11

2K 190 142
                                    

John ertesi gün sabah oturma odasına indiğinde yine onu gördü. Sherlock, masanın üzerindeki notları karıştırıp bir şey arıyor gibiydi.


"Günaydın,"

"Günaydın John" dedektif yaptığı şeye devam etti. "Hala burdayım demek, gerçi pek şaşırmadım ama."

"Nasıl yani?" John anlamayarak sordu. Burdaki ironik kısım, kendini anlayamıyor olmasıydı.

"Benden vazgeçmemene şaşırmadım demek istiyorum, intihar etmiş olmam bile sendeki değerimi değiştirmedi aslında. Sadece insanlara iyiymiş ve beni özlemiyormuş gibi rol yapıyorsun ama tek istediğin eski günlere dönebilmek."

John'un yüzünde buruk bir gülümseme belirdi." Bunu istediğim oldukça bariz zaten, " dedi."Bunu saklamaya ya da rol yapmaya çalışmıyorum, onu özlüyorum."

"Öyle bir ihtimal olmadığını ne zaman anlayacaksın, John? Ölümden dönüş yoktur, mucizeler yalnızca kitaplarda ve filmlerde olur."

Omuz silkti John, cidden umrunda değildi. Baştan ayağa süzdü dedektifi, karşındaki hayalde bunun farkında olsa bile. Zayıflığı yine dikkatini çekti -daima olduğu gibi. Sherlock asla yemek yemeye fazla zaman ayırmazdı, sindirim sorunları yaşamaya ya da kilo alıp yavaşlamaya meraklı olmadığını söyleyerek. O hep farklıydı, düşünme tarzı; olaylara bakışı, hissettirdikleri.

"Sen benim yanımdayken olduğun kişiyi seviyorsun," dedi Sherlock. "Ben olmadan geriye kalan John'dan da nefret ediyorsun."

"Sonuçta sen zihnimin bir parçasısın," John bunu öyle normalmişçesine demişti ki, belkide yardım alma konusunda William haklıydı.

"Zihninin parçası, her doğruyu görmem anlamına gelmiyor. Zihin birçok farklı parçadan oluşur."

Öylesine Sherlock gibiydi ki John bunu nasıl hayal edebildiğine şaşırıyordu. "Haklısın, sanırım." demekle yetindi. Bilgisayarını alıp koltuğuna oturdu, siteyi açtı.

William'dan mesaj gelmişti.

redbeard 07.40 am
Günaydın John, daha iyi misin?

John istemsizce gülümsedi, gerçekten endişeli biri gibiydi henüz yüzünü dahi görmediği bu adam. Cevap yazacağında hayali Sherlock'unda bilgisayara bakmak için yaklaştığını farketti.

"Annesinin bodrumunda kalan 16 yaşında bir ergen olmadığını nerden biliyorsun?"

"Çünkü daha olgun biri gibi konuşuyor," diye açıkladı John. Yaş mevzusunu daha önce hiç düşünmemişti.

"O zaman belki de 60'ına yaklaşan yaşlı bir adamdır, bilemezsin."

"Pek sanmıyorum." dedi John ama bunu sormak iyi olabilirdi, kafasında takılı kalmaması için.

JHamish 9.07 am
Günaydın William oldukça iyiyim

JHamish 9.08 am
Bir şey soracağım, kaç yaşındasın?

Hayali Sherlock'un sırıtışını hissetti.

redbeard 9.08 am
Sherlock'un hayalini gördün yine, değil mi?

"Adam iyiymiş," dedi Sherlock, yüzünde gerçek dedektif burda olsa oluşacak şekilde bir merak-hayranlık belirmişti.

"Evet oldukça zeki biri gibi."

"John, yanında ben varken başkaları hakkında 'zeki' tarzı yorum yapmamalısın."

John gülümsemeyi bıraktı. "Eğer gerçekten burda olsan yapmazdım,"

Bildirim sesiyle yine ekrana döndü.

redbeard 9.11 am
John anlamıyorsun ama bu ciddi bir sorun

JHamish 9.12 am
Umrumda değil demiştim değil mi? Hem onun hayal olduğunu biliyorum, delirdiğim falan yok

"Aslında bu tamda bir delinin yapacağı bir savunma,"

John Sherlock'a öfkeli bir bakış attı. "Ben deli değilim, sadece zihnim duyduğu özlemden dolayı seni oluşturdu gibi bir şey. İstediğim an durdurabilirim."

"Durdur o zaman, şimdi."

John yutkundu. Yapamazdı, hayır. Dedektifin varlığı ona huzur veriyordu.

"Bende öyle düşünmüştüm," Sherlock yine masaya gidip karalamaları inceledi. John sanki bu sıradan bir günmüş gibi davranmaya çalışarak bilgisayara baktı tekrar.

redbeard 9.13 am
Bu tamda delirmeye başlayan birinin yapacağı tarzda bir savunma

John ağzı açık şekilde ekrana sonra Sherlock'a baktı. Tüm bu William'la sohbet olayını da kendi hayal ediyor olamazdı, değil mi?



learn to kiss //johnlock ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin