Bölüm Dört
"Bu hafta sonu yüzükleri takalım." dedi Kadir Bey Amca. Hızlıca ona taktım. Yangından mal mı kaçırıyorlardı lan? Yoksa bu çocuk hamileydi de belli olmasın diye benimle mi evlendireceklerdi? Dedeme baktım. Bana bakıyordu. Hayır der gibisinden gözlerimi açtım. Ağa değil miydi bu adam? Koyacaktı ağırlığını. "Çocuklar birbirlerini tanısaydı Kadir ağam." dedi anneannem. Bu adamdı mi ağaydı? Aklıma kesit kesit anılar dolarken bayılmamak için zor tuttum kendimi. Mardin'in en büyük aşiretine gelin mi gidiyordum yani? "Tanırlar zamanla. Uygundur ağam. Takalım yüzükleri." dedi dedem. Şaşkınlıkla baktım ona. Ya bu adam bana biriciğim diyordu. Ellere mi verecekti şimdi biriciğini?
Arın yanımda gerilirken kolunu tuttum sakin olması için. Kendimden çok onlara bir şey olmasından korkuyordum. Şimdiye kadar kaçmamamın ve kabul etmemin en büyük sebebi onlardı zaten. Gözüm saate takıldı. Bir saat içinde çocukların yanında olmamız lazımdı ve bunlar gitmemişti hâlâ. Kahvelerin içmişlerdi oysa. Gitselerdi ya.
Allah sesimi duymuş olacak ki kırk beş dakika yirmi saniye sonra gitmek için hareketlendiler. Anneannem ve dedem de onlarla gidecekti. Mardin'e dönüyorlarmış. Rodos da burada kalacakmış. Ne işi varsa?! Kapının önünde veda serüvenini yapıyorduk. "Eve girmeden kafeye gidelim direk." dedi Arın. Kafamı salladım. On dakikada gitsek,beş dakika da yemek sipariş etsem. Bizimkiler on beş dakika gecikse,karnımı doyurup azar yemeye hazır hale gelirdim. Kadir Bey Amca ve karısının,sonra da anneannemlerin elini öpüp sarıldım. Nazenin Hanım çok sıcak davranıyordu. Onlar minibüs benzeri büyük bir araya bindi. O arabanın arkasında siyah mat Range Rover tüm asaleti ile duruyordu. Rodos teyzem ile vedalaşıp bana döndü. Dümdüz baktım yüzüne. Başka bir yerde karşılaşmış olsaydık ben bu çocuğa kesinlikle düşerdim. Ama şuan ki şartlar engel oluyordu. Bana ve Arın'a kısa bir bakış atıp arabaya bindi. "Teyzoş biz çocuklar ile buluşacağız." diyerek Arın'ın elini tuttup sürükledim. "Arın koş bizimkiler gelmeden yemek yemem lazım." dedim hızlıca. Daha Rodos'un arabası çalışmamış ve teyzem bahçede şaşkınlıkla bize bakıyordu. "Hayatta koşmam." dedi Arın. Telefonumu ona verdim. "İyi ben koşarım." diyerek koşmaya başladım. Normalde koşmayı sevmezdim ama konu yemek olunca koşardım. Uçardım bile.
Yedi dakika sonra kafeye geldim. Hemen bizim diye sahiplendiğimiz masaya oturdum ve kaşarlı tost ile vişne suyu istedim. Kafede ki herkes Arın ile beni tanıyordu. Dershaneye gitmediğimiz zaman burada vakit öldürüyorduk. Lisede her günümüz burada geçmişti neredeyse. Tostum ve vişne suyum önüme geldiğinde Arın'da kafeden içeri girmişti. Rahatça tostumu yemeye başladım. Ona da ayran ve kaşarlı tost söylemiştim. Söylemeseydim benimkine sulanırdı. Karşıma oturdu.
"Adamı şoka soktun." dedi alayla. Güldüm. Koşuşumu görmüş olmalıydı. Omuz silktim daha sonra. "Yakışıklı adammış. Etrafına güzel kadın vardır. Neden seni istiyor gram bir şey anlamdım." dedi düşünceli sesiyle. Bende düşünüyordum bunu. "Ben çirkin miyim it?" diye yükseldim belli etmeyerek. Kafa sallayınca gözlerimi devirdim. Mis gibi kızdım. Ama bu benimle evlenmek istemesi için bir sebep değildi. "Aslında ben hamile olduğunu düşünüyorum. Bebeğin annesini ben olarak gösterecekler." dedim ciddiyetle. Arın bir süre boş boş baktı bana. "Bunu demedin varsayıyorum." dedi 'beynini kullan hint fakiri' ses tonu ile. Omuz silktim yeniden. Biz yemeğimizi bitirene kadar çocuklar gelmişti. Hepsi gergindi. Hızlıca gelip oturdular. Batuhan ve Emirhan yanıma oturmuş ve ben aralarında kalmıştım. Leyla ve Selim ise Arın'ın yanına oturmuştu. "Anlat." dedi Emirhan ciddiyetle. Derin bir nefes aldım ve numaranın onun numarası olduğunu söyleyerek anlattım her şeyi. Kritik yaparken Leyla telefonunu gözüme sokmuştu. Ekranda takım elbiseli Rodos vardı. "Yakışıklı adammış lan bu." dedi şaşkınlıkla. Batuhan ve Emirhan'da eğilip fotoğrafa baktı. "Oha taş bu. Ben çirkin bir şey zannediyordum." dedi Batuş şaşkınlıkla. Gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İbrin | ilkler
Teen FictionÖlen ailesinin ardından kendisine bakan teyzesine ve eniştesine olan minnet borcundan dolayı zorla evlendirilmeye razı olan ve İstanbul'daki hayatından kopup zorla Mardin'e getirilen bir kadın;İbrin Arca. İntikam için yanıp tutuşan bir adam;Rodos. B...