Bölüm 14: 3. Kız

796 68 86
                                    

Bedenimin taşınıp battaniyeye sarılışı ve ateşin yanına konuluşunu hatırlıyordum. Kulağıma Newt'in endişeli sesleri geliyor ama tepki veremiyordum.

Bedenimin titrediğini ve gözlerimden yaşların süzüldüğünü hissedebiliyorum ama tepkisizdim.

Kulaklarıma gelen tek ses gördüğüm görüntüye aitti; koşarken çıkardığımız sesler, hızlı nefes alış verişimiz ve tepemizde çakan yıldırımların sesi...

Ve bir anda hemen dibimize düşen bir başka yıldırımla bir erkek çığlığı duydum, etrafıma baktığımda yerde yatan kimse yoktu ve ortam siyahtan beyaza geçiş yapmıştı.

Titreyerek uyandığımda hava aydınlanmış ve daha kimse uyanmamıştı. Üstümdeki battaniyeyi sessizce üstümden attım, hemen yanımda Newt kıvrılmıştı ve soğuktan- ya da başka bir nedenden dolayı- yanakları kızarmıştı.

Ortamızda bulunan ateş sönmüştü, onu ve diğerlerini ısıtmak için ateşi tekrar yaksam iyi olacaktı.

Parmak uçlarımda ilerleyip sessizce yanlarından ayrıldım. Dün akşam Newt'le giderken gördüğümüz ağacı bulmak için ilerlemeye koyuldum.

Ağacın yaprakları olduğu için yaş olduğunu biliyordum ama birkaç kuru dal bulmak dışında başka bir umudum yoktu.

Ağacı kısa sürede buldum ama düşündüğüm gibi bütün dalları yaştı. Ağaca yaslanıp yakacak başka bir şey bulmak için etrafıma baktım.

Çorak bir araziden farksızdı, geçtiğim yolları zihnime kazıyarak ilerlemeye devam ettim.

On dakikalık bir yürüyüşün ardından tamamen suyu çekilmiş bir ağaç buldum, o kadar zayıflamıştı ki bir önceki durağımdan onu görmem neredeyse imkansızdı.

Yere doğru düşen birkaç dalını kopardım, hâlâ yetersiz olduklarını gördüğümde ise ağacın gövdesine ve en kalın gözüken dalına tutundum.

Kendimi yavaştan yukarı çekerken ağacın parçalanmamasını umdum.

Olabildiğince temkinli hareket edip kendimi yukarı çektim ve daldan olabildiğince çok kuru dal koparıp yere attım.

İnmeye hazırlandığımda ise duyduğum çatırdama sesiyle gözlerim irileşti.

"Lanet olsun!"

Ağacın gövdesini daha sıkı kavrayıp diğer elimi daldan indirdim ve ağacın gövdesine daha sıkı tutunup aşağıya doğru kaydım.

Kıyafetlerim parçalandı ve yüzüme ağacın gövdesinden parçalar sıçradı.

Ayaklarım yere değdiğinde hızla yerdekileri toplayıp, yeterince odun topladığımı umarak grubun yanına doğru koşmaya başladım.

Görüş alanıma girdiklerinde kısa süreliğine yerimde bekleyip nefesimin düzene girmesini bekledim.

Kendime geldiğimde sessizce yanlarına sokulup sönmüş ateş ocağının önünde durdum.

Ateşi nasıl yakacağımı bilmediğim o an aklıma geldi. Ardından gözlerim Minho'nun baş ucunda bulunan çantasına kaydı, çakmak taşını kullanabilirdim.

Uzandım ve çantanın fermuarını sessizce açıp elimi içeri uzattım ama Minho'nun elinin bileğimi kavramasıyla durdum.

"Ne yapıyorsun?"

"Çakmak taşını almaya çalışıyordum, seni rahatsız etmeden."

"O benim çantam değil." dedi, gözleriyle Austin'i işaret ederek çantanın kime ait olduğunu gösterdi. Ardından elini çekip başının altında bulunan çantayı açıp içinden çakmak taşını ve konserveleri açmak için kullandığı bıçağı çıkardı.

Labirent:Alev Deneyleri (Denek A4 Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin