Aradan geçen 2 haftaya rağmen, ne iyi bir suç davası bulabilmişti ne de John duygularını itiraf etmişti. Sherlock buna niye böyle takıldığını bile bilmiyordu, aşk ve sevgi gibi şeyler asla ilgisini çekmemişti ama John söz konusu olduğunda kendine engel olamıyordu. O cümleyi ondan duymak istiyordu, basit iki kelime.Seni seviyorum
Sonrasında ne yapacağını bilmiyordu gerçi, en azından ne cevap vereceğini. Muhtemelen haklı olduğuyla ilgili bir şeyler saçmalardı ve John'dan acılı bir yumruk yerdi. Önemli olan, duyacak olmasıydı. Gerisini bir şekilde hallederdi. Geçen 12 gün boyunca birkaç kez site üzerindende konuşmuşlardı ama artık Sherlock geri döndüğünden olsa gerek, John bir yabancıyla sohbete istekli gibi durmuyordu.
"Yine ne düşünüyorsun?" arkadaşının sesiyle yan tarafına döndü. "Greg hala gizemli bir cinayet bulamadı mı senin için?"
Greg dediği muhtemelen Lestrade'dı.
"Hayır, sanırım yokluğumda seri katiller bile sıkılıp başka meşgaleler bulmuşlar." Cumartesi günü olmasına rağmen giyinik olan arkadaşına baktı. "Bir yere mi gidiyorsun?"
John'un dudakları tek çizgi haline geldi, sinirlenmiş gibiydi. "3 saat önce sana dışarı çıkacağımı söylemiştim zaten, Jeanette'le birlikte. Onu yine kötüledin ve ayrılmam gerektiğine dair uzun bir konuşma bile yaptın, bunu nasıl unutabilirsin ki?"
"Unutmak mı, elbette hayır. Muhtemelen önemsiz olduğu için silmişimdir."
Sherlock kanepede oturur pozisyona geçip saçlarını karıştırdı. Jeanette olayının böyle uzamasını beklemiyordu ama yapabileceği bir şeyde yoktu. Yinede arkadaşının kendisine olan aşkını gizlemek amacıyla yaptığından emindi, pek başarılı bir girişim olamasada.
"John, düşünüyordum da" diye başladı, aklına o saniyede gelen fikri dillendirmek için. "Belki bende bu sıkıcı günlerimi diğer sıradan insanlar gibi geçirmeye çalışmalıyım. Sevgililik mesela? Er ya da geç bunu deneyimlemem gerek, hayatımda o tarz bir ilişki isteyip istemediğimi anlamak için." Aslında Sherlock çoktan biliyordu, sevgili ya da flört işleri ona göre değildi. Rahat olabileceği biriyle yaşamak isterdi sadece, her şeyi anlayıp her konuda güvenebileceği biri; ki o John Watson'dı ve zaten beraber yaşıyorlardı. Başkasına ihtiyacı yoktu -yinede bu arkadaşının aşkını itiraf ettirme davasına fayda sağlayacaksa sevgili yapabilirdi.
"Sen, ciddi misin?" John'un yüzünde karmaşık bir ifade vardı ve Sherlock çıkarım yapamadan kayboldu. "Elbette bu iyi ama seni hiç o şekilde düşünemiyorum."
"Ne şekilde?"
"Bilmem, bir kıza iltifat ederken mesela? Randevu teklif ederken, sandalyesini onun için çekip centilmenlik yaparken?"
"Diğer her şeyde olduğum gibi erkek arkadaşlıktada mükemmel olacağım," Olmasa da Sherlock'un umrunda değildi zaten, sadece tepkilerini ölçmeye çalışıyordu. Belli ki sevgili yapma fikrini paylaşmak bile arkadaşını telaşlandırmıştı. Yinede yumurta kırmadan omlet yapamazdınız.
"Onu öpmende gerekecek, biliyorsun değil mi? Muhtemelen devamınıda getirmen, yatak odasında." John bu düşünceden pek hoşlanmamış gibiydi.
"Sorun değil halledebilirim,"
"Pekala."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
learn to kiss //johnlock ✔️
FanfictionSherlock 'ölür' ve John randevu sitesine kaydolur. 💫 2x3 sonrası için bir johnlock kurgusu 💫 🌠 #johnlock etiketinde 1.sırada! (22.06.2020) 🌠 #sherlock etiketinde 4.sırada!