling // TomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin