(Esinlenilmiştir)
Hayatınızda görebileceğiniz en disiplinli öğretmenlerden biri. 57 yaşındaki Samantha Neville, Londra'da St. Augustines ilkokulunda Matematik dersi öğretmeniydi. Her zaman sert bir mizaca sahipti, ve kesinlikle disiplininden ödün vermezdi. Hata yapan, veya okul içinde göze batan herhangi bir öğrenci olursa, yaşına bakmadan cezasını keserdi. Cetveli yanından eksik olmazdı. Ha, bir de tahtaya yazı yazarken her zaman gözlüğüne yansıyan sınıfa bakar, öğrenciler farkında olmadan neler yaptıklarını kontrol ederdi. Kesinlikle zekice bir yöntem.
O gün dersi beşinci sınıflaraydı. Her zamanki gibi sınıfa girdi ve hiç vakit kaybeteden dersine başladı. Dersin bir kısmını anlattıktan sonra yazılması gereken yerleri yazmak için tahtaya yöneldi. Tam o esnada en arkada oturan çocuğun, silgisinden kopardığı parçaları sağa sola fırlatmaya başladığını farketti. Hemen cetvelini kaptı ve yanına gidip çocuğa iyi bir ders verdi. Çocuğun zoruna gitmiş olacak ki, tek kelime dahi etmeden öğretmenin yüzüne sertçe baktı. Samantha tahtaya yöneldi ve yazmaya başladı. Tekrar kontrol etmek amacıyla gözlüğüne yansıyan çocuğa baktı, sessizce yerinde oturuyor ve hareket etmiyordu. Yavaş yavaş başını sıraya koydu, aradan iki üç saniye geçti ve çocuk başını sıradan kaldırdı. Samantha duraksadı, kalemi elinden düştü. Çocuğun gözleri büyümüş, simsiyah kesilmişti. Yüzü kıpkırmızıydı ve boynundan damarlar fırlıyordu, yüzüne korkunç bir gülümseme yerleşti, Samantha'ya bakıp gülüyordu. Ardından kalkıp tahtaya doğru yürümeye başladı, Samantha hareket edemiyordu, kalbi sıkıştı, ve artık yaratıklaşan çocuk yanına kadar varınca donmuş bedenini yere bıraktı. Yaratık kapıya yöneldi ve sevimli bir çocuk sesiyle karşı odadaki müdüre seslendi.
"Efendim! Mrs. Samantha nefes alamıyor! N'olur yardım edin."
![](https://img.wattpad.com/cover/27644827-288-k440678.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU
УжасыYazarken irkiliyorum. Cesaretin yoksa, ilk sayfayı açmadan önce "hikaye" kavramını iyice belleğine kazıman gerek. Ama 'O'nların varlığını asla unutamayacağını ikimiz de biliyoruz.