üç

4.9K 142 3
                                    

Bölüm Üç : Rodos

Sabah uyandığımda her şeyin rüya olmasını dileyerek gözlerimi açmıştım. Gözlerimin acısı ve anneannemin sesi öyle olmadığını bir kez daha suratıma vurdu.

Usulca yataktan kalktım ve saate baktım. Ondu daha. Arın aklıma gelince koşarak odadan çıktım ve salona baktım. Arın yoktu. "Arın nerede?" dedim telaşla. O an salonun kalabalık olması ya da üzerimde Arın'ın doğum günüm için yaptırdığı Olaf'lı pijama takımım umrumda değildi. Cevap gelmeyince gözlerimi anneannemden çektim ve Arın'ın odasına koştum. Teyzem ve Arın yatağın üzerine oturmuş konuşuyorlardı. "Arın." dedim ve üzerine atlayarak sımsıkı sarıldım. İkimiz yatağa yıkılırken,ellerini belime sardı. "İyisin değil mi?" diyerek kafamı kaldırdım ve suratına baktım. Yaraları hâlâ yerini koruyordu. "Iyiyim tabi kızım. Sen bir de karşıdakileri göreceksin." dedi alay ederek. Güldüm ve üzerinden kalktım. Teyzemde düne göre daha iyiydi. Yanaklarını öptüm hızlıca. "Ne konuşuyordunuz?" dedim neşeyle. Dün hiç olmamış gibi davranıyordum. Öyle olmak zorundaydı çünkü. Ben kötü olursam,onlarda kötü olurdu. Ve ben asla affetmezdim kendimi. 

"Salondakileri görmedin mi?" dedi Arın burnundan soluyarak. Daha yeni olduğu şebek hali gitmiş ciddileşmişti. "Hayır seni arıyordum o an. Bakmadım kimseye. Kim ki?" dedim kaşlarımı havalandırarak. "Rodos ve Sayarlar ." dedi teyzem boğazını temizleyerek. Tükürürcesine çıkmıştı isim ağzından. Kaşlarımı çattım bu sefer. "Onlar kim ayol?" dedim ve bacak bacak üstüne atıp dedikodu moduna büründüm. Arın şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Ben bu kıza kaç kere salak dedim. Evden atalım dedim beni dinlemediniz." dedi ve yataktan kalktı. Bacağına vurdum. "Müstakbel kocan." dedi sonra alayla. Kocam mı vardı içeride? E ben görmemiştim. Bakmamıştım gerçi. Ay nereden kocam oluyor be?! Adam psikopat resmen. "E müstakbel kocam içerideyse siz neden buradasınız?" dedim şebek halimi bozmayarak.  Kimseyi üzmeye hakkım yoktu. "Bıraksak dövecek. Uyarıyordum." diyerek açıkladı teyzem. Anladım gibisinden kafa salladım. "Tamam teyzoş sen git. Ben hallederim buraları." diyerek teyzemi zorla odadan çıkartıp kapıyı kilitledim.

"Neden gelmişler?" dedim ciddi halime bürünerek. "Tanışmak için." dedi Arın sıkıntıyla. "Halledeceğiz. Evlenmeyecek benimle. Senden tek istediğim sakin olman tamam mı?" dedim odada dolaşan Arın'a. Sinsi bir şekilde gülümsüyordum. Aklımda bir plan varmış gibi. Yoktu oysa. Sadece Arın öyle zannedecek ve sakin olacaktı. Böylece bir daha ona zarar gelmeyecekti. "Ne planlıyorsun?" dedi gözlerini bana dikerek. Omuz silktim. "Ben gidip bu harika pijamalarımdan onları mahrum etmek için üzerimi değiştirim. Sende git uslu uslu otur. Sakın telefonunu eline alıp çocuklara bir şey deme." diyerek odanın kapısını açtım. "Dershaneden de yırttık bugün." dedim alayla. "Akşam çalışacakmışız. Telefonlarımızı alacakmış annem." diyerek gözlerini devirdi. Şaşırmayarak çıktım odadan. Teyzemdi yani. Her şey beklenirdi.

Banyoya gidip hızlıca elimi yüzümü yıkadım ve dişimi fırçaladım. Daha sonra koşarak odama gidip kapıyı kilitledim. Kırmızı askılı badimi üzerime geçirip,alında siyah yüksek bel kotumu giydim. Badiyi kotun içine soktum ve belime siyah kemer taktım. Kotumun sol bacağında Tom ve Jerry vardı. Siyah ince gömleğimi çıkardım. Onunda arkasında Tom ve Jerry vardı. Gömleğimin kollarını katladım. Hemen makyaj masamın önüne geçip saçlarımı hızlıca taradım. Tepeden minik iki tane topuz yaptım ve saçımı açık bıraktım. Hızlıca beyaz sporlarımı giydim. Evde misafir olduğunda teyzem ayakkabı ile dolaşmamıza bir şey demiyordu. Sonra orayı bize temizlettiriyordu ama konumuz o değildi. Parfümümü sıkarken aynada kendime göz attım. Açıkçası çocuk gibi duruyordum ve kimse çocuk gibi duran bir kadını eş diye nüfusuna geçirmezdi. Kırmızı parlatıcımıda sürünce telefonumu cebime kattım ve odadan çıktım.

Salondan sesler geliyordu. İçeri girmeden önce hızlıca taradım. Teyzem,anneannem,dedem ve Arın vardı. Eniştem işe gitmiş olmalıydı. Teyzem neden gitmemişti? Bu da soru muydu gerçi? Bizimkiler dışında orta yaşlı bir adam ve bir kadın vardı. Lan yoksa müstakbel kocam bu adam mıydı? Gözlerim korkuyla açılırken Arın'a döndüm. Gözleri ile balkonu gösterdi. Rahatlarken adam ve kadına yaklaştım. "Hoş geldiniz." dedim usulca. Adam elini uzatmıştı. Göz devirmemek için kendimi tuttum ve elini öptüm. Kadın ayağa kalkmış ve sarılmıştı bana. Bu ne samimiyet hanım?

"Sonunda gördük gelinimizi." dedi adam çok hafif şive ile. Yapma bir sırıtış gönderdim ve Arın'ın yanına oturdum. "Kızım bak Kadir Sayar,kayınbaban. Eşi Nazenin Hanım." diyerek dedem tanıttı. Nazenin,ne güzel isimdi. Adamda çok hafif bir karizma belli oluyordu. Kadın ise adama göre daha gençti. "Memnun oldum efendim." dedim en kibar halimle. Arın yaklaştı. "Bu ne kibarlık lan? Arca bir şey mi kaçtı içine?" dedi alayla. "Gözlerinin önünden sana tekme attığım sahneler geçti itiraf et." dedim kısık sesle. Güldü ve uzaklaştı benden.

Gözlerim balkon kapısına gitti. Arkası dönük takım elbiseli biri telefon ile konuşuyordu. Sırtı yakışıklı duruyordu açık konuşmak gerekirse. Ama beni ilgilendirmez. Telefonum titrerken cebimden çıkardım hızla. Batuhan arıyordu. Arın sorar bakışlarını bana çevirdi. "Batuş." diyerek ayağa kalktım ve odama adımladım. Bir yandan da telefonu açmıştım. "Hayırdır dayanamamışsın yokluğuma?" dedim alayla. "Ne demek evleneceksin Arca?" diye bağırdı. Yüzümü buruşturdum. İyi ki söyleme demiştim Arın'a. Dayak istiyordu.

"Yok evlenmek falan Batuş. Saçmalama be." diye cırladım. "Arın anlattı her şeyi. Geliyoruz." dedi tekrardan bağırarak. Kaşlarım havalandı. "Hayır gelmeyin. Batuhan canım arkadaşım. Bir tanem,bak sonra adam akıllı konuşuruz ama şuan gelmeyin. Ya da gelin bizim evin ilerisindeki kafede bekleyin. Ama buraya gelirseniz dedem sizi kurşuna dizer." dedim telaşla. "İki saat sonra hepimiz oradayız. Hesaplaşacağız." diyerek telefonu suratıma kapattı. Arın'a tehdit mesajları attım sinirle. Sakinleşince odadan çıktım ve salona gidecekken teyzemin durdurması ile kendimi mutfakta buldum. "Kahve yapacaksın." dedi teyzem. Kaşlarım çatıldı.

"Kız ben nerden bileyim kahve yapmasını?! Daha kahve makinesini bile çalıştıramıyorum." diye sessizce cırladım. Kahve içmeyi sevmediğim için yapmayı da bilmezdim. "Ben yapacağım zaten benim salak kızım." Dedi teyzem fincanları tepsiye katarken. "O zaman neden yapacaksın diyip geriyorsun beni teyzoş ya." diye söylendim. "Sen götüreceksin çünkü." dedi teyzem ve makinenin düğmelerine bastı.

Kaşlarım çatıldı. "Şuan istenmiyorum değil mi?" dedim öyle olmasını umarak. "Tanışma bu. Yok istenme şuan."  diyerek açıkladı teyzem. Kafa salladım. "Öyle olsun bakalım." dedim ve tezgaha yaslandım. İçeri gözükmüyordu. Oysa ben potansiyel damat adayını çok merak ediyordum. "Kahve ötünce yavaşça fincanlara kat ve getir. Önce misafire,sonra dedenlere,en sonda bana vereceksin." diyerek gerizekalıya anlatır gibi anlattı teyzem. Anladım diyince mutfağı terk etti. Karnım aç olduğu için masanın üstündeki simitten birazcık koparıp ağzıma attım. Şunlar gitseydi de cafeye gidip karnımı doyursaydım. On bir buçuk olmuştu saat. Ve çok açtım. Kahveler bitince tepsiyi aldım ve salona gittim. Misafirlere usulca kahveyi verdim. Gözlerimi tepsiden ayırmıyordum. Onun önüne gelince bakışlarımı kaldırdım. Yoğun parfüm kokusu burnuma dolmuştu. Bal rengi gözler ile mavi gözlerim çakıştı. Şaşkınlıkla baktık birbirimize. İlk kendini toplayan o oldu. Kahvesini aldı. Şaşkınlığımı atıp anneannemlere kahvelerin uzattım. Teyzem de kahvesini alınca Arın'ın yanına oturdum.

"Eline sağlık gelin hanım." dedi Kadir Bey Amca. Zıkkım için emi. "Afiyet olsun." dedim tatlı gülümsememi atarak. İçimdekileri dışa yansıtamazdım. Arın'ın kulağına eğildim. "Iki saat sonra aşağı kafede. Batuhan senin yüzünden ebemi şey edecek." diyerek kısık sesle sinir krizi geçirdim. Arın sinsice gülümseyince göz devirerek uzaklaştım ondan.

Rahattım aslında. Çünkü karşımdaki yunan tanrısı çakması olan bu bey abi,beni tanıyınca benden uzaklaşacaktı. Ve mutlu son. Emindim. Başka türlüsü olamazdı çünkü.

İbrin | ilklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin