-4-

2K 177 192
                                    

Sınır: 20 vote ve 60 yorum ❤️ İyi okumalar

Astronomi kulesine ilerlemeleri sessiz olmuştu, ne öndeki Tom konuşmuştu ne de arkasında onu takip eden Mione. Sessizlik büyüdükçe Hermione'nin içinden çığlık atmak geliyordu, korkmaması gerekiyordu ama elinde değildi. Geçen sene Tom'un kendi yandaşına crucio attığına bizzat şahit olmuştu. Sınırları yoktu, Tom Riddle'ın gözü karaydı.

"Sen ve arkadaşların konseye girmek için çok çaba harcadı mı?" dedi tok ses. Sırtı kıza dönüktü, yakışıklı yüzüyle de dışarıyı izliyordu. Sesi çok şeffaftı, Hermione onun ne yapacağını tahmin edemiyordu, tek bildiği renksiz sesin tehlikeli olduğuydu. 

Ondan korkma Mione, sana hiçbir şey yapamaz. 

Kafasındaki cesur sese kulak verdi. Asasını sıkı tutmayı ihmal etmeden kollarını birbirine dolayıp cevap verdi. "Aslında basit oldu, konseydeki çeşitliliği tüm profesörler destekliyor."

"Demek basit oldu, konseye girecek kadar "saf" olduğuna inanıyor musun Hermione?"

Yıllar sonra ilk defa adını telaffuz etmişti, yasak orman manzarasından sıkılarak yavaşça Hermione'ye döndü. Koyulaşan mavi gözlerini kısmıştı, suratında hiçbir mimik yoktu. Cübbesinden asasını çıkardı, kıza doğru minik bir adım attı.

Hermione, onun saflık anlayışının kana bağlı olduğunu iyi biliyordu. Neyi kast ettiğini de anlamayacak kadar aptal değildi, konseye "Muggle" doğumlu kimsenin girmesini istemiyordu Tom.  

"Önemli olan saf olmak mı, yoksa başarılı olmak mı?" dedi Hermione sakin kalmaya çalışarak.

Uzun bir sessizlik oldu, Tom'un minik adımları gittikçe büyüyordu. Hermione o yaklaştıkça kalbinin ağzında attığını hissederken bir adım geri kaçtı ve sırtı soğuk duvarla buluştu. Şansına kendi içinden sessiz bir küfür savurdu, her zaman böyle olmak zorunda mıydı? Fark ettirmek istemediği telaşlı bakışlarını Tom'un suratında gezdirdi.

"Önemli olan her daim saf ve güçlü olmaktır bayan Granger. Yıllar bunu sana öğretemedi mi?"

"Güçlü olmak benim umurumda değil." diye karşılık verdi Hermione. Şu an zayıf ve savunmasızdı, asasının olması hiçbir işe yaramıyordu, baş çocuğa lanet atamazdı. Kendinden emin olmaya çalışarak konuşmaya devam etti. "Eğer anlatacakların konseyle ilgili değilse yatakhaneye dönmem gerekiyor."

"Korkuyorsun."  Tom bundan zevk alarak güldü ve kızın bakışlarındaki korkuyu hissetti.  Bu oyun hoşuna gitmişti, kızın dibine girdiğinde parmaklarını yanağına götürdü. Pürüzsüz teninin üzerinde parmaklarını dolaştırırken, "Çocukluk arkadaşın olan Tom'dan korkuyor musun?" dedi.

Hermione, onun yanağındaki elini itti. Hızla duvar kenarından sıyrılıp merdivenlere bakan tarafa yöneldi. Yakınlığın vermiş olduğu ürpertiyle kaşlarını çatmıştı.

"Senden korkmuyorum Riddle, kimse beraber büyüdüğü adamdan korkmaz." 

Tom, kızın cümlesinin bitmesiyle kolunu kavradığı ince bedeni kendine çekti. "Konseye katılmak senin fikrin miydi Hermione?"

"Bu hepimizin fikriydi Riddle, kolumu bırak." dedi Hermione kolunu kurtarmaya çalışarak. Tom fiziksel olarak da güçlüydü, parmaklarının kenetlendiği yerler Hermione'ye acı vermeye başlamıştı. Herm, boştaki elini üzerine ağırlığını veren bedenin göğsüne koydu ve tüm gücüyle uzaklaştırmaya çalıştı fakat Tom'dan yayılan hoş koku hareketlerini engelliyordu.

"Yoksa amacın beni tahtımdan etmek mi? Minik Mione büyümüş ve nankörlük mü etmeye başlamış." Tom'un sesi şeffaflıktan çıkmıştı, nefretle tıslıyordu. Sıcak nefesi yakınlarındaki Hermione'nin yüzüne vurdukça genç kız  yıkılmamak için kendini zor tutuyordu. Gryffindor öfkesi damarlarında hızla atarken dudaklarını dişledi, kaşlarını çatıp çocuğu tekrar itmeyi denedi.

Falling // TomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin