yedi

3.6K 114 2
                                    

Bölüm Yedi : Olacaksın

"Nişan alışverişinde olduğumuza inanamıyorum." dedim teyzeme. "Al benden de o kadar. Benim meleğim gelin mi oluyormuş..." dedi teyzem çocuk severmiş gibi. Güldüm.

Kabullenmiştim. Zor olmuştu ama yapmıştım. Bu yaşadıklarımı yıllar boyunca 'reşit olunca evlenicem' dememe bağlıyordum. Başka bir sebep düşününce delirecek gibi oluyordum çünkü. Elbisemi ve nişan için gerekli bir şeyi alıp kahve içmek için oturmuştuk. "Teyze özleyecek misin beni?" dedim tatlılıkla. "Yok be ne özleyeceğim." dedi teyzem yarı alay yarı ciddiyetle. Güldüm. "Kız teyzoş elbisem olur dimi? Bence çok güzel. Ama şimdi onlar Mardin'li falan ya." dedim merakla. Kafa salladı. "Olur kuzum. Sonuçta Mardin'de değiliz. Ve senin nişanın. Pijama ile git istersen." dedi ciddiyetle. Gülümsedim. Bizimkilerden uzaktan ne yapacaktım bilmiyorum. Teyzemin kahvaltıları olmadan,Arın olmadan. Eniştem olmadan. Çocuklar da olamayacaktı. Derin bir nefes aldım.

Alışmak zor olacaktı.

Cumartesi - Nişan

Aynadaki yansımama baktım heyecanla. Güzel olmuştum. Fazla güzel olmuştum. Gelmelerine bir yarım saat vardı. Titrek bir nefes aldım heyecanla. Siyah elbisem,omuzlarımdan dökülen jilet gibi dümdüz turuncu saçlarım ile renkleniyordu. Beyaz tenime renk gelmesi için Leyla ve teyzem allığı basmıştı. Dudaklarıma bordo ruj sürmüştüm. Güzeldim. Ve olgun.

Zil ile eş zamanlı olarak ordu gibi odama doldular

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zil ile eş zamanlı olarak ordu gibi odama doldular. "Lan çok güzelsin." dedi Batuhan şebek şekilde. Hepsi takım elbise giymişti. Leyla ise beyaz ceket elbise ve siyah topuklu giymişti. "Cidden evleniyorsun lan yuh." dedi Emirhan inanamaz şekilde. Arın ise surat asıyordu sadece. "Kim derdi içtiği çikolatalı süt ile ağzında çikolatalı süt şelalesi yapan kız evlenecek diye." diyerek alayla güldü Selim. Göz devirdim. Ben hâlâ bendim. Evlenecektim sadece. "Şuan içeri girmemiz lazım. De haydi." dedi Leyla ve beyleri kovdu odadan. Derin bir nefes aldım. "Nasılım?" dedim içeri gitmeden önce. Fıstık gibi işareti yaptı eliyle. Gülerek içeri girdim.

Bizimkilerin yanında Nazenin Hanım,Kadir Bey Amca,minik bir kız ve genç bir çocuk duruyordu. Üvey kardeşleri olmalıydı. Ve yanlarına tüm ihtişamı ile Rodos girdi. Leyla ile bakışlarımız çakıştı. Adam taş diyordu. Gülümsedim. Gelenlere hoş geldin dedik. Herkes sohbet faslına geçerken biz Leyla ile kenarda duruyorduk. Batuhan Yiğit ile sohbet ediyor,Arın ise minik kızı kendine çekmiş gülüşüyorlardı. "Enişte beyde gözlerini alamadı senden." dedi Leyla çaktırmadan. "Güzele bakmak sevaptır. Bırak baksın." dedim gülerek. "Selim ile seni de böyle görmek dileği ile." diyerek devam ettim. "Ah bize kalsa hemen evleniriz de aileler işte." dedi Leyla kederle. Teyzem gözleri ile mutfağı gösterince kahve yapma zamanının geldiğini anladık. Mutfağa gittik. Kahveleri tabiki Leyla yapacaktı.

"Kaynanan pek bir güzelmiş." dedi Leyla kahve makinesini çalıştırırken. "Sorma ya. Bende çok sevdim ama hiç yakın davranmadı." dedim. Sanki başkası yakın davranmıştı ya. Derin bir nefes aldım. Leyla kahveleri fincana katıyordu. "Tuz?" dedi Leyla. Gözlerimi devirdim. "Ayol onu diğer evliliğimde yaparız. Birkaç sene sonra." dedim gülerek. "Valla hayatım evlenmeyeceğim dedin,evleniyorsun. Boşanacağım diyorsun,hiç sanmıyorum." dedi alayla. Göz devirdim. Ömür boyu evli kalacak değildim. "Hadi boş yapma da git. Ben hallederim gerisini." diyerek tepsiye yöneldim. Öpücük atarak çıktı kapıdan. Derin bir nefes aldım ve tepsiyi elime aldım. "Yengeciğim bana su verir misin?" dedi Eslem tatlılıkla. Güldüm. Bardağa su kattım ve ona verdim hemen. Suyu içerken merakla bana bakıyordu. Suyunu bitirince bardağını bana verdi. Yanına eğilmiştim. Elini saçlarıma attı ve okşamaya başladı. "Asla üzülme tamam mı? Çok güzelsin sen." dedi ve yanaklarımı öpüp içeri gitti. Güldüm kocaman. Mardin'de bana eşlik edecek tek insan oydu galiba.

Bardağı bırakıp tepsiyi elime aldım ve yavaş adımlar ile geçtim içeriye. Kahveleri dağıtıp eski yerime geçtim. Kahveler içilirken Kadir Bey Amca söze girdi. "Gençler birbirini görmüş beğenmiş..." dedi ve dedeme baktı. Kim birbirini görmüştü? Ben görmemiştim çünkü kimseyi. Ama beğenmek konusunda bir şey diyemeyecektim. "...eh bize de hali ile onay vermek düşer. Seninle uzun süredir ahbabız Duran Ağa. Allahın emri peygamberin kavli ile kızımız Arca'yı oğlumuz Rodos'a istiyoruz." dedi. Dedem ufak bir bakış attı bana. Dik dik baktım gözlerine. Vermiyoruz dese gıkım çıkmazdı. Hatta gider şeker dağıtırdım mahalleye. Derin bir nefes aldım. Ellerim istemsiz avuçlarıma batmıştır. "Verdim gitti." dedi dedem neşeyle. Bakışlarım boşluğa düştü. Böyle olsun istemezdim. Aşık olmak isterdim mesela. Bir evlenme teklifi belki. Ama bilmiyorum,böyle olmasını hiç düşünmemiştim.

Leyla'nın yüzük tepsisini getirmesi ile yan yana geldik Rodos ile. Kokusu burnuma dolarken derin bir nefes aldım. Dedem yüzükleri taktı. Kesti sonra. Arın'a takıldı gözlerim. Doldu dolu gözlerle yüzüklere bakıyordu. Kadir Bey Amca ve Nazenin Hanımı öptükten sonra gidip Arın'a sarıldım sımsıkı. "Seni seviyorum canımın içi." dedim kulağına fısıltı ile. Bana sarıldı oda. Daha sonra anneannemleri öptüm. Eniştem ile sarıldım sımsıkı.  Teyzem ile daha uzun sarıldık. "Böyle olmasını istemezdim. Özür dilerim." dedi teyzem sessizce. "Dileme teyze. Ben iyiyim." dedim ve çocuklara sarıldım. Batuhan yüzüğüm parmağına takmak için parmağımı çekiştirmişti ama vermemiştim tabiki. Herkes sohbete dalarken,gençler olarak bir şeyler içmeye gitmiştik. Bizimkiler Selim'in arabasına binmiş;Yiğit,ben ve Batuhan ise Rodos'un arabasıdaydık.

Sahilde bir kafeye gelince hemen dışarıda bir masaya oturduk. Rodos ile yan yanaydım. Yiğit ise karşımdaydı. Gözlerindeki hüzün meraka yönlendiriyordu beni. Üzülüyordu. Ama neden?

"Leyla yutmak ister misin?" dedim alayla kırmızı kurdeleyi gösterirken. Leyla gülerken Selim manitasını kolunun altına aldı. "Gerek var mı?" dedi karizmatik gülüşünü atarken. Güldük. "Iy." dedi Batuhan kusma takliti yaparken. Bana dönüp hüzünlü bakışlar attı sonra. "Sen... Beni bu uzun yolda tek bıraktın Arca. Ölene kadar hani yalnız olacaktık? Sonra 80 tane kedi alıp aynı evde yaşanacaktık." dedi üzüntülü sesi ile. Emirhan kafasına vurdu. "Salak salak konuşma. Kaçtı kız olum işte senden. Zaten iki gün sabredemezdi sana." dedi gülerek. Güldüm ve göz kırptım. "Abi biraz konuşalım mı?" dedi Yiğit. Kafa salladı Rodos. Kalktılar masadan.  Onlar gidince Selim bana döndü. "Arca çok soğuk bu adam. Nasıl dayanacaksın?" dedi merakla. Sahte bir gülümseme attım.

"Yahu ben size dayanmışım." dedim alayla. Merakla bana bakmaya devam ettiler. Ciddileştim. "Kalabalık ortamlarda geriliyor. İkimiz beraberken böyle değil." dedim ufak bir yalan atarak. Arın inanmaz gözlerle bana baktı. Göz kırptım ona. Sabahlayacaktık muhtemelen. Kahve içmelerin ardından evlere dönüş yaptık. Masada sadece biz konuşmuştuk. Rodos dibine kadar susmuştu. Yiğit ise sonradan ısınmıştı.

Rodos'da arabadan bizimle indi. Arın içeri girerken,Yiğit telefonuna gömülmüştü. "Nasılsın?" dedi Rodos. Bal rengi gözleri gözlerime hapsolmuştu yine. "Iyiyim galiba. Sen?" dedim kafamı eğerek. "Iyiyim. İbrin,mutlu musun?" dedi. Ses tonu,tuhaftı. İlgilenir gibiydi,yakındı. Ama uzaktı bir o kadar da. "Mutlu olmak istiyorum." dedim bir şey demiyerek. "Olacaksın." dedi ve ellerini yanaklarımı koyup saçlarımı öptü. Durdum sadece. Kalbim ise maratona çıkmış gibi atıyordu.

Ve o gün,onu son görüşüm olmuştu. 

İbrin | ilklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin