Bölüm 20:Dağlara Yolculuk

628 58 42
                                    

Evin içini dolduran  gülüşmeler ve hareketlenmelerle uyandık. Yüzümü buruşturup gözlerimi ovuştururken doğrulup tam karşımızda bize gülümseyerek bakan Minho'yla göz göze geldim.

"Tanrı'ya şükür giyiniksin, gürültünüzden senin ve Newt'in başka bir şekilde eğlendiğinizi düşünmüştüm."

Newt doğrulup başının altından çektiği yastığı ona savurdu.

"Özel hayata hiç saygın yok!"dedi, gülerek.

Minho yüzüne çarpan yastığı güçlü elleriyle kavrayıp ayak ucumuza koydu.

"Tava'nın horlamasından güç bele duyduğum şeylerden bahsediyorum."

Yüzüm kızardı, Minho da uyumadıysa büyük ihtimalle diğerleri de uyumamıştı. Kötü bir şey yapmamış olsak da bu onları yanlış bir şey düşünmelerine itebilirdi.

Newt kolunu belime dolayıp sol şakağıma ufak bir buse kondurdu.

"Hazırlansak iyi olacak."

Başımla onu onaylayıp koltuktan kalktım. Üstümüzdeki battaniyeyi katlayıp yastıkla birlikte kaldığımız odaya götürdüm. 

"Dün gecen nasıldı?"dedi Brenda gülümseyerek.

"Güzeldi."dedim yüzümün kızarmamasını umarak.

Teresa gözlerini devirmekle yetindi ve bir şey söylemeden omzuma çarpıp odadan çıktı.

"Anlaşılan biri yatakta rahat uyuyamamış."dedi Brenda iğneleyici bir tonda.

Kıkırdadım ve dün akşam yatamadığım yer yatağını toplamaya başladım. Geceyi soğuk zeminde geçirmek zorunda kalmadığım için kendimi biraz daha mutlu ve şanslı hissettim.

"Hadi millet! Erken kalkan yol alır!"diye bağıran Jorge'nin sesiyle Brenda çantasını açıp içinden matarasını çıkardı.

"Sesinkisini de alıyorum."

Başımla onu onaylayıp bozulan yatakları topladıktan sonra çantalarımızı alıp odadan çıktım.

"Günaydın Prenses, gidip çantana yiyecek bir şeyler al. Sağ Kol'a eli boş gitmek istemeyiz."

Sırıttım ve mutfağa gittim. Brenda suları doldururken Tava dolaptan çıkardıklarını millete veriyordu.

"Senden nefret ediyorum, Jorge!"diye tısladı Marcus.

Jorge cebinden çıkardığı bir keseyi ona fırlattı.

"Bu kadar mızmızlanacağını bilseydim, bunlarla seni boğardım."

Marcus havada yakaladığı kesedeki paraları sayıp yanımızdan ayrılırken Tava çantama bir sandviç koymuştu.

"Herkes hazırsa yola çıkalım, sonuçta bizler hırsız değiliz!"diye ikinci kez bağıran Jorge'yle herkes hazırlanıp dışarı çıkmıştı. 

Gürültüler kesilmişti.

"Parti sona ermiş."diye fısıldadı Teresa, önümde yürürken.

Alt kata inip Jorge'yi bekledik. Parmağında çevirdiği anahtarla ıslık çalarak yanımıza gelip yüzümüze gülümsedi. 

"Bayanlar, baylar karşınızda dünyanın en güzel aracı Berta."

Garaj kapısını açıp önünde boynuz süslemesi bulunan kirlenmiş arabayı gösterdi.

"Berta o kadar da güzel değilmiş sanki."dedi Minho.

Newt çantasını omzuna atıp araca ilerledi.

"Ön koltuk benim!"kapıyı açıp içine yerleşti, ardından pencereyi açıp kafasını dışarı çıkardı."Öyle bakmayın koltuklar çok rahat."

Kızlar olarak üçüncü sıradaki koltuklara yerleştik. Brenda sol tarafa geçip yüzünü cama döndü, ortaya geçtim ama daha yerleşme fırsatı bulamadan Teresa çantasını yanıma atıp koltuğa oturdu.

"İzin veriri misin?"dedi tıslayarak.

Ayağımı sertçe çekip onun gözlerine baktım. Yanıma oturdu ve başını cama yaslayıp gözlerini kapattı. Grubun geri kalanı arabaya yerleştikten sonra aracı çalıştırıp Marcus'un mekanını ardımızda bıraktık.

Jorge radyoyu açıp havayı yumuşatmak için bir şarkı bulmaya çalıştı, cızırdayan radyo sonunda bir sinyal yakalamayı başarıp hafifçe cızırdayarak çalan şarkıyı kulaklarımızla buluşturdu.

Yüzüme yayılan hafif sırıtışla tanıdık gelen melodiye ve sözlere sessizce eşlik etmeye başladım. Brenda yüzüme döndü ve gülümsedi.

Başından beri şarkıya eşlik eden Jorge omzunun üzerinden bana kısaca baktı ve sırıtarak önüne döndü. Parmaklarını direksiyona vurup şarkıya eşlik etmeye devam etti.

İstemsizce gözlerim doldu, ağlamamak için gözlerimi kapatıp canlanan anıyı görmeye çalıştım.

  Şu an erkeğin söylediği ama anılarımda bir kadından duyduğum şarkı uyumadan önce büyükannem ya da annem tarafından söylenen bir parçaydı.

Hafif İngiliz aksanından ve normalinden biraz daha uzatılan harflerden alışılmışın dışına çıkmış bir şarkı gibi geliyordu kulağıma. Nazik sesiyle yüzümde bir gülümsemeyle yatmadan önce hemen yanı başımda yatan ufak Sammy'i gördüm. 

Çoktan uyuya kalmıştı, sarı saçları kabarmıştı. 

Gözlerimi açmamla birlikte anı son buldu. Şarkı bitmiş ve Jorge başka bir sinyal yakalamak için radyoyla uğraşmaya dönmüştü.

"Lütfen bu eziyeti bize yapmayı kes."diye mırıldandı Teresa.

"Keşke bir kere de sen ve Austin şu lanet olası çenenizi kapatıp bizi rahatsız etmeseniz!"diye tısladım dişlerim arasından, ettiğim küfürle birlikte sadece Austin değil bütün herkes bana dönmüştü. Sadece Jorge yola bakmaya devam ediyordu.

Sonunda Jorge kısa bir kahkaha attı.

Brenda kulağıma eğilip sessizce fısıldadı.

"Hâlâ Jorge'ye o kadar benzemediğini mi düşünüyorsun?"

Gözlerim yavaşça dikiz aynasından bana bakan Jorge'ye doğru kaydı. Gerçekten bu kadar benziyor muyduk?

Anlattığı hikayesiyle yaşadıklarım bir birini tutuyor olsa da ona o kadar yakın biri olabilir miydim gerçekten? 

Jorge benim babam olabilir miydi?

Bölüm kısa biliyorum ama sınavlardan daha yeni çıktım ve ilk fırsatta buraya yazdım, sonraki bölümler hem daha olaylı hem daha uzun olacak. Ki zaten yavaş yavaş Rachel'ı daha yakından tanıyoruz ve bununla birlikte sizi finalden sonra bekleyen 2 özel bölüm var!

Bu arada izlemek isteyenler için geçen bölüm koymayı unuttuğum Rachel ve Newt için yaptığım iki özel videodan birini aşağıya koydum.

Videonun hikayesi Rachel'ın Labirent'e gelişinden itibaren başlayıp aralarındaki aşkı anlatıyor. Rachel'ın sokulmasından sonra Newt'in başarısız intihar girişiminden bir önceki bölüme kadar ettikleri dansa kadar yaşadıkları ve onları birbirlerine bağlayan her şeyi konu alıyor.

Labirent:Alev Deneyleri (Denek A4 Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin