"James yaptığımızın doğru olduğuna emin misin?" diye fısıldadı Scarlett Longbottom. Annesi Luna'nın gözlerini andıran mavi gözleri arkadaşı James Sirius Potter'ın üzerine geziyordu, hala yapacakları şeyin doğruluğundan emin değildi. Elleri titriyordu, kan ve çamur olmuş kazağının koluyla alnında kanamaya başlayan yarayı sildi. "James bir cevap ver."
"Eminim, yoksa aydınlık taraf sonsuza kadar yok olacak." dedi James kendinden beklenmeyecek bir sakinlikle. Elinde bulunan minik alete baktı,altın rengi her şeye rağmen parlamaya devam ediyordu. Yuvarlak halkalarından biri yamulmuştu fakat hala çalışıyordu zamanın kontrol edicisi. İçindeki kum aynı zaman gibi akmaya devam ediyordu ve edecekti de. Dünyanın son zaman döndürücüsü tüm ihtişamıyla James Sirius Potter'ın elindeydi. "Bu şey hepimizi kurtaracak Scar, kehanet olması gerektiği gibi olacak."
"Zaman ya istediğimiz gibi şekillenmezse?"
"Zaman her zaman olması gerektiği gibi işler Scarlett, zamanında tüm güçlüklere rağmen babamın kehaneti gerçekleşmişti." dedi James, elleri titriyordu. Gözlüklerinin ardındaki mavileri çalıların ardındaki banliyönün üzerinde geziniyordu. Henüz yeni doğmuş bebeğini seven Granger çifti bebek odasının camından görünüyordu.
"Emilia asla doğmayacak James, bunu yapamayacağım." dedi Scarlett bir anda yere diz çökerek. Aylardır bunu planlıyorlardı, yeni jenerasyon Dumbledore'un ordusunda ki herkes sırf bu kehaneti gerçekleştirmek için tek tek ölmüştü. Geriye kalan birkaç kişinin yarısı şu anda Delpini'yi oyalamaya çalışıyordu.
"Yapmak zorundayız Scarlett yoksa dünya asla eskisi gibi olmayacak. İlk önce geri kalan dostlarımızı avlayacaklar ardından melezleri sonra ise acımasızca muggle dünyasını yok edecekler. Delphini Riddle babasından bile daha güçlüyken biz anca onu yavaşlatabiliriz ama durduramayız."
"Eğer Herm teyzeyi geçmişe götürürsek Draco Malfoy ile tanışmayacak. Altın üçlü olmayacak, Emilia ve Scorpius doğmayacak." dedi Scarlett kendini tutamayarak, gözlerinden boşalan yaşlar kirli yanaklarında yol açarak aşağıya toprağa düşüyordu.
James acı çekerek gözlerini kapadı, zaman döndürücü boynunda asılıyken iki elini de yumruk haline getirip sıktı. Alnındaki damarlar belirginleşmişti, uzun süredir kesmediği saçları alnına dökülüyordu. Beş senede yaşadığı her boktan olay aklına geldikçe ayakları titriyordu. Annesi Ginny'nin ani ölüşü, babası ve Ron Weasley'in acılar içerisinde yanarak can vermesi...
Babasının arkadaşlarından hiçbiri yaşamıyordu, Delphini Riddle söz verdiği gibi hepsini tek tek avlamıştı. Kimse durduramamıştı onu ta ki geçen sene Albus eski bir kehanet küresi keşfedene kadar. ..
"Scarlett kendine gelmek zorundasın, hepimizin ailesi öldü." dedi James düşüncelerinden kurtulmaya çalışarak, Scarlett'i bilerek yanından ayırmamıştı. Albus Severus tamamen kaybolmadan önce Scarlett'e evlenme teklifi etmeyi düşünmüştü, karanlık bir dönemde olmalarına rağmen sevdiği kıza açılacak kadar cesurdu Albus.
Elini kızın omzuna koydu.
"Ben de Emilia'yı kaybettim..." dedi acı çekerek. Zihninde bir anda mavi-gri gözler belirdi, her daim gülümseyen sevgilisi geldi aklına. Hogwarts mezuniyetinde giydiği beyaz elbise'ye eşlik eden sarı saçları ölürken bile ışıltısını kaybetmemişti. Yutkunarak konuşmaya devam etti. "Gözlerimin önünde son nefesini verdiğini unutma. Her şeyi baştan başlatırsak kimseye bir şey olmayacak, belki babamın ailesi de yaşayacak."
"Sevdiklerimiz için bunu yapmalıyız." dedi Scarlett ikna olarak, boynunda taşıdığı yüzüğü avuçlarının arasına alıp ayağa kalktı. James'in omzuna elini koyup hafifçe okşadı, onun acılar içinde kıvrandığını biliyordu. Albus'un ardından Lily'nin aklını kaybetmesi James için yıkım olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling // Tomione
أدب الهواةJames Sirius Potter sessiz adımlarla taş binaya yöneldi, basamaklardan teker teker çıktı. Ahşap kapının önüne geldiğinde bebeğin yüzüne eğildi. "İyi olacaksın Herm teyze, acı çekmeyeceksin. Hatta zamanın sana verdiği kutsal görevle tüm ailelerin yar...