Salir de la cárcel

671 72 14
                                    

5 Yıl Sonra

Dışarıya ilk adımlarını attıktan sonra ciğerlerine temiz havayı iyice nüfus etti.

Yaklaşık 5 Yıl sonra hapisaneden kurtulmuştu. Ama bu onun mutlu olması için bir neden değildi. Kendi içinde verdiği savaşta zaten çoktan bir daha çıkmamak üzere hapise girmişti.

Beyninde onu rahatsız eden seslere karşı yenilmişti. Onların susması için her şeyi yapmıştı ama onlar her seferinde seslerini daha da yükseltmişti.

Hiçbir şeyi kendi kontrolü ile yapmamıştı. Ama sonuç olarak her şeyi o yapmıştı.

Doğru ya Hyunjin hapisaneye girmişti. Kendi isteğiyle...

O gün o boş sokakta herkes teker teker gittikten sonra o yine tek başına kalmıştı. Polislerin onu bulması için dua bile etmişti.

İlk defa bir duası kabul olmuştu ve sabaha karşı onu arayan polisler sonunda onu bulmuştu.

Bedeninde bir sürü yara ve çizik izleri vardı. Çokça kilo vermiş ve kendine işkence çektirmişti bu 5 Yılda.

Jeongin'i ise bir kere bile görememişti. O günden sonra neler oldu bilmiyordu.

Bu belirsizlik daha da yakıyordu canını, içinden ya öldüyse diye geçirmeden yapamıyordu.

'O öldü!'

'Onu sen öldürdün!'

'Jeongin, Hyunjin yüzünden öldü!'

'Yapamadın Hyunjin onu koruyamadın.'

Hyunjin bunu düşünmekten kafayı yemişti. Beyninde sanki ona karşı çıkan bir ses vardı ve ona kötü şeyler söylüyordu. Kendi kendine kendini bitiriyordu.

Tek ilacı Jeongin iken ondan ayrı iyileşmesini nasıl bekleyebiliriz ki?

Arkadaşları hakkında öğrendiği tek bilgi Jisung ve Minho'nun kendisinden 2 yıl önce çoktan hapisaneden çıkmış olmasıydı.

Zaten şuan karşısında duran ikili de onlardı.

Hyunjin gördüğü arkadaşlarına kısa bir bakış attı ve gözlerini yere dikti. Minho ve Jisung onun yanına daha da yaklaştı.

Jisung hızla ona sarılmıştı. Hyunjin'de kollarını ona dolamıştı. İhtiyacı olan sıcak bir sarılmaydı ama neden bu oluşuyorken rahatlamamıştı?

Jisung ondan ayrıldıktan sonra karşısındaki soğuk bakan gözlerle yerin dibine girmek istedi.

Minho bir anda sert suratını bozup hafifçe gülümsemiş ve kollarını Hyunjin'e açmıştı. Hyunjin hızla sarılırken Minho'da kollarını ona kenetlemişti.

İkisi de ayrıldıktan sonra Hyunjin diyeceği bir şeyi olmadığı için susmuştu.

"Merka etme." Minho kısık sesle konuşmuştu.

"Ona bir şey olmadı. Ucuz kurtuldu." Hyunjin yüzüne buruk gülümsemesini koyarken kalbi hızlanmaya başlamıştı.

"Changbin'de kaçarken polislere yakalandı. Yaraladığı polisler yüzünden hapis süresi uzadı." Hyunjin kafasını yavaşça sallamıştı.

"Jeongin'i görebilir miyim?"  söylemekte yüzü olmasa da onsuz dayanamıyordu.

"İlk önce birbirimiz hakkındaki belirsizlikler hakkında konuşmamız gerek." Minho nefesini sesli bir şekilde verdi ve cebinden arabasının anahtarını çıkardı.

"Sen yokken çok şey değişti." Hyunjin, Minho'nun ne demeye çalıştığını anlamamıştı.

"Hadi evimize gidelim." eski evlerine gitmeyeceklerdi tabiki.

Minho her şeyi yeniden inşa etmişti. Eskiye dair hayatlarında hiçbir iz kalmayacaktı.

Bu yüzden kendilerine yeni ev satın almışlar ve hayatlarına orada devam etmişlerdi. Kuzeni(?) Jisung ile.

Minho ve Jisung birbirlerine karşı olan hislerini her zaman kuzen oldukları gerçeğine bağlamıştı. Her zaman çok yakınlardı bu yüzden birbirlerine aşık olduklarını anlayamamışlardı.

Ama hayat onlara çok güzel bir şans tanımıştı. 3 Yıl boyunca farklı hapishanelerde birbirlerini görememişlerdi.

Bu uzun sürede aralarındaki bu şeyin sadece kuzen ilişkisi olmadığının farkına varmışlardı.

Kore medyasında çokça isimleri geçen bu 4 Haylaz genç hapise girdiğindeyse onlar hakkında bir sürü haber çıkmış ve birbirlerindende bu yüzden haberleri olabilmişti.

Minho, Jisung'dan bir hafta önce çıkarılmıştı. Minho bu bir haftada asla görüşmediği üvey babasının yanına gitmek orunda kalmıştı. Çünkü gidecek başka yeri yoktu.

Sonraysa Üvey babasının kendine sunduğu imkanlarla yeni bir ev tutmuştu. Üvey babasının böyle bir şeye izin verdiğine hala inanamıyordu.

Sonuç olarak hayatları düzene girmişti artık. Tek eksikleri Changbin ve Hyunjin'in yok olan ruhuydu.

Arabaya binmişlerdi. Minho eve doğru sürerken Jisung ile konuşuyordu. Hyunjin ise kafasını cama yaslamış boş boş yola bakıyordu.

"Marketten bir şeyler almamız gerek şurada dursana sevgilim." Jisung dediği sevgilim tabirinin yeni farkına varmış ve hemen ağzını tutmuştu. Hyunjin'in daha hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Siz sevgili misiniz?" Hyunjin sakince sormuştu. Zaten sevgiliden bir farkları olmamıştı hiçbir zaman, bunu pek fazla takmamıştı.

"Şey evet." Jisung söylediğinde Minho'da onu onaylamıştı. Hyunjin samimiyetten uzak bir gülümseme sunmuştu onlara.

"Sizin adınıza sevindim." Jisung ve Minho, Hyunjin'in bu durgun hallerine alışık değillerdi.

"Biz bir şeyler alıp geleceğiz bekle burada." Minho konuştuktan sonra arabadan inmiş ve Jisung ile markete gitmişlerdi.

Hyunjin 5 Yıl boyunca yapabildiği tek şeyi tekrar yapmış ve düşünmeye başlamıştı.

Şimdiye kadar Jeongin'e bir şey olmuşsa neler olacağını düşünüyordu.

Jeongin'e kocaman bir yara açmıştı ve bunu kapatması gerektiğini düşünüyordu. Jeongin'e kendini affettirmek istiyordu.

Daha kendini affedememişken Jeongin'in kendisini affetmesini istemesi bencilceydi. Hyunjin zaten bu yüzden kendine kızıyordu.

Jeongin'e yaptığı bu şeyden sonra tekrar onunla olmak istiyordu. Yüzünün her bir yanını öpmek, onu içine sokup bir daha çıkarmamak istiyordu.

Tabi bunlar sadece istek olarak kalıyordu.
Jeongin'in ondan nefret ettiğini ve bir daha asla sevmeyeceğini biliyordu. Ama içinde kalan umut parçacıkları vardı. Tek dayanağı da onlardı zaten.

******************

Uzun bir aradan sonra merhabaaa

Nasılsınız??

shipartyy  ♥♥♥

Guilty  /  HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin