Hyunjin odadan gelen sesleri duysa bile umursamadı ve aşağıya indi. Jisung ile Minho hala şaşkınlıkla bakarken Hyunjin kendini dizginlemek için derin bir nefes aldı.
"Ne oldu öyle lan bi anda estiniz geçtiniz vallaha." Minho heyecanla konuşurken Jisung onu onaylamıştı.
"Jeongin ne güzel sessiz sakindi bu yeni gelen yıktı ortalığı. Changbin'i dövcek sandım bir an." Bu sefer Jisung'un söylediği şeye gülmüşlerdi.
Hyunjin onları dinlemiyordu, aklı Jeongin'deydi ama yanına gidemezdi önce sinirinin geçmesi gerekiyordu. Yavaşça koltuğa oturdu.
Jisung ile Minho hala konuşurken aşağıya Changbin gelmişti. Hyunjin hemen ayağa kalktı.
"Direk odaya kilitledim daha fazla uğraşamazdım." Hyunjin kafa salladı.
"Bu çocuklarla uğraşmak zor olacak." Hyunjin tam onaylayacakken aklına o gün aldığı kolye geldi. Sinsi bir gülüş attı ve konuşmaya başladı.
"Benim bir fikrim var." elini cebine attı ve kolyeyi çıkardı.
"Bu büyük ihtimalle bu Jeongin'in kız arkadaşının kolyesi. Onu korkutabiliriz ailesiyle." Changbin'in kafasının karıştığı belliydi biraz daha açtı konuyu Hyunjin.
"Onları uyuşturucu satma işine katmamız gerek çünkü sadece dört kişiyiz ve uyuşturucu satmamız gereken beş kişi var. Oradaki korumaları oyalamamız lazım. Biz seninle güvenlikleri oyalarken Jisung ve Minho'da onlarla uyuşturucuları sahiplerine teslim ederler. Ben şimdi gidip Jeongin'i ikna edeceğim."
Hyunjin planını anlattıktan sonra yukarı çıktı. Odanın kapısının önüne geldiğinde içeriden ses gelip gelmediğini kontrol etti. Ses yoktu.
Kapının kilidini açtı ve içeri girdi. Gördüğü manzara ile şaşkınlıkla bir Jeongin'e bir de etrafa bakındı. Yerlerde kan vardı. Oda dağılmıştı gözlerini Jeongin'de sabitledi bu sefer.
"Ne yaptın sen?" hemen yanına çömeldi ve her yeri kan olan eline baktı. Elinin içinde küçük cam parçaları vardı ve iltihaplanmıştı.
"Salak çocuk." Jeongin'i kaldırdı ve yatağa yatırdı. Direkt uyanmıştı Jeongin etrafına hızla bir göz gezdirdikten sonra şokla Hyunjin'e baktı.
"B‐buraya ne olmuş?"
Gözlerinde biriken yaşlar teker teker düşerken Hyunjin onları silmekle yetinmişti.
"Şhhh tamam sakin ol" Hyunjin yataktan kalktı ve çekmecedeki sargı bezlerini aldı.
"Şimdi elini iyileştirmemiz gerek." eline batmış küçük camları cımbız ile çıkarmış ve iltihaplanan yerlerin üzerine daha da kötü olmaması için bir sıvı dökmüştü. Son olarak elini sarmış ve Jeongin'in yüzüne bakma fırsatı bulmuştu.
"İyi misin? Canın acıyormu?" Jeongin'in yüzünde bir duygu aramaya çalışmıştı ama bulamamıştı.
"Neden benimle ilgileniyorsun? Yapma bunu!" demişti Jeongin sonraysa sargılı eli ile anlına vurmuş ve
"Ah çok özür dilerim sana emir vermemem gerekiyordu değil mi?" Hyunjin sinirlenmemeye çalışıyordu ama kendine hakim olamıyordu.
"Jeongi-"
"Özür diledim ya işte. Ne o şimdide özür diledim diye mi kızacaksın." Jeongin ayağa kalktı Hyunjin'de ardından kalkmıştı. İçinden zamanı geldi diyerek cebindeki kolyeyi çıkarıp Jeongin'in eline verdi.
"Eğer dediklerimi düzgün bir şekilde dinleyip uygulamazsan bu kolyeyi aldığım gibi ailenin ve sevdiğin kişilerinde hayatlarını alırım." az önceki duygusal hallerinden eser yoktu artık.
Jeongin kolyeye baktığında kardeşinin kolyesinin olduğunu fark etmişti. Yüz kasları gerilirken tekrar Hyunjin'in yüzüne baktı.
Şakası yoktu bu sefer yapabileceğinin farkındaydı. Bu yüzden şuan bu durumdalardı zaten. Jeongin kafa salladı ailesi için yapmak zorundaydı.
"Çabuk öğreniyorsun Jeongin-ah." gülümsedi ve konuşmasına devam etti.
"Şimdi yarın uyuşturucu satımı için bara gideceğiz. Uyuşturucu satma işi sana yakışacak Jeongin-ah"
Hyunjin odadan çıkarken gülümsemiyordu. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı bunun farkındaydı.
*****************
Merhabalaaaaar
shipartyy ♥♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guilty / Hyunin
Fanfiction"Sen dememiş miydin birisinin sevdiği insan kalbini kırarsa aynı şekilde düzeltebilir diye. Lütfen kalbini düzeltmeme izin ver. Yaptığım her şeyi düzeltmeye hazırım." Başlama Tarihi: 18,11,2019 Bitiş Tarihi: 20,08,2020