Medya kalp ben, şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ede-ĞFMCĞWMZĞW
Keyifli okumalar~
*Lavanta kadar nadide, papatya kadar huzur kokan sevgilim aynada son kez kravatını düzeltmiş ve usulca bana dönmüştü. Beyaz teninin üstünde mükemmel bir görüntü yaratan beyaz takım elbisesiyle melekleri kıskandırırdı. Gerçekten de ona en çok yakışan renkti.
"Nasıl görünüyorum Jungkook?"
"Gayet güzel görünüyorsun, tıpkı bir çiçek gibi."
"Senin çiçeğin gibi."
Anlamlı bakışlarımız derinleşirken Taehyung kapıyı kırarcasına odaya dalınca yerimden sıçramıştım.
"Hadisenize yahu, nikâh memuru geldi!"
Jimin çıktığı basamaktan inerken başını sallayınca tekrar bizi baş başa bırakmıştı. Narin parmakları kravatımda gezinirken dudaklarını arsızca yüzüme yaklaştırdı.
"Her sabah bu kravatı ben düzelteceğim, düşüncesi bile muazzam."
Başımı hafifçe sağa eğerken nefesimi yüzüne karşı fısıldadım.
"Her sabah senin manzaranla uyanacağım. Asıl bunun düşüncesi bile muazzam."
Dudakları ahenkle yukarı kıvrılırken yüzünü geri çekmiş, yanıma geçmişti. Kolunu koluma takarken gözlerimizi birleştirdi. Birkaç dakika sonra resmi olarak eşim olacaktı, kalbim son sürat hızla atıyordu.
"Hadi, geleceğimize adımlayalım artık."
Usulca başımı salladığımda senkronize olan adımlarımızla kapıya ilerledik. Ağır ağır odadan çıkmamızla kumsala doğru yol aldık. Bizim için döşenen yolda yürümeye başlamadan önce görevliler harekete geçmişti. Işıklandırmalar yakılmış, kalabalığın büyük alkışları eşliğinde masamıza doğru yürümeye başlamıştık. Şahitlerimiz olan Taehyung ve sevgilisi Jin masadaki yerlerini çoktan almışlardı. Jin hayatımıza öyle hızlı bir giriş yapmıştı ki; başta Tae'nin bir sevgilisi olabileceğine inanmamış, ardından onunla tanışıp kaynaşmıştık. Uzun zamandır dörtlü bir gruptuk.
Kalp atışlarım rotasından çıkarken en önde oturan annemle göz göze gelmiş ve yutkunmuştum. Elleriyle alkış tutarken gülümseyen dudaklarına yaşları sızıyordu. Babamın da burada olabilmesini dilemiştim, muhtemelen Jimin de annesinin burada olabilmesini dilerdi. Gözlerim sağ tarafın en önünde oturan babasına kaymış, büyük bir coşkuyla ellerini çırptığını görmüştüm. Ailelerimizin en büyük destekçimiz olması içten içe gurur vericiydi. Tanrım, ağlamak üzereyim!
Gözlerimi kalabalıktan çekip Jimin'in yüzüne odakladım. Ona baktığımı fark edince başını çevirmiş, bakışlarımızı birleştirmişti. Tutku dolu bakışlarımız içimizde kavrulurken masaya ulaşmıştık. Kolumdan ayrılan beden sağ tarafa geçerken ben de sol tarafa geçtim. Sandalyelerimize yerleştikten sonra kalabalık sakinleşmiş, nikâh memuru yerini almıştı. Kalbim heyecandan patlayacak gibiydi. Sevdiğim adamla birlikte yaşayacak, bir aile kuracak olmanın gerçeği heyecanımı nirvanaya çıkartıyordu. Artık ellerimiz hiç ayrılmayacaktı.
"Sağlıkta sıhhatte kısmını geçsek mi?"
Jimin elleriyle yüzünü kapatıp kahkaha atmaya başlamıştı, kalabalıktan da gülenler olmuştu.
"Çok sabırsızsın."
"Sen değil misin?"
Hayatıma renk katan eşsiz gülümsemesi yüzünde yer edinirken bir kez daha buluşmuştu gözlerimiz. Sevgisini iliklerimde dahi hissederken ne denli şanslı olduğumu kim bilir kaçıncı kez içimden geçirmiştim. Bu sırada nikâh memuru lafa atlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tacet Caritate | Jikook
Fanfic"Sen benim kütüphanemsin." Yeni kütüphane görevlisi konuşma engelli Park Jimin'in ve kütüphanenin daimi okuru edebiyat öğretmeni Jeon Jungkook'un eşi benzeri görülmeyen aşk hikayesi. Jimin'in küçükken yaşadığı bir travma sonucu dili tutulmuştur, psi...