Bir şişe birayı bitirirken karşında sevgilin oturmuş bitirmeni bekliyordu. Bu zalim dünyanın acıları için içiyordun. Beyninin bulanmasına izin verirken dükkanda çalan müzik ilgini çekti. Dans
etmek için ayaklandın. Hızla kalkmanla dönen başın yere çökmene neden olurken Namjoon ayaklanıp yanınıza çömeldi."Hadi bu kadar içmek yeter eve gidelim"
Seni sırtınına alıp evine doğru yürümeye başladı. Yakınızda olan saçlarını oynarken kendi kokusu ise bulanık olan kafanızı iyice karıştırıyordu. Ara sokaklarda yürürken belirli aralarla dikilmiş sokak lambasına baktınız.
"Her şey bu kadar düzenli neden benim hayatım öyle değil"
"Üzgün olmak için doğduk, bu senin kaderin görüyorsun, biliyorsun benim hayatımda böyle"
"Dinle beni sana şarkı söyleyeceğim"Yavaşça başını oynatmanla Namjoon mırıldanmaya başladı
"Kapanan gözlerle gece gökyüzüne bak
Senin zamanın geldiğinde göstereceğim sana,
Biliyor musun, sokak lambaları çok karıncalanıyor.
Yanıp sönen ışıklara dikkatli bak
Birilerinin bir araya getirdiği karıncalanan şeylerin olduğu bu gece manzarası çok zalim değil mi?
Ama biri sana bu karıncalanan şeylerde huzuru nasıl bulacağını gösterecek elbet
Biz birbirimizin gece manzarasıyız""Çok güzel"
Namjoon önünde duran elini tutup okşamaya başladı " ben varken asla yalnız değilsin üzüleceksek beraber üzülelim" eline bir öpücük kondurdu .
. . .