Komiser yardımcısı elindeki dosyalarla yerine oturduğunda heyecanım artmıştı. Bunu yapmak istemesem de kendimi zorunda hissediyordum. Bir çocuğun babasız kalma ihtimali canımı yakıyordu. Komiser yardımcısi tuhaf bir bakış atıp konuşmaya başladı.
"Lina Hanım gördüklerinizden emin misiniz? Asamlarımız play mahalinine bu sabah gitmişler söylediğiniz gibi bir tabut ve yerde kan izleri varmış fakat kanın sahipleri olay yerinde kendi aralarında kavgaya tutuşarak birbirlerini yaraladiklari konusunda ifade vermişler ve hatta birbirlerinden şikayetçi olmamış bu adamlar..."
"Ama bu nasıl olur ben gözlerimle gördüm."
"Lina Hanım, Kartal Kozanoğlu ülkemizin saygın iş adamlarındandır. Yine de şikayetçyseniz ifadenizi alabilirim." Bir süre yüzüne boş gözlerle baktıktan sonra hayır, diyerek ayağa kalktım. Güç bela karakoldan çıkıp beni bekleyen arabaya binerek Mustafa'ya baktım.
Mustafa bıyıkaltı gülerken rezil olduğum konusunda emindim. Kollarımi göğsümde birleştirerek "Sen biliyordun değil mi, bildiğin halde benim rezil olmama göz yumdun?" Yalnızca o değil herkes biliyordu. Ablam dahi karşı çıkmamıştı.
"Karral Bey kesin dille size karışmamızı söyleyince sesimizi çıkaramadık." Biliyordu işte bu yüzden tepkisizdi.
"Bana olanları bir an önce anlat Mustafa, yoksa arabadan inip eve kadar yürürüm." Arabayı çalıştirmakla kalmayarak kapıları kilitlemişti.
"Henüz gencim Lina Hanım, ölmek gibi niyetim yok. Sizi kendime zinciler yine de gitmenize izin vermem. Sorunuza gelecek olursak sizin düşündüğünüz gibi her önümüze geleni kafamıza göre öldüremeyiz. Hiçbir şey eskisi gibi değil."diyerek ne yaptıklarını anlatmışlardı.
"Yok artık adamları ayı gibi mi avlandınız mı" O dışarda yatan adamlar ölü değil miydi? Avcılar gibi mi avlamışlardi.
"Eğer bir şeyi kökten temizlemek istiyorsan yalnızca başını keseceksin," Bu Kartal'ın lafı mıydı? "Ben sürüyorum ama eve mi gidiyoruz?" Başka nereye gidebilirdik ki eve dediğimde aklıma Kartal geldi. Sabah delirmiş gibi evden çıktığımda aklımda ne vardı hiç bilmiyordum.
Eve geldiğimizde herkesin dışarda olduğunu gördüm. Kartal da güneş altında keyif çatıyordu. Ablam beni görünce yanina çağırsada ona da trip atarak yukarıya çıkmıştım. Odama girip üstümü çıkardığımda direkt banyoya girdim. Dün korkudan banyoya dahi girmemiştim. Ilık duşun altında rahtlasamda beynim hala ugulduyordu.
"Pislik insan söyler onlar ölmedi kendini helak etme..." Sinirle duştan çıkarak kurulandım. Bornozuma sarılıp banyodan çıktığımda yatağımda Kartal'ı gördüm.
"Sıhhatler olsun, ben çok bekledim fakat polisler gelmek bilmedi. Senin herhangi bir bilgin var mı, beni tuttuklamaya ne zaman gelecekler?" Pişkinliği karşısında başımdaki havluyu alarak üstüne attim. Çekmeceden tarağımı alıp yatağa oturduğumda bağdaş kurarak elindeki havluyu aldım.
"Sen pisliğin tekisin biliyorsun değil mi? Dün ölesiye korktuğum gördün. Bir kez dahi olsun sakin ol demedin, hiçkirarak iç çeke çeke aldığımı görmeme rağmen sustun. Sende gerçekten vicdan var mı bilmiyorum."
Kartal cevap vermek yerine saç taramamı seyrediyordu. Sesizce beni seyretmesi needense huylanmama sebep oluyordu. Kartal önüne baktığında bende gözlerimi yüzüne diktim. Neden böyleydi, biraz da olsa Raşit'e benzeyemez miydi? Bunu ona söylesem beni seveceksen böyle sev der miydi? Yok canım kesin beni sevme diyerek çıkışırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ 🚬 BIZE SEN KALA 2
ActionAşk kader gibidir Lina, ondan kaçamazsın!. Unutma... Kalp her zaman imkânsıza âşık olur.