Bir insan bile bile çıkmaz bir sokağa girer mi?
Ya da sorumu değiştiriyorum; bir insan gözleri kapalı ve yine bile bile bir çıkmaz sokağa girer mi?
Ben ikincisini yaptım..
Ben kendi içimde kendi dünyamı kurdum.. Belki trilyon tane sokak vardı, belki daha güzel sokaklar vardı ama ben en zoru olan çıkmaz bir sokaktan çıkmayı istedim.
Bu zaten hep öyle değil midir? İnsan nerede bir imkansız varsa onu bulur, onu sever, onu seçer...
Geçen bir yazı okudum; "bir kız onu isteyen 10 kişiden birini değilde, onu istemeyen 11. kişiyi istermiş.."
Benim hikayeminde aslında kısaca özeti bu galiba.. Hiç olmayacak kişiye hiç olmama ihtimali yüzünden aşık olmak..
Hani çıkmaz sokağa bile bile girersin de bu yüzden hem çıkamaz hem de çıkmaz sokağa birşey diyemezsin ya bizim hikayemiz de böyle başladı..
Önce umrunda olmadığım için dikkatimi çekti.. Aslında çıkmaz sokağa girmek tamamen meraktandır ya da oradan çıkmak isteyip çıktım diyebilmektir.. Ama ben çıkmaz sokağına aşık olan biriydim.. Bu yüzden benim dunyamın bütün sokakları bir tek ÇIKMAZ SOKAK..
Ve bunu ben istedim, böyle olmasını ben istedim bu yüzden asla o çıkmaz sokağa kabahat bulamazdım.. Asla ona ceza kesemezdim.. Benim onunla ilgili hiçbir şikayete hakkım yoktu..
Peki çıkmaz sokak size çıkma ihtimali tanırsa onu kullanır mıydınız?
Ben kullanmadım aslında kullanamadım.. Çünkü; asla fark etmedim.. Bana birçok kez oradan kurtulma, içimdeki o kıyametten kurtulma ihtimali vermiş ama ben hiç birini anlamamış ya da çok farklı seyler anlamışım.. Hatta sırf bu yüzden ondan kaçabilme uğruna geri geri gitmiş bu yüzden hep düşerek kendime daha fazla yaralar açmışım..
İnsanı kurtulmak isteyip kurtulamaması hatta kurtulmak istediği şeye daha çok bağlanması çok fazla riskli.. Çünkü; daha çok bağlanmak demek: dafa fazla inat demektir, daha fazla bilinmezlik demektir ve eger olmazsa daha fazla hayal kırıklığı demektir..
Benim çıkmaz sokağımın kendine ördüğü kocaman duvarları vardı.. Ve yavaş yavaş onunla konuştukça o duvarlar kırılıyordu.. Belki tamamen becerememiştim ama arkadaş iken yarı duvarları dökülmüş birazda olsa bana içini göstermişti.. Ben ona açılmaya bana tekrar duvarlarını öreceğini bile bile karar verdim.. Ama onunla yavaş yavaş bütün duvarları kırdık..
Kaybetme korkusu onun en büyük duvarıydı ama beni tanıdıkça kendiliğinden yok oldu.. Utançtan telefonla konuşamazdık, gözlerime bakamazdı, buluşamazdık, seni seviyorum diyemezdi nasi gidiyora bağlardı, doğru düzgün konuşamazdık, el ele tutuşamazdık, sarılamazdık..
Ya ben çekinirdim ya da o..
Ama artık bütün duvarları yok oldu ve sadece bana geçiş üstünlüğünü tanıdı.. Benden hariç herkese yine kapı duvar..
Şimdi ise 7 buçuk ay oldu ama hala 1 gün bile telefonla konuşmasak yapamıyoruz, gözlerimize hala bakamıyoruz ama bu güzel birşey bence, her fırsatta buluşuyor hatta buluşmak için fırsat yaratıyoruz.. Seni seviyorum diyemeyen adam sokağın ortasında hatta bazen işyerinde bağırarak seni seviyorum diyor ya da sürekli beni birşeylerle kandırıp seni seviyorum diyor en önemlisi ne kavgada seni seviyorum demeden durabiliyor ne birkez telefonu kapatırken seni seviyorum demeden kapatır ne de uyumadan once seni seviyorum demeyi unutur.. Biz doğru düzgün konuşamazdık şimdi neredeyse birbirimize yapmadığımız manyaklık kalmadı..Ellerimiz küçücük bir anda ayrılsa bile hemen buluşur oldu, sarılmak en çok özlediğimiz şey oldu..
Benim bütün yollarım yine o.. Ve inanın tekrar olsa ne olursa olsun yine gözlerim kapalı ve bile bile o çıkmaz sokağa dalardım.. Yara alsam da vazgeçmedim, ağlasam da pişman olmadım..
Çünkü o benim dünyamın çıkmaz sokağı olmayı hakediyordu ve;
oldu da..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
''YaRa BaNDı''
Romance"Baştan Başa Yara Dolu Olan Bir Kız Çocuğu ve Ona Yara Bandi Olmak Isteyen Bir Adamın; => HİKAYESİ.." Olaylarin hiçbiri kurgu degil tamamen gercektir..Yaşanmış bir hikayedir.. Bizim Hi...