Sarışın adam toplantıdan sonra ufak bir gülümseme ile esmer adamın yanına gitti. Tony en başta Steve'i fark edememişti ama daha sonra kafasını hafifçe sağa çevirdiğinde sarışın adamı görebilmişti.
"Bay Rogers. Sizi yanımda görmeye alışık değilim. Şaşırttınız beni"
"Marco'nun antlaşmasını reddetmişsiniz. Gözlerim yaşardı."Tony derin bir nefes alıp tüm vücudunu sarışın adama çevirdi. Sarışın adam keskin bakışlarını pencereye odaklamış, kendinden emin, dik bir şekilde duruyordu.
"Haklıydın Steve..." dedi Tony dudağını ıslatırken. Steve'in hafifçe güldüğünü görünce devam etti. "O adama ben de güvenmiyorum."
Steve kafasını sallayıp vücudunu Tony'e çevirdi. Güneş ışınları adamın sarı saçlarına dokunurken, beyaz teni ay ışığı gibi parlıyordu.
"Kendine iyi bak Tony."
"Gidiyor musun?"
"Toplantı bitti."
"Bir gün daha burada kalabilirsin."
"Sen kalacak mısın?"Tony başını sallayıp 'Evet' dediğinde Steve derin bir nefes alıp verdi. Kaslı olan göğsü iyice kalkıp inmişti. Sarışın adam dudaklarına koyduğu hafif bir gülümseme ile kafasını kaldırıp gözlerini kıstı.
"O zaman ben kesinlikle kalmıyorum. Daha sonra görüşmek üzere ateşler prensi."
Steve hızlı adımlarla odadan çıkarken Tony büyük bir gülümsemeyle kafasını iki yana salladı. Madem buzlar prensi oyun istiyordu, Tony ona bunu seve seve verirdi.
"Wanda ve Stephen'dan haber var mı?" diyerek peşinden gitti. Sarışın adam adımlarını çok hafif yavaşlatıp kafasını olumsuzsa iki yana salladı.
"Maalesef. Nereye gittikleri belli değil."
"Büyücü ve cadı. Hiç anlamadığım iki kişiler."Steve'den ses çıkmayınca esmer adam bakışlarını ona çevirdi. Sarışın adam kendisini izliyordu. Mimiklerinden pek bir şey anlaşılmasada analiz yaptığı belliydi.
"Tony amacın ne?"
"Ne demek bu?"
"Bir şeyler planlıyorsun ve açıkcası bu beni ürkütüyor"Tony alay dolu bir gülüş bıraktı dudaklarından. Buzlar prensinin kendisinden ürkmesi iyi bir şeydi. Otoritesini güçlendirirdi.
"Açık olacağım Rogers. Geçmişini öğrenmek istiyorum"
Steve olduğu yerde kalmışken Tony'de yürümeyi kesti ve kendisine sinirlice bakan adama döndü.
"Seni sadece bir kez uyaracağım Stark. Geçmişimden de, bende de uzak duracaksın."
"Bu uyarıdan çok tehdit gibi geldi bana."
"Nasıl anlamak istersen öyle anla. Uzak dur Tony."Steve sert ve hızlı adımlar atarak dışarıya çıktığında sinirden zor nefes aldığını fark etti. Göğsü sertçe inip kalkıyor, sinirden elleri titriyordu.
O adam kim oluyordu da geçmişini öğrenmek istiyordu?
"Amacım seni sinirlendirmek değildi."
Steve duyduğu sesle gözlerini kapatıp derin derin nefesler çekti içine. Sakin kalmalıydı.
"Sadece beni rahat bırak Tony"
"Kimsenin geçmişi aydınlık değildir Steve. Bunu aşmalıs..."Tony'i susturan burnunun dibinde sinirlice nefes alıp veren ve aynı sinirle kendisine bakan maviliklerdi. Tony yanlış bir damara bastığını fark etmişti. Belkide bu damara basmamalıydı ama merakından geri adım atamıyordu. Adamın sinirli nefesleri yüzüne sertçe çarparken esmer adam yutkunmamak için kendini tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғι̇re αɴd ι̇ce » ѕтoɴy
FantastikBir tanesi Ateşlerin Prensi, Bir tanesi Buzların Prensi. "Sen sıcaksın ben soğuk..." dedi sarışın adam acı bir tebessümle. "Ben seni yok ederim sen beni buharlaştırırsın. Biz sadece birbirimizi öldürürüz." Tony Stark Ateş Krallığını Yönetiyor. Stev...