Bölüm 5:"Burdan gidiyoruz!"

846 77 38
                                    

Sersemlemiş bir şekilde ayağa kaldırıldığımda yürümekte ve etrafımı görmekte zorlandım.

"İyi hissetmemen normal, birkaç saate iyileşirsin."

Jason kolumdan tuttu.

"Şimdi seni dinlenmen için bir odaya götüreceğiz, verecekleri serum rahatlamanı sağlayacak."

Başımla onu onaylayıp boğuk bir şekilde teşekkür ettim. Çalışamlar koluma girip beni götürürken tökezledim düşmemek için birinin koluna yapıştım.

"Anlaşılan o 'hain' beynine girmeye uğraşacak mıyız?"

"Zamanı geldiğinde..."

Buraya geldiğimizde Teresa ile birlikteydim. Bizden önce gelen biri yoksa burda bahsettikleri kişi ya bendim ya o...

...

Asansörden indiğimizde birkez daha kolumdan tuttular ve yavaşça ilerlemeye koyulduk. Teresa benim önümdeydi ve görünüşe göre benden daha iyi durumdaydı.

En azından kendi başına yürüyebiliyordu ama onunda yanında birileri vardı. Bir kez daha kafeteryanın önünden geçerken başımı birkaç saniyeliğine Newt'i görebilmek adına çevirdim.

Ama yoktu. Acaba uyumaya mı gitmişti? Ya da bizim gibi onları da mı almışlardı?

Yürümeye devam ettik ve birlikte bir odaya girdik. Beyazın sinir bozucu olabileceğinin kanıtıydı bu oda resmen. Gözlerim yorulmuştu, içerideki doktorlar bizi görünce serumları hazırlamaya döndüler ve bizi yan taraflarındaki yatağa yatırdılar.

Sağ kolumu sıyırdım ve doktorun elindeki serumu takmasını bekledim.

"Bu rahatlamamı mı sağlayacak?"

"Öyle umuyoruz canım."

Başımı olumlu yönde salladım ve başımı geriye doğru attım. Doktorlar aynısını Teresa'ya yaptıklarında onun serumunda bir farklılık olduğunu fatk ettim.

"Onunkisi neden mavi renkte?"

"Mavi değil canım, seninkisi gibi saydam."

"Hayır değil!"

"Canım, uyuman lazım görüşünde hala bozukluklar var."

"Ben ne gördüğümü biliyorum, kör değilim!"

"Sana uyu dedim!"uzandı ve neşteri koluma doğru bastırdı. Canımın yanışının yanında açtığı küçük kesikte kan akmaya başlamıştı."Kendini ne sanıyorsun bilmiyorum ama bu damarlarda değersiz birinin kanını taşıyorsun. O nedenle sözümü dinle."

Ona olabildiğince nefret dolu bir bakış attım ve işini bitirdiğinde odadan çıkışını izledim.

Serumu taktığından beri bedenimde bir uyuşukluk meydana gelmişti.

"Teresa,"diye fısıldadım yavaşça."Hafızamızı geri getirmek için götürdükleri odada bizden önce gelen başka birilerini gördün mü?"

"Bunu neden soruyorsun?"

"Bir şey konuştuklarını duydum, durumumuz hakkındaydı. Ama kimden bahsettiklerini bilmiyorum."

"Son gelen ekip biziz, bizim dışımızda orada birinin olması çok küçük bir ihtimal."

"Teşekkürler..."sesim yorgunluktan dolayı çok güçsüz çıkmıştı.

...

Bedenimde hissettiğim tuhaflıkla gözlerimi araladım.

"Be-ben kendimi iyi hissetmiyorum."

Kimseden ses gelmedi.

"Lütfen biriniz bana yardım edin."

Yine ses gelmedi.

Gözlerimi araladım ve doğrulmaya çalıştım. Bedenim ağrıyordu ve nefes alamıyordum. Serumun yarısı çoktan bitmişti ve devam ederse öleceğimden  emindim.

Bedenimi yana yatırdım ve kolumdaki serumu bütün gücümle tutup çektim.

Çekmemle birlikte yere yuvarlandım. Çıkardığım gürültüyle birlikte odaya birkaç kişi girdi.

"Ne oldu?"

"Nefes alamıyorum."dudaklarımdan zar zor bunlar döküldüğü için bile şanslıydım.

Kaldırdılar ve yatağa yatırdılar.Biri nefesimi kontrol ederken diğeri odanın diğer tarafında işe yarayacağını düşündüğü bir şeyleri hazırlıyordu.

"Kız bağışık değil ama ona rapmen vücudu seruma saldırdı. Tuhaf bir şey olduğu kesin."

"Beni öldürmeye çalıştınız,"odada sessizlik oluştu."Kanım değersiz olduğu için beni öldürmeye çalıştınız!"

Odanın kapısı gürültüyle açıldı ve içerisi adım sesleriyle doldu.

Benimle ilgilenen doktor omzundan çekilip geriye atıldığında ise Newt'in yüzünü gördüm.

"Kalk çabuk, burdan gidiyoruz!"





Labirent:Alev Deneyleri (Denek A4 Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin