13/12/1911 Saat 22.42
Akşam oldu ve bu berbat günü atlatmak için uyumam gerek. Eşimin cenazesi bugün yakıldı. Küllerini onun istediği gibi evin yakınından geçen küçük akıntıya savurduk. Hep o nehirin kenarında oturur, ve hayaller kurardı. Onsuz ben ne yaparım. Tanrı günahlarını affetsin. Dostlarım bir iki gün de olsa evden başka bir yerde kalmamı önerdiler. Evde kalırsam psikolojim kötü etkilenebilirmiş. Ne olacak sanki? Delirecek halim yok ya. Uyurum galiba hemen. Uyuyamazsam da atölyeye gider bir iki resim çizerim, zaten bahçeden bir iki adım ötede, belki orda uyurum. Şimdilik yazmayı bırakıyorum.
...
Saat 24.12
Uykum gelmiyor. Yatağıma girdiğim gibi aklıma karım geliyor. Onu şimdiden çok özlüyorum. Yanımda olsaydı kesinlikle bana şarkı söyler beni uyuturdu. Biraz balkonda oturacağım. Düşünmeye ihtiyacım var.
...
Saat 24.18
Atölyenin ışığı yanıp söndü. Balkondan gördüm. Gidip bakayım belki yine kediler girmiştir içeri.
...
Saat 24.35
Şimdi döndüm, içeride bir iki tablo düşmüş. Lanet olası kediler. Kapıyı sıkıca bağladım. Bahçeden geçerken şiddetli şekilde bağıran köpekleri duydum, yaramaz kedilere derslerini verdiler herhalde. Gecikmeden uyumam gerek.
...
Saat 01.09
Uyku tutmuyor çünkü takırtılar başladı. Merdivenlere, kilere, banyoya teker teker girip kontrol ettim fakat kedi veya köpek izine rastlamadım. Atölyenin etrafı köpek doldu. Hepsi delirmiş gibi havlıyor. Neler oluyor? Gitmeye cesaret edemiyorum çünkü her yeri sardılar. Işık bir kez daha yanıp söndü. Berbat gecenin bitmesi için tanrıya dua ediyorum.
...
Saat 2.40
Bu yazıyı tamamen kendimi korumak amaçlı yazıyorum çünkü balkon camım yarım saatte bir taş yağmuruna tutuluyor. Atölyenin etrafı iyice delirmiş köpeklerle doldu. İçlerinden birisi evin kapısını parçalarsa bana çok kolay ulaşabilirler, evin tamamı ahşap. İçerdeki tıkırtılar asla kesilmiyor. Kilerin kapısında durup dinledim, içeride ahşaplar gıcırdıyor. Bir fare olabilir diyordum ama bunlar bir insanın yapabileceği şiddette gıcırdama sesleri. Önce yavaş yavaş gıcırdıyor, sonra hızlanıp şiddetleniyor. Birileri içeride koşup sakinliyor sanki. Kapıyı açmaya cesaret edemedim. Banyodaysa duş perdesini yerde buldum, kesinlikle çekip koparılmış. Birileri bana oyun mu oynuyor, hem de böyle bir günde. İşte yine küçük küçük taşlar geliyor pencereme. Eğer bu gece bana bir şey olursa bu günlük her şeyi aydınlatabilir, garip olaylar oluyor. Kilerden çok korkuyorum. Yüce İsa, beni kurtarın.
...
Saat 4.05
Onu gördüm. Eminim. Atölyenin camından bana bakıyordu. Güldü, beni çağırdı eminim gördüm. Atölyenin ışığı yandı önce, söndü, tekrar yandığında camda duruyordu. Dikiliyordu ayakta, yüzü bembeyazdı elleri cama dayalı bana bakıyordu. Çevredeki köpeklerin hepsi pustular, onu izlediler. Işıldıyordu bembeyaz elbisesiyle. Bana "gel" dedi, sesini duyamadım ama anladım beni çağırıyor. Gidiyorum, onu çok özledim demiştim, beni duymuş baksana. Gitmem gerek. Çok mutluyum.
...
"İyi günler sayın seyirciler, güne üzücü haberlerle başlıyoruz. Dün gece, eşi henüz vefat eden ressam Wayne Wagner, evinin atölyesine gitmek isterken köpekler tarafından vahşice katledildi. Otopsi raporunda öldüğünde gözlerinin tamamen açık olduğu belirtildi, bu Wagner'ın ölmeden önce büyük bir şok veya korku atlattığını açıklıyor. Evinde bulunan özel eşyalarına kimsenin dokunmasına izin verilmiyor. Eski ve ünlü bir aile olan Wagnerların yaşadığı bu ev, son dekoruyla müze haline getirilecek."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU
HororYazarken irkiliyorum. Cesaretin yoksa, ilk sayfayı açmadan önce "hikaye" kavramını iyice belleğine kazıman gerek. Ama 'O'nların varlığını asla unutamayacağını ikimiz de biliyoruz.