Sonunda sahalardayım. ❤️ Bitirince aşağıdaki notu okursanız sevinirim. İyi okumalar. Sınır +60 vote, +150 yorum
*****
"Hermione, benimle gelmek istemediğine emin misin?" diye sordu Eurydike endişeli bir surat ifadesiyle. Arkadaşının yetimhanenin soğuk odalarına girmesine gönlü razı gelmiyordu. Hermione bu konulara girip neler yaşadığından bahsetmese bile Eurydike onun neler çektiğini anlayabiliyordu çünkü kız ne zaman Hogwarts'a geri dönse ya birkaç kilo vermiş oluyordu ya da muhakkak hasta olup okulun ilk günleri yataklara düşüyordu. Zayıftı Hermione, ne kadar güçlü olmaya çalışsa da zayıf bir bünyesi vardı.
Eurydike dudaklarını büzdü, küçük elini Hermione'nin koluna yerleştirip hafifçe okşadı. "Annemin beni safkanla evlendirme takıntısına bakma, seni oldukça seviyor. Evimize gelmeni istiyor ama sen inatla gelmiyorsun."
Hermione arkadaşının iyi niyetine güldü, parmaklarını kızın kolundaki elinin üzerine koyarak gülümsemesine karşılık verdi. Eurydike, Abraxas Malfoy'dan karşılık almaya başladıktan sonra gerçek bir şekilde gülümsemeye başlamıştı, nasıl mutlu olduğu mavi gözlerinden belli oluyordu.
"Çok gelmek isterdim ama yetimhaneye dönüp ek işlerde çalışmam gerekiyor. Biliyorsun, büyücü dünyasında yaşasak da okumak kolay değil."
"Paraya ihtiyacın olduğunda çalışmana gerek yok Herm, benim oldukça fazla param var. İkimize de yeter-" Eurydike cümlesini tamamlayamadan Hermione işaret parmağını kızın dudaklarının üzerine koyup susmasını sağladı.
"Eurydike seni çok seviyorum ve iyi niyetle bunları dediğini biliyorum ama ben kendi ayaklarım üstünde durmak zorundayım canım. Lütfen bir daha bana böyle bir teklifte bulunma, tamam mı?"
Eurydike büyük mavi gözlerini kocaman açtı, kaşlarını kaldırdı ve şefkat dolu bakışlarını en yakın arkadaşından ayırmazken kollarını kocaman açtı. Hermione'yi sesli itirazlarına rağmen kollarının arasına sıkıştırıp burnunu kestane kahvesi buklelere daldırırken kıkırdayarak gözlerini kapadı. "Hermione sana her zaman böyle tekliflerde bulunacağım. Ayrı annelerin karnından çıkmamız bizi yabancı yapmaz."
"Eurydike... Asla iflah olmazsın." Hermione'de huzurla arkadaşının omzuna çenesini yaslamıştı. Elini kızın sırtına koyup güven verircesine okşarken, yüzünde tatlı bir tebessüm belirmişti. Bu hayata inancının güçlü olmasındaki en büyük nedenlerinden biri arkadaşlarıydı. Biliyordu ki ne olursa olsun Eurydike asla Hermione'yi yalnız bırakmazdı, Nathaniel her düştüğünde elinden tutup kaldırır, Herman'da sürekli gizli gizli arkasını kollardı.
Bu insanları kazanacak ne yapmıştı bilmiyordu Mione, asla da öğrenemeyecekti ama inanıyordu ki önceki hayatında birçok insandan şükran duası almıştı da böyle sefil bir hayatta değerli insanlara sahipti.
"Bizsiz mi sarılıyorsunuz gerçekten?"
Arkadan Nathaniel'ın cılız sesi duyulduğunda iki kız kıkırdayarak birbirinden ayrılmıştı. Eurydike beresini takıp Nathaniel'ın koluna girdiğinde Hermione'de onları kenardan sinsi sinsi izleyen Herman'a yaklaşmıştı. "Birileri kıskanmış mı?"
"Ne alaka canım, ben duygusal bir ev cini değilim," dedi Nathaniel yapmacık bir alayla. Hermione'nin bavulunu alıp kendi bavuluyla beraber çekmeye başlamıştı. Mavi gözleri ise tatlı bir oyunculukla arkadaşlarının üzerinde geziniyordu.
"Hayır Nathaniel, sen duygusal bir tek boynuzlu atsın. Ah ne şirin, canım benim." Eurydike bir adım öne geçip Nathaniel'ın asla düzelmeyen dağınık saçlarını karıştırdı. Üstelik kendi bavulunu da Herman taşıdığı için daha rahattı, ellerinde yük olmamasının verdiği mutlulukla Hermione'nin koluna girdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling // Tomione
FanficJames Sirius Potter sessiz adımlarla taş binaya yöneldi, basamaklardan teker teker çıktı. Ahşap kapının önüne geldiğinde bebeğin yüzüne eğildi. "İyi olacaksın Herm teyze, acı çekmeyeceksin. Hatta zamanın sana verdiği kutsal görevle tüm ailelerin yar...