"Özür dilerim, tamam mı? Aslında buna sevinmiş olman gerekmez miydi, sonuçta seni özleyip mesaj attım?"
Sherlock gidişattan hoşnut değildi, kesinlikle. Öpüşme sonrasında John'la televizyon izlemeye devam etmişlerdi (elele duruyor olmaları dedektifi rahatsız etmemişti ki bu da garipti) sonra Bayan Hudson'ın sesini duymuş ve uzaklaşmışlardı. Daha doğrusu John telaşlanıp ayağa kalkmış, kendince normal davranmaya çalışmıştı ve Sherlock bunun ne kadar saçma olduğunu açıkladı diye sinirlenmiş bilgisayarını alıp bir kenara çekilmişti.
Kötü olan kısım tamda burasıydı çünkü John redbeard'a mesaj atmıştı ve aynı anda Sherlock'un telefonu masanın üzerinde titremişti.
'Seni pislik,'
'Beni kandırdın! Onca zaman boyunca benimle konuşuyordun ve kötü olduğumu anladığın halde bana söylemedin!'Tarzında bağırışlar sonunda şimdi arkadaşı sessizlik içinde bilgisayarında oyalanıyordu. Sherlock ise son günlerde kaldığı tüm 'insancıl hareketlere' rağmen nasıl delirmediğini sorguluyordu.
"John, kaç defa daha özür dilemem gerek?" diye tekrarladı. "Döndükten sonra sana söyleyecektim ama uygun bir an bulamadım, hem William'a güveniyor gibiydin ve ihtiyacın olursa konuşabileceğin biri olsun istedim."
"Ama o sendin!" belli ki John'un ses telleri hala sağlamdı. "Senin açından her suçun ya da hatanın mantıklı bir açıklaması olabilir sayın danışman dedektif ama bu yaptıklarını doğru kılmaz, tamam mı?"
Sherlock zekice cevaplar için doğru zaman olmadığını bildiğinden başıyla onayladı. "Hatalıydım, üzgünüm."
Lestrade'ın yöntemi yine işe yarardı değil mi?"Neyse, ben odama çıkacağım ve rahatsız edilmek istemiyorum."
John Sherlock'un tarafına bakmadan elindeki bilgisayarla odadan çıktı. Şimdi ne yapması gerekiyordu? Sıradan biri ne yapardı?
İşte burası dedektifin çok az bilgisi olduğu başka bir bölümdü. O yoğun fiziksel temastan sonra aralarındaki gerilim azalır sanmıştı ama maalesef redbeard olayı yüzünden en başa dönmüşlerdi. Telefonunu alıp yazdığı mesaja baktı;
JHamish 9.50 pm
Mükemmel bir şey oldu William! Tüm o sinir bozucu imalarını boşverip Sherlock'u öptüm ve gerçekten harikaydı. Bunu hayatım boyunca yapabilirimSherlock yüzünde aptal bir gülümseme oluşmasına engel olamadı, Mycroft'un bunlardan haberi olsa iğrenmiş bir ifadeyle kardeşini süzerdi büyük ihtimalle ama o sevgiden ne anlardı ki zaten?
Aslında Sherlock'ta anladığından emin değildi, tek bildiği John Watson'ı ilk gördüğünden beri ona kapılıp gittiğiydi. Dostluğu muazzamdı, sadıktı; her daim yanında olmuştu. Sherlock'u tamamlıyordu üstelik birçok açıdan ve düşündüğünde dedektif başka biriyle böyle olmak istemezdi. John çoğu insana göre sıradan-normal olabilirdi ama Sherlock için eşsizdi, yeri değiştirilemezdi.
Eğer sinirlenmesine sebep olduysa da, kendini affettirmeliydi. Gitgide duyguların esiri olması umrunda değildi.Merdivenleri hızlıca çıktı ve yine kapıyı tıklatmadan girdi, John'u randevu sitesindeki konuşmaları okurken buldu. Muhtemelen kendini ne kadar açığa verdiğini anlamak içindi.
"Rahatsız etmiyorum değil mi?" Cevap gelmeden devam etti: "Güzel, zaten sadece nasıl olduğuna bakmaya gelmiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
learn to kiss //johnlock ✔️
FanfictionSherlock 'ölür' ve John randevu sitesine kaydolur. 💫 2x3 sonrası için bir johnlock kurgusu 💫 🌠 #johnlock etiketinde 1.sırada! (22.06.2020) 🌠 #sherlock etiketinde 4.sırada!