12

5.6K 688 363
                                    

3k okunmaya ulaşmışız ♡.♡
*

"Karakoldayım."

Telefonun kapanması ile idrak etmeye başladığım kelime tüm hücrelerime uyarı gönderirken olduğum yerde kala kalmıştım. Taehyung ile kısa bir bakışmanın ardından hızla evden ayrılmış ve karakolun yolunu tutmuştuk. İçimdeki endişe dağ gibi büyürken aklımda tek bir soru vardı. Ne yapmış olabilirdi ki?

JUNGKOOK

Duyduğum her cümle başımdan aşağı kaynar suların dökülmesine sebep olurken bunca gündür neden bunları düşünmediğimi sorgulamadan edememiştim. Jiminle yaptığımız kazanın ardından herkes benim sağlığıma odaklanmıştı ve araba unutulup gitmişti, şahsen benim bile aklıma gelmemişti. Arabamın tamirde emin ellerde olduğunu zannediyordum ancak karşımdaki polis memuru arabamın hurda yığınından farksız olduğunu söylüyordu. Kredi borcu bile bitmemişti daha, nasıl olur da bir anda elimden kayıp giderdi?

"Bakın, benim o sıra bilincim kapalıydı. Bir yanlış anlaşılma olduğuna eminim, arabanın doğru dürüst bir hasarı yoktu!"

"Maalesef beyefendi."

Memurun önüme serdiği fotoğraflara bir süre baktığımda gerçekten benim arabam olduğuna kanaat getirebilmiştim çünkü son fotoğrafta plaka bariz belli oluyordu. Her şeyden öte herhangi bir kurul, kuruluş veya devlet hasarı ödemeyi reddediyordu. Kısacası hem arabasız kalmıştım hem de bir hiç için dünya para ödeyecektim.

Kazandığım para evin borcuyla birlikte arabanın borcunu ödemeye yetmiyordu ve arabayı satıp borcunu kapatmayı planlıyordum. Ancak tüm planlarım suya düşmüştü, bir batağın içine sürüklenmiştim adeta. Evi satıp borcun bir kısmını kapatmayı geçirdim aklımdan. Bu sefer de hem elimde ödenmesi gereken bir borç hem de kira olacaktı. Kesinlikle çıkmaza gelmiştim.

Gerginlikle saçlarımı çekiştirdiğim sırada telaşla içeri dalan Jimin ve Tae görüş açıma girmişti. Endişeli ifadeleriyle soluğu yanımda buldular. Tae elini omzuma atarken Jimin arka planda kalmayı tercih etmişti.

"Neler oluyor Jungkook? Bir olaya mı karıştın?"

"Hayır Tae, öyle bir şey değil. Şuradan çıkınca bir bir anlatırım."

Belirli evrakları imzalamamın ardından dosya kapatılmıştı. Elimdeki kağıt parçasıyla umutsuzca oradan ayrılırken merakla beni izleyen iki çift göz peşimden geliyordu. Hiçbir şey anlatmak istemiyordum. Hiçbirinin yaşanmamış olmasını diledim, sonsuz bir uykuya dalmayı dilerken.

*

Ben koltuğun ortasında dirseklerimi baldırlarıma sabitlemiş ve birbirine kenetli ellerimle çeneme baskı yaparak otururken Jimin ve Taehyung odanın bir köşesinden diğer köşesine doğru düşünceli hâlleriyle yürüyorlardı. Olayın şokuyla ikisi de gerilmişti ve benim sona geldiğimi idrak etmişlerdi.

"Gerçekten inanamıyorum, zengin bir tanıdığımız da yok ki borç isteyelim! Jungkook, ne yapacaksın?"

"Bilmiyorum Tae ve şu an başımı döndürmekten başka bir işe yaramıyorsun, sen de öyle Jimin. Dört dönmeyi kesin artık."

Bıkkınlıkla çıkan sesimin ardından durmuşlardı. Ruh hâlimin verdiği katlanılmaz tavırlarım ortamı daha da gererken bir süre ayakta dikilip farklı köşelere oturmayı tercih etmişlerdi.

Tacet Caritate | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin