-6-

1.8K 159 220
                                    

Sınır: +25 vote ve +70 yorum... İyi okumalar. 

----------------

*1935 - Wool's Yetimhanesi*

"Sen bir ucubesin Granger!" dedi kuzgun saçlı Grey, yaşına göre iriydi ve kendisinden küçük olan kızı ezmek konusunda herhangi bir utanç duymuyordu. Yetimhanenin mutfağından çaldığı ezik domatesleri cebinden çıkardı. Yüzünde acımasız bir gülümseme vardı, muhtemelen biraz sonra yapacaklarını düşünüp keyifleniyordu. "Ucube suratın birazdan kıpkırmızı olacak." 

Hermione gözlerini sımsıkı kapadı, elleriyle yüzünü korumaya çalışıp bu çilenin bir an önce bitmesi için Tanrıya dua etmeye başladı. Sırtı yetimhanenin arka bahçesindeki soğuk betona dayalıydı, bacaklarını kendine çekmiş yüzünü gizlemişti. 

"Beni rahat bırak Grey!" dedi yüzü saklıyken, sesinin gür çıkmasına dikkat etmişti fakat hissettiği korkudan dolayı oldukça titrek çıkmıştı. Az önce kaçmaya çalıştığında suratına koca bir tokat yemişti, tekrar aynısını yapmaya çalışsa kim bilir nasıl şiddet uygulayacaklardı. Hermione dayak yemek istemiyordu, zayıf bedeninin kaldıramayacağı büyük yumrukların darbesiyle başa çıkamıyordu. 

Korkmamalısın Hermione, eğer korkarsan daha çok üstüne gelecekler.

Kafasındaki sesi dinlemeye karar verdi, parmaklarının arasındaki boşluktan zorba çocuklara baktığında sayılarının arttığını fark etti. Savunmasız bir kızın bedenini hedef tahtası olarak kullanmaktan zevk alıyorlardı.

"Seni rahat mı bırakayım? Duydunuz mu çocuklar, ucube Granger onu rahat bırakmamızı istiyor." dedi Grey'in yakın arkadaşı Jack. Yaşı büyük çocuklar kahkahalar atıp Hermione'den çıkan tiz sesi taklit etmeye başladıklarında dişlerini sıktı. 

Hermione en sonunda kendine engel olamayarak yüzünü kollarının arasından çıkardı, küçük yumruklarını sıkıp kendiyle alay eden veletlere gururla baktı. Saklansa da suratına kırmızı domatesleri yiyecekti, dik durmalıydı. Diğer çocukların küçümseyici bakışları altında ayağa kalktı, kollarını birbirine bağlayıp felaketin gelmesini bekledi. 

"Küçük Granger gereğinden cesur."

"Birazdan yüzüne domates gelince yine cesur olacak mı acaba?" dedi Grey. Cebinden domatesi çıkartıp saniyeler içerisinde kızın suratına fırlattı fakat domates duvara isabet etmişti. Hermione gözlerini kıstı, saçına akmaya başlayan domates suyuna aldırmadan çocuklara ters ters bakmaya devam etti.

"Dur ikincisini ben deneyeyim, ya da hep beraber mi atsak?" 

"Sırayla atalım dostum."

Jack ikinci domatesi hızla kızın suratına fırlattı, ezik domates bu sefer hedefini bulmuştu. Hermione'nin tam burnunun ortasına sertçe isabet ettiğinde çocuklar kahkaha atarak Jack'i tebrik etmeye başladılar.

Hermione elini kaldırdı, canını yakan domatesin kalıntılarını burnundan temizlerken ağlamamak için kendini kasıyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuştu, elinin tersiyle gözlerini sildi. O sırada iki domates daha gelmişti. İlki alnına isabet etmişti diğeri ise kareli süveterinin üzerine... Bayan Cole çok kızacaktı, üstelik yine başkalarına inanacaktı. Şimdiden alacağı cezalar korkudan titremesine sebep olmuştu. Karanlık ceza odasını düşündüğünde tüylerinin diken diken olmasına engel olamıyordu. Rutubet kokan, farelerin ve böceklerin yetimhanedeki yuvası olan küçük oda Hermione'nin en büyük korkusuydu.

"Onu rahat bırakın."

Tanıdık ses kulaklarına geldiğinde gözlerini açtı, başını Grey ve Jack'in arkasında durmuş çocuğa çevirdi. Gelmemezlik etmemişti, edemezdi de. 

Falling // TomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin