"Köy (3)"

16 2 0
                                    

Bölüm Şarkımız: 🎵
Gülay- Cesaretin Varmı Aşka

Cemal: Siz aşıksınız!

Kaşlarımı havaya kaldırıp Bulut'a baktım.

Bulut: Ne?

- Ne alakası var ya. Öyle birşey y-yok.

Deyip itiraz ettim. Bulut başka yerlere  bakmaya başladı. Herkes susup yoluna devam edince bende sustum. Bir an kalbim çok hızlı çarpmıştı. Içimdeki karmaşayı sessizlestirmek için savaş veriyordum.  Bu arada zaten akşam olmuştu. Yaylaya yaklaşmıştık.

Leyla: Bizim yayla çok sessizdir. Fazla gelen giden olmaz. Heleki geceleri, muazzam huzur verir insana. 

- O zaman bu gece orada kalalım. Yıldızları burada seyretmek benim için inanılmaz güzel olur hem.

Bulut: Tamam, madem öyle istiyorsunuz.

Bir laf sokmadan cümle kurmasına şaşırmıştım.  Alışık  değilim böyle konuşmasına. Hatasını anladı işte.

Cemal:  Ama ben Leyla ile yalnız birkaç şey konuşmak istiyordum. Size ayıp olmazsa. Siz yaylada kalırsınız, Leylayı zaten ben sonradan eve bırakırım.

Bulut Cemale anlamsız bir bakış attı. Leyla ise gülümseyip kafa sallamakla yetinmişti. Bende pek fazla birşey demek istemedim.

Bulut: Peki.

Bulut baya anormal tepkiler veriyordu açıkcası. Benden özür diledikten sonra sanırım kediye dönmüştü.

Yaylayı çok sevmiştim. Gecenin sessizliği bürümüştü.  Gökyüzü çok yakın görünüyordu ve yıldızlar muhteşem gözüküyordu. Bu gece burada kalmak benim en güzel anılarımdan biri olacaktı. Heryeri güzelce gezdik. Gezerken ayrıca  Leyla ve Cemalin hikayelerini de dinleyip onları iyice tanımış oldum. İkiside pırlanta gibi insanlardı. Onların mutlu olmasını istedim.

Cemal ve Leyla bizden ayrılıp başka yöne doğru yürüdüler.  Şimdi Bulut'la baş başa kalmıştık. Etrafımızda küçük bir göl vardı. Boş bir alan seçip çimenlerin üzerine yüz üstü uzandım. Bulut'ta yanıma uzanmıştı. Tek söz söylemeden gökyüzüne bakıyorduk. O an içimden ne geliyorsa söylemek istedim. Çünkü, o kadar güzel ve huzurlu bir geceydi ki bu anın büyüsünü kendi kafamdaki karmaşayla bozmak istemedim.  Derim bir nefes alıp verdim.

- Bazen ne düşünüyorum biliyor musun? Sanki her an kendimi bir boşluğa atacakmışım gibi . Böyle küçük  bir an olacakta içimdeki herşey boşluğa dönüşecek gibi. Artık yoruldum ben ağlayıp durmaktan. Artık huzurum hiç  bozulmasın istiyorum.

Kafamı yana  çevirdiğimde Bulut sadece bana bakarak beni dinliyordu. Oysaki 'ne çok konuştun biraz sus' demesini beklemiştim. Serin ufak bir esinti oldu. Ağaçların sallanma sesleri geldi. Kısa bir an gözlerimin içine baktıktan sonra tekrar gökyüzüne çevirdi kafasını.

Bulut: Hayat hep toz pembe gitmez Efsun. Zaten bunu beklemek te aptallıktan başka birşey değil. Elinde tutunacağın hiçbir şey kalmadığı zaman, yada bütün umutların tükendiği zaman sadece hayallerini düşün. Çünkü hayaller insanın hiç bitmeyen tek kredisidir.

Ona bakıp gülümsedim.  Çok güzel ve anlamlı konuşmuştu.

- Sen hiç hayal kuruyor musun?

Oda bana dönüp hafifce sırıttı.

Bulut: Emin ol, hayallerim benim tutunduğum tek şey.

- Buna sevindim, çünkü bende en az senin kadar hayalperestim.

EFSUNLU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin