18.bölüm

3.6K 74 1
                                    

" ne ! "
Yüksek çıkan sesime engel olamayarak dehşetle anneme bakmaya başladım. Ellerini iki yanında kaldırarak " sürpriz! " diye bağırdı en az benimki kadar yüksek çıkan sesiyle. Annem hamileydi ! Hem de elli yaşından sonra ? Tanrı aşkına ebeveynlerim çıldırmış olmalıydı ya ! Koluma giren elijah sevinçle " abla olacağız, tabii teorik olarak ben ikinciye olacağım ama önemli olan bu değil ya " dedi. Yan gözlerle yanımdaki robine bakarken annemleri tebrik edip gülümseyerek sohbet ettiğini gördüm. Dikkatimin ondan kaydığını fark eden elijah resmen işaret parmağıyla belimi matkap gibi oyup " bu güzel haberi baş başa kutlamaya ne dersin ana ? Hem annemler de muhakkak ki tek kutlamak isterler. Tek bırakmak gerek taze anne babayı ?!" dedi. Omuz silkerek " olur " dediğim zaman herşey hızla gelişti. Ailemle ve robinle hemen gerçekleşen veda sonrası elijahın çekiştirmeleriyle arabasına bindim. Çok değil on dakika sonunda önünde durduğumuz kafeye inceleyici bakışlar atıyordum. Tatlı ve sıcak bir havası vardı. Bakışlarımı keserek ablamın yerleştiği masaya bende yerleştim. Siparişlerimizi verdikten sonra sohbet etmeye başladık..

" eee robin ile nasıl gidiyor ? "
" yani iyi gidiyor diyelim, sen beni boşver sen neler yapıyorsun ? "
" geçen gün çok önemli bir markayla iş birliği yapmaya karar verdim. Ortak bir kreasyon çıkaracağız ama zamanımız az olduğundan acele ediyoruz felix ile " dedi gözleri bir noktaya dalmış halde. Kaşlarımı kaldırmış imayla onu süzerken fark edince sahneden öksürük kendine gelir gibi yaptı. Önümüze bırakılan siparişlerimizle konuyu geçici bir süreliğine kapatmaya karar verdim. Hava kararana kadar orada oturup günün keyfini çıkardık. Tam hesabı ödeyip kafeden çıkıp arabaya yöneldik ki çalan telefonuyla elijah duraksadı. Kısa sürede yaptığı konuşma sonucunda " benim acilen gitmem gerek anabeth kreasyona ait bir parçayla ilgili sorun çıkmış " dedi. Elimi önemli değil anlamında bir kez havada salladıktan sonra " hadi git ve o kreasyonu kurtar dahi modacı " dedim şakayla. Beni kollarıyla sarıp yanağıma sulu bir öpücük kondurduktan sonra arabasına binip yola koyuldu. Kafenin önünde ne yapsam diye düşünürken aklıma robinin gelmesiyle bir taksi durdurdum ve ev adresini verdim. Yolu izlediğim süre sonunda araç durduğunda parayı verip indim. Sırıtarak kapıya sokuldum ve robinin geçen gün bana verdiği yedek anahtarlarla eve girdim. Evdeki sessizlik dikkatimi çekerken işte olabileceği düşüncesi aklıma düştü. Evin bana kalmasının rahatlığıyla önce ılık bir duş aldım sonra da üzerime sadece robine ait tişörtlerden birini geçirdim. İç çamaşırı giymemiştim ama bu beni zerre rahatsız etmiyordu. Saçlarımı tarayıp salık bıraktım. Hoplaya zıplaya mutfağa girerek etrafa göz attım. Buzdolabında tek çeşit yemek olduğunu görünce ona yemek yapmaya karar verdim. Gözlerim ada tezgaha takılırken daha sabah robinle oradaki pozisyonlarımızın aklıma düşmesiyle inlememek için dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım. Arsız ve oyuncu bir yapısı vardı ama ben bu huyunu seviyordum rahatsız olmak yerine. Bazen tam bir çocuk olabiliyorken bazen yaşına yakışır olgun hareketleri beni büyülüyordu. Sonunda hareket etmeye karar vererek işe enerji toplamakla başlamayı seçtim. Ses sistemine bağladığım telefonumdan etraftakileri rahatsız etmeyecek seste hareketli bir şarkı açıp dans ederek yemek hazırlamaya başladım..

ROBIN'DEN:

Omzumdan geriye atarak işaret parmağıma astığım ceketim ve üstten üç düğmesi açılmış kırışık gömleğimle emindim ki dağılmış görünüyordum. Şirkete ayak basmamı beklermiş gibi birden başıma üşüşen çalışanlarım ve sayısını sayamayacağım dosya arasında gebermiştim bütün gün üstüne üstlük yakın zamanda katılacağımız önemli bir ihaleden çekilmem için kibarca bir öneri bile almıştım rakip şirketlerden birinden. Sinirlerim bir kemanın telleri kadar gerginken cebimden çıkardığım anahtarlarla eve girdim. İçeride yankılanan ses anında dikkatimi çekmeyi başarırken ceketimi kenara atıp sesin geldiği mutfağa girdim ve gördüğüm görüntüyle tüm sinirlerim gevşedi. Mutfağımı resmen savaş alanı haline getirmiş hem dans eden hem de yemek yapmaya çalışan dehşet verici güzellikteki kadına bakakaldım. Önündeki tezgahın üzerinde birşeylerle uğraşıyorken kalçalarını da ritme göre sağa sola sallayıp kıvrıyordu. Ara sıra zıpladığında yukarı sıyrılan tişörtüm onu hemen şimdi o tezgaha çıkarıp içine kayma dürtümü kamçılıyordu!! Nihayet arkasına dönüp de benimle göz göze gelince korkuyla bir çığlık attı. Muhtemelen aniden hayalet gibi karşısına çıktığımdan korkmuştu. Sinirle " neden aniden çıkageliyorsun robin ? " diye çıkıştığında sırıttım. Bu halleri acayip çekici geliyordu ya neyse.. alayla " bir dahakine kendi evime gelirken seni arayıp haber verir sonra da bando takımıyla gelirim önceden haberin olsun diye güzelim " diye sataştım ona alayla. Hızlı adımlarla yanıma sokulduğunda karın boşluğuma attığı yumrukla nefesim kesilir gibi olurken ellerimi dizlerime dayayıp eğildim. Normalde canımı acıtamayacak bu darbesi hazırlıksız yakalandığım için acıtmıştı. Acı geçip soluklarımı düzelttikten sonra dik konuma döndüm. Üzerine atılmadan hemen önce " savaş mı istiyorsun ? O zaman al sana savaş ! " demeyi ihmal etmedim. Yırtıcı bir hayvan gibi üzerine atlamamla çığlık atarak koşmaya başladı. Merdivenleri çıkarken soluk soluğa " öyle yapmayacaktım gerçekten robin " diyen nefes nefese sesini duydum. Bu hallerine kahkaha atarken merdivenlerin son basamağında onu arkadan sarmalayıp havalandırdım. Sırtına göğsümle düşmemesi için destek verirken o havadaki ayaklarını çılgınca sallayarak kurtulmaya çalışıyordu. Hemen yakındaki yatak odasına girip onu yatağa yatırdım ve üzerine çıkarak gıdıklamaya başladım. Yüksek desibelde kahkahaları evin içinde yankılanırken çırpınmaları hızlandı. Sonunda nefes alamayacak konuma geldiğini fark etmemle üzerinden kalktım. Beline kadar sıyrılmış tişörtü gözlerimin önüne sanatsal bir manzara sunarken gözlerimi ondan çekerek kendime gelebilmek için yalandan öksürdüm. Ona bakmadan tişörtünü düzeltirken soğuk bir duş almam gerektiğini fark ettim. Nasıl oluyordu da onunla en masum başlayan anlarımız bile birden böyle ateşleyip yanmama senep oluyordu anlayamıyordum bir türlü ! Geri çekilip de göz göze geldiğimizde gözlerinden geçen o muzip parıltılar derince yutkunmama sebep oldu. Sanki halimi anlamış gibi öyle şeytanca sırıtması da üzerine ek oldu. Ben yapacağı hemleyi beklerken bir sonraki hareketiyle nefesimi tuttum.

ANABETH'DEN:

Kurşuni rengini almış gözleri, kasılmış çenesi, yutkunduğunda hareket eden adem elması ve gerilmiş bedeni benden ne kadar etkilendiğinin en büyük ispatlarıydı. Keyfim iyice yerine gelirken onunla uğraşma kararı aldım. Sanki ayak bileğim kaşınmış gibi kendime çekerek uzun tırnaklarımı sürterken gözlerine yayılan ateşe anbean tanık oldum. Sıktığı dişleri arasından aldığı nefes ıslık gibi bir sese dönüşürken ağzının içinde zar zor duyabileceğim bir küfür mırıldandı. Hareketlerimi kasıtlı yaptığımı anladığını fark ettiğimde dudaklarımı dişledim. Birden bacaklarımın arasına bedenini konumlanıp yüzüme doğru yükseldi. Ilık nefesleri dudaklarıma dökülürken " yapma yakıyorsun yine anabeth " diye soldu sanki nefes almakta zorlanır gibi. Sesinden çok cümleleri beni etkisi altına alırken sertçe yutkunup " seninle yanıyorum " dedim inlercesine. Birden konudan alakasızca " karnın aç mı ? " diye sorunca afallasam da çabuk toparlanıp başımı olumsuz anlamda salladım. Üzerimden kalkıp ayak ucumuzda duran yorganı üzerime ördükten sonra alnıma bir öpücük kondurdu. Yorgun çıkan sesiyle " uyu güzelim yarım saate yanına geleceğim çok yorgunum kokunla uyumak istiyorum " dedi ve odadan çıktı. Kapı kapanır kapanmaz gözlerim onun emrini beklermiş gibi kapandı.

TUTKUNUN GÖLGESİNDE +18 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin