Bölüm 2

51.7K 2.2K 278
                                    

Başarabilirsin Lina, başarabilirsin. Sakın korkma o da senin gibi bir insan yalnızca sakin olup saçmalama o kadar tabi adamı görebilirsen... Nefes egzersizlerimi bitirdiğimde çantamın kulpunu sıkarak şirketten içeriye adımı attım. Buraya sık sık gelmem arkadaşımın fazlasıyla canını sıksa da umurumda değildi. Fatoş beni gördüğünde yine mi sen der gibisinden eliyle alnına vurduğu sırada bende sağ elimi kaldırıp selam vermek istedim fakat tosladığım şeyle birlikte olduğum yere çivilendim.

"Önüne baksana kadın, dingonun ahırına girdiğimi sanıyorsun?"

"Sen..." Ağzım açık ona bakarken bu sahneyi kaç defa düşlediğim hatırladım. Bir şeyi milyon kez hayal edince demek ki gerçek oluyordu. "Pardon sen derken?" Elinde telefon kaşlarını çatarken bende el kol hareketi yapan Fatoş'a baktım. Oysa o yara yüzüne ne güzelde yakışıyordu. Yarasına baktığımı fark ettiğinde kaşları biraz daha seyrelmişti. Adam bildiğin karşımda özür bekliyordu.

"Siz... Yani sizden özür dilerim demek istemiştim..." Sonunda düzgün bir cümle kurabilmiştim. O ise kötü bir bakış attıktan sonra yanımdan rüzgâr gibi geçip gitmişti. Oysa onunla en fazla bir dakika yüz yüze kalmışken bu süre ömür gibi gelmişti. Onun gidişinin ardından uzun süre kapıya bakakalmıştım.

"Lina diyorum duymuyor musun?" Fatoş kolumdan tutup çekiştirdiğinde beni lobiye doğru götürmüştü. Ben hala şeker gibi erirken beni sarsıp kedime getirdi. "Kızım kendine gel herkes bize bakıyor. Hem bu defa neden geldin? Yine nasıl bir bahanen vardı da buraya kadar geldin... Lina diyordum."

"Of bir dakika hayal dünyamda kaybolmama izin bile vermiyorsun. Ev arkadaşlarımla tartıştım kendime kalacak bir yere artı kısmi zamanlı iş arıyorum. Oldu mu rahata erdin mi?" Sanki tekrar gelecek gibi kapıya baksam da gitmişti gönlümün efendisi...

"Lina bunları telefonla da söyleyebilirdin buraya kadar gelmene hiç gerek yoktu."

"Geldik de başına iş mi açtık birazcık gözüm gönlüm açıldı..." Bu kız neden beni hiç anlamıyordu ki ben bu adama fena şekilde tutulmuştum.

"Kızım o gönlünü kaptırdığın adamdan bütün şirkte ölümüne korkuyor. Sen ağzı açık adama bakarken bütün çalışanlar başını kaldırıp yüzüne dahi bakamıyor. Her şeyi geçtim yüzümdeki ürkütücü yarayı görmedin mi? Hadi onu da geçtim sana milyon kez anlattım. Bu adam pek tekin biri değil. Her ne kadar patronum olsa da adamın karanlık işlerde parmağı var. Çoğu çalışan yer altı mafyasına üye falan diyor. Hala idrak edemiyor musun? Bu adam seni yalnızca yakmaz kül de eder..."

"İnsanlar ve safsataları Fatoş her duyduğuna inanma. Hem o yarasına ben bayılıyorum tam bir kitap karakteri gibi fena karizmatik... Neyse ne sen beni gönül ilişkilerimi boş ver de bana iş bulabilir miyiz onu söyle..."

"Lina sen hala okuyorsun aşı bile değilken sana nasıl iş bulunu bilmiyorum... Dur bir saniye... Raşit Bey..." Fatoş elini kaldırdığında bakışlarımı onun baktığı yine çevirdim. Tıpkı Kartal gibi karanlık bir adamı görünce vay be dedim. Burası hep yakışıklı kaynıyor da kimse Kartal gibi olamaz diye iç geçirdim. "Kusura bakmayın Raşit Bey zamanını alıyorum fakat benim için önemli..." Adam bana bir bakış attıktan sonra sorun değil demişti. "Arkadaşım Lina henüz kendisi mezun olmasa da kendine iş arıyor. Bende sizin çevrenizin geniş olabileceğini düşündüm. Eğer yardımcı olabilirseniz çok sevinirim."

"Ne okuyorsun?" Gastronomi dediğimde şaşırmıştı. "Ne güzel tesadüf bizde aşı arıyorduk. Eğer ilgilenirsen sana uygun bir iş var..." Hemen atlayarak olur demiştim. Şaka falan işe ihtiyacım vardı. "Fatma Hanım siz arkadaşınıza kefil misiniz?" Fatoş evet dediğinde "Peki, sen işine dön. Lina Hanım sizde beni takip edin..." demişti. Cidden olmuş muydu? Bu kadar kolay mıydı? Raşit Bey önden yürürken bende Fatoş'a bay bay ederek adamın peşine takılmıştım. Şirketten çıktığımızda hemen kapıda bekleyen araca yaklaştığımda binmem için el işareti yapmış bende hiç düşünmeden binerek onuna yanıma binmesini beklemiştim. Raşit Bey yerleştiğinde eve demiş bende ister istemez gerilmiştim.

"İrkilmene gerek yok, aşcıyı eve alacağız..." Adam insan sarrafı falan olmalıydı ki yüzüme bakmadan bile düşüncelerimi anlayabiliyordu. Bana kısa bir bildi verdikten sonra tabletiyle uğraşmaya başladı. Bende gerildikçe gerilmiştim çünkü görüşmeyi patronla yapacağımı söylemişti. Kartal... Allah'ım az önce kötü bir şekilde karşılaşmıştık ya beni işe almazsa... Kızım ne diyorsun asıl seni işe alırsa bittin. Ben o evde ne yapardım. Bildiğin adamın özel aşçısı olacaktım. Allah'ım galiba şeref saatime getirmiş olmalıydım ki bir günde bütün dileklerim kabul oldu.

Kısa sürmese de yirmi dakikalık yolculuğun sonra büyük bir demir kapıdan içeriye girdik. Bahçesine göz gezdirirken gözüm villada takılı kalmıştık. Heyecanım her geçen saniye artarken araba durunca Raşit Bey inmiş benimde kapım açılmıştı. İndiğimde eve şöyle bir baktıktan sonra gözlerim Raşit Beyi buldu.

"Sen içeriye gir beni bekle bende hemen geliyorum." Başımı olumlu anlamda salladığımda korumalardan biri bana yol göstermiş evin kapısını açtıklarında ise çekingen bir adımlarla içeriye girmiştim. Arkamdan kapı kapandığında başımı çevirip salonun büyüklüğüne baktım. Acaba buraya gelmekle doğru mu yaptım diye düşünürken işittiğim sesle birlikte kalbim deli gibi atmaya başladı.

"Sen..." diyen Kartal Bey elindeki bardağı kenara bıraktığında ona hafif şekilde tebessüm ettim. "Seninle bugün karşılaşmıştık... Hiçte öyle bir tipin yoktu... Hayatımda ilk kez yanılıyor olmalıyım." Aşçı olmama şaşırmış olmalıydı.

"İnsanlar il gördüklerinde bu tarz tepkiler verebiliyor..."

Yüzüme beğenmemiş gibi bira bakışlar attıktan sonra "Beni takip et..." demişti. Kartal Bey arkasını dönüp yürümeye başlayınca bende etrafıma bakındım. Neden merdivenlere yönelmişti ki mutfak üst lata olabilir miydi? Aklıma gelmeyen ihtimalle birlikte birazda mecburiyetten onun hızla adımlarla çıktığı merdivenlerden ağır adımlarla çıkmıştım. Üst kata çıktığımız da arkasına bakmadan hızlı ol demiş bende adımlarımı sıklaştırmıştım.

Kartal Bey kapının önüne geldiğinde beni kontrol etmek için olmalıydı ki arkasına baktıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdi. İçeriye girdiğinde koridora son bir defa baktıktan sonra mecburen peşi sıra odaya girdim fakat burası yatak odasıydı. Şaşkınlıkla yatak odasına bakarken kapıda öylece kalmıştım.

"Kapıyı kapatıp çantanı kenara bırak." Neden bunu istediğini bilmesem de hala olanları idrak etmeye çalışıyordum. Benden hareket görmeyen Kartal Bey yanıma geldiğimde beni içeriye doğru çekip kapıyı çarptı. Ben hayretle yerimden sıçrarken de bana dönüp elimdeki çantayı alarak yere atmıştı. "Sen her işinde böyle ağırdan mı alırsın?"

"Hayır..Yani ben..."

"Şimdi göreceğiz..."demesiyle elini belime dolayıp beni kendisine mıhlaması bir olmuştu. Saniyeler içinde dudaklarıma yaptığında bütün vücudum titredi. Onun sıcak dudakları ateşimi birden tavan ederken panikle ellerimi göğsüne koyarak onu itmeye çalıştım. Onu çok zorlamadan benden ayrılmasıyla yüzüne tokadı atmam bir oldu.

"Uzak dur! Sakın bir daha dokunma sakın!"



TÜM BELALAR YALNIZ KALMA YETENEĞİMİZİN OLMAYIŞINDAN BAŞIMIZA GELİR

#LaBruyere






YARA İZİ  🚬 BIZE SEN KALA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin